Münevver’in kardeşi İbrahim Enver, şırıngayı Cem’e saplayamayınca üzerine fırlattı. Şırınganın içinde ne olduğu ise anlaşılamadı. Son derece sakin olan Cem Garipoğlu, Münevver’in başını kesişini ve gitar kutusuna koyuşunu tane tane anlattı.

İSTANBUL’da sevgilisi Münevver Karabulut’u, 3 Mart 2009’da kafasını testereyle keserek öldürmekle suçlanan Cem Garipoğlu’nun yargıç karşısına çıktığı ilk duruşmaya şırıngalı saldırı damga vurdu. Münevver’in kardeşi İbrahim Enver Karabulut’un Cem Garipoğlu’na fırlattığı şırınga, kafasını sıyırıp duvarda patladı.
Üzerlerine sıvı sıçrayan polisler kontrole gönderildi. Cem Garipoğlu’nun Bakırköy 2’nci Çocuk Ağır Ceza Mah-kemesi’ne girmesinin hemen ardından Münevver Karabulut’un annesi Nagihan ve babası Süreyya Karabulut avukatlarıyla adliyeye geldiler. İbrahim Enver Karabulut’un şırıngalı saldırısı, avukatları Rezan Epözdemir’in Cem’in çevresindeki jandarma ile polisin açılmasını istemesi sırasında oldu.

Çok üzgünüm

İbrahim Enver Karabulut, “Senin kafanı keseceğim” diyerek Cem’e saldırdı ve elindeki şırıngayı saplamak istedi. Bunu başaramayınca da şırıngayı Cem’e fırlattı. Şırıngadan çıkan sıvı nedeniyle salonu keskin bir koku kapladı. Enver Karabulut’un salondan çıkarılmasında sonra sıvıdan örnekler alındı. Daha sonra Cem Garipoğlu’nun ifadesine geçildi. Cem, babasının kendisini nasıl kaçırdığını da şöyle anlattı: “Babam beni aldı. Tanımadığım birine teslim etti. Bu kişi beni altı saat uzaklıktaki bir yere götürdü. Bana 5-10 günde bir yemek getirdi. Sadece televizyon vardı. Olup biteni televizyondan izledim. Yedi ay sonra tanımadığım başka biri geldi ve beni alıp yol kenarında bıraktı ve plakasını verdiği otomobilin beni alacağını söyledi. Ben de otomobile bindim. Bu kişi avukatımdı.”

Davalar birleşti

Mahkeme, Cem Garipoğlu’nun da anne- babası ve diğer altı sanıkla birlikte Bakırköy 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına karar verdi.

İntikam için yaptım

İbrahim Enver Karabulut, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’ndaki ifadesinde şunları anlattı: “Birkaç gündür Cem’den intikam almayı düşünüyordum. Aklıma plastik şırıngaya tuz ruhu ve çamaşır suyunuçekip ona püskürtmek geldi. Şırıngayı atkımın boyun kısmına yerleştirdim, plastik olduğu için X-Ray’den kolaylıkla geçtim. Duruşmada Cem’in anlattıklarına daha fazla dayanamadım ve ona doğru püskürttüm.”

Cinayeti tane tane anlattı

“Münevver’in cep telefonunda ‘canım’, ‘sevgilim’ yazan mesajlar gördüm. Münevver tuvaletteydi. Çılgına döndüm. Ne yaptığımı bilmiyordum. Münevver ‘Seni seviyorum’ dedi. Cinnet mi getirdim ne oldu bilmiyorum ama kendimi kaybetmiştim. Kendime geldiğimde Münevver’i yerde ölü vaziyette gördüm. Kendimi kaybettiğim sırada masanın üzerindeki bir bıçağı alarak Münevver’e vurduğumu ve bu sebeple ölmüş olduğunu anladım. Kaç bıçak darbesi vurduğumu da hatırlamıyordum. Münevver’in cansız bedenini gördüğümde kendimi öldürmek istedim ancak yapamadım.”

Nasıl başını kestim

“Bir bavul aldım. Münevver’in cesedini o bavula sığdırmaya çalıştım, sığmadı. Evden korku veya telaşla dışarı çıktım. Nalbura gittim ve bir testere satın aldım. Nasıl yapabildim anlayamıyorum ama önce başını kestim. Münevver’in cesedini bavula koydum, başını da bir gitar kutusuna koydum. İstanbul’u çok iyi bilmiyorum. Dedem oturduğu için bildiğim Etiler’e gittim. Çöp konteynerine attım. Eve döndüğümde annem kan izlerini sordu. Geçiştirdim. Babam geldiğinde ‘Dışarda konuşalım’ dedim.”

Münevver’in arkadaşları oradaydı

Münevver Karabulut’un arkadaşları ellerinde büyük boy Münevver Karabulut’un fotoğraflarıyla Bakırköy Adalet Sarayı’nın önünde beklediler. Grup, “Adalet parayla satın alınmaz” sloganları attı.(HÜRRİYET)