Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, son 20 yılda kanunlarda 109 kez değişiklik yapıldığını, buna rağmen Türkiye'de hala vergi adaletinin tesis edilemediğini, bunun da sisteme güvensizlik yarattığını bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ve Mersin
Defterdarlığı'nın düzenlediği, ''2004 Yılı Vergi Rekortmenleri ve
Başarılı İhracatçılar Ödül Töreni''nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de vergi adaleti tesis edilemediğinden devletin ancak alabildiğinden tahsil etmeye yöneldiğini belirtti. Türkiye'de basit usule tabi yaklaşık 830 bin mükellefin
bulunduğunu ve ayda ödedikleri verginin ortalama 5.5 milyon lira olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
''Öte taraftan, beyana dayalı gelir vergisi mükellefi sayısı 1.8
milyon. Ortalama aylık vergileri 79 milyon lira. Kurumlar vergisi
mükellefi sayısı 625 bin ve aylık 122 milyon lira ödeme yapılıyor. Ama, daha da ilginci, toplanan kurumlar vergisinin yüzde 60'ını ilk 100 mükellef, gelir vergisinin yüzde 40'ını ise, ilk bin mükellef ödüyor. Bu rakamlar, verginin tabana yayılmamış olduğunun, en açık
göstergesidir.''
Hisarcıklıoğlu, çarpık vergi sisteminin kayıt dışılığa
yönlendirdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
''10 sene önce, ülkemizde 1.9 milyon gelir vergisi mükellefi
bulunurken, bugün 1.8 milyona gerilemiştir. Aynı dönemde, basit
usuldeki vergi mükellefi sayısı da 910 binden 820 bine düşmüştür.
Kayıt dışılığın tüm ekonominin yarısına ulaştığı bir ülkede vergi
adaletinin sağlanabilmesi de mümkün değildir.''
-VERGİ SİSTEMİNE FIKRALI HİCİV-
Hisarcıklıoğlu, mevcut haliyle vergi sisteminin ''tam bir kara
mizah'' örneği olduğunu belirterek, şu fıkrayı anlattı:
''Çeşitli ülkelerin maliyecileri toplanmış. Kendi mevzuatlarını
anlatıyorlar. Amerikalı demiş ki, bizde mükellef 100 dolar
kazanıyorsa, 30'unu alırız. Bunları da altyapı hizmetlerine veririz.
Alman demiş ki, biz 40'ını alırız. Ama altyapının yanı sıra sağlık ve
eğitim hizmetlerine de veririz. Söz sırası Türk Maliye yetkilisine
gelince biz kazancına bakmadan ne alabilirsek alırız. Topladığımız
verginin de üçte biri faize, üçte biri yolsuzluklara ve israfa gider.
Geriye kalanıyla da kamu hizmetleri yürütülür. Tabi geriye bir şey
kalırsa. Diğerleri sormuş, peki şirketleriniz nasıl ayakta kalıyor? Bizim
maliyeci cevap vermiş onu biz de bilmiyoruz.''
Hisarcıklıoğlu, cevabın kayıt dışılık olduğunu, son 20 yılda
kanunlarda 190 kez değişiklik yapıldığını ve sisteme güvensizlik
yaratıldığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Vergi adaleti isteniyorsa yapmamız gereken ilk şey, Türkiye'de
ekonomiyi kayıtlı hale getirmektir. Türkiye, en zor şartlarda dahi
vergi gelirlerini devlet gücüyle artırabilmiştir. Daha doğrusu
maliyemiz, vergileri arttırma konusunda, Allah vergisi bir yeteneğe
sahiptir. Ama, ekonomiyi düzeltmek için, sadece gelir artırıcı
önlemlere başvurmak, yeni vergiler getirmek yeterli olmamaktadır. Kamu
giderlerini azaltma yönündeki önlemlerle bütünleşmeyen, kamu geliri
artışları, bugüne kadar, Türk ekonomisinin hiçbir sorununu
çözmemiştir. Bundan sonra da çözmesi mümkün değildir.''
-HANTALLAŞAN KAMU VE REFORMLAR-
Hisarcıklıoğlu, aşırı büyüyen ve hantallaşan kamu idaresinde,
gerekli reformların, en kısa sürede yapılmadığı takdirde, kamu
kaynaklarının israf etmeye devam edileceğini belirterek, ''Kamuda
verimliliği artırmanın, ülke ekonomisine yük olmaktan kurtarmanın
birinci öncelik olduğunu kabul etmek zorundayız. Vergi toplamada
gösterilen kadar kamu harcamalarını kısmada, kamuyu küçültmede de
gayret göstermek zorundayız. Bunu yapmadığımız zaman, devletin iki
yakası bir araya gelmez'' dedi.
Sadece son 10 senede, kamu harcamalarının, tam 110 katına
çıktığını ve bunun içinde, faiz ödemeleri ve yatırımların
bulunmadığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
''Milli gelir artışıysa sadece 90 kattır. Kamu harcamalarının
milli gelirden daha hızlı artığı ekonominin ayakta kalabilmesi de
mümkün değildir. Kamu küçüleceğine büyümeye devam etmektedir. Sadece geçen yıl memur sayısı 50 bin artmıştır. Ve rekor kırılarak 2.5
milyona ulaşmıştır. Üstelik bu yıl da yaklaşık 60 bin memur alınması
planlanmaktadır.''
-ÖZELLEŞTİRMEYE BAŞLANGIÇ-
Hisarcıklıoğlu, özelleştirmeyle kamuyu küçültüp, etkinliğini
artırmanın vaat edildiğini, ancak gerçekleşmediğini hatırlatarak,
konuşmasına şöyle devam etti:
''Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi kurulduğunda, özelleştirme
işi de bu çatı altındaydı. Toplam 200 kişilik kadrosu vardı. Sonra, bu
kurum ikiye bölündü. Şimdi aynı işi 800 kişi yapıyor, daha doğrusu
yapamıyor. Ayrıca, özelleştirme idaresinde çalışanlar, özelleşecek
kurumlarda yönetim kurulu üyesi oluyorlar. Peki oradan maaş alan insan
özelleştirme ister mi?Bu yüzden diyoruz ki özelleştirmeye,
özelleştirme idaresinden başlanılmalıdır. Kamu idaresinde yeniden bir
yapılanmaya acilen ihtiyacımız bulunmaktadır.''
Sosyal Güvenlik Sistemi'nde düzenlemeye gidilmesi gerektiğini
belirten Hisarcıklıoğlu, ülke nüfusu hesaplaması ve sistemden
yararlananlarla ilgili verilerin bile çelişki içerdiğini vurgulayarak,
''Yılda 15 milyar dolar açık vermesine rağmen, ne hizmet alan memnun
ne de hizmet veren'' dedi.
-SPOR KLÜPLERİ VE FUTBOLCULAR-
Döviz kazandırarak, yatırım yaparak ve istihdam sağlayarak ülkeyi
sırtlayan girişimcinin ağır vergi yükü altında ezilmeye devam ederken,
futbol sektörüne uygulanan vergi oranının yüzde 15'e indirilmesine
anlam veremediklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
''Bazı kulüplerin yaptığı astronomik vergi kaçakçılığını legal
hale sokmanın hiçbir gerekçesi olamaz. Bu uygulama, yüz kızartıcı bir
popülizm, hazmedilmesi imkansız bir çifte standarttır. Futbolcunun,
işçi, esnaf, tüccar, sanayiciden üstün tarafı nedir, ekonomiye ne
katkısı vardır? Bu vergi sistemi, bu zihniyet devam ettiği müddetçe,
Türkiye'nin iki yakasının bir araya gelmesi mümkün değildir.''
Hisarcıklıoğlu, Çin'in bugün itibariyle, tekstil ve konfeksiyonda,
ABD pazarının yüzde 73'ünü, dünya pazarının da yüzde 55'ini ele
geçirdiğini anlatarak, bu durumun değerlendirilmesini ve sektörel
stratejiler hazırlaması gerektiğini vurgulayarak, ''Sanayi envanteri
sistemini tamamlamalı ve yatırım teşvik sistemini yeniden dizayn
etmeliyiz'' dedi.
-VALİ OSMANÇELEBİOĞLU-
Mersin Valisi Atilla Osmançelebioğlu da ülke ekonomisi açısından
kıt kaynakları verimli şekilde kullanarak, toplumsal faydayı maksimum
kılan, teknolojik gelişmeye aylak uydurarak topyekun kalkınmayı
gerçekleştirme konusunda ekonomik hayatın vazgeçilmez aktörleri olan
müteşebbislerin şerefli bir görev ifa ettiklerini söyledi.
Konuşmaların ardından, kurumlar ve gelir vergisi rekortmenleri ile
başarılı ihracatçılara plaket verildi.
Törene, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, MTSO
Başkanı Kadri Şaman, MTB Başkanı Abdullah Özdemir, Adana Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş, Mersin Emniyet Müdür Vekili Süleyman Ekizer, Yenişehir Belediye Başkanı İbrahim Genç ve çok sayıda iş adamı ile davetli katıldı.