TUNUS’taki halk ayaklanması, yeni statükoyu da devirmek üzere. Yaklaşık çeyrek yüzyıldır Devlet Başkanlığı koltuğunda oturan Zeynel Abidin bin Ali’nin ülkeden kaçmasına yol açan Tunuslu muhalifler, seçim süreci için kurulan iki aylık hükümeti de beğenmedi. Sosyal medya siteleri üzerinden organize olan protestocular, dün yine oldukça kalabalık gruplar halinde sokağa dökülerek, Başbakan Muhammed Gannuşi’nin kurduğu geçici hükümete veryansın etti.
Protestoların yaşandığı saatlerde, yeni hükümetin kurulmasının üzerinden daha 24 saat geçmemesine karşın, üçü kabinenin Tunus İşçi Birliği’nden olmak üzere 4 bakan, görevlerinden istifa etti. İstifacı bakanlar, bu kararlarına gerekçe olarak, kabinede, Zeynel Abidin bin Ali’nin partisi Demokratik Anayasal Hareket’ten (RCD) üyeler bulunmasını gösterdi. Böylece yeni hükümet, kurulmasından bir gün sonra kendini eli kolu bağlı halde buldu.
Gannuşi’den savunma
Paris’te bulunan Başbakan Muhammed Gannuşi ise, kurduğu hükümeti savunarak, adı açıklanan tüm bakanların “ellerinin temiz” olduğunu savundu. Tunus Başbakanı, iddiaların odağındaki eski First Lady Leyla Trabelsi’nin ailesinin yargılanması sözünü de verdi.
Tunus’a dönüşü yasaklanan İslâmcı lider Raşit Gannuşi’ye ise yollar şimdilik kapalı. Bin Ali’nin devrilmesinin ardından Tunus’un ikinci bir devrime ihtiyacı olduğunu söyleyen Gannuşi, “Diktatör rejimi hâlâ sürüyor. Anayasa, parti ve parlamento olduğu yerde duruyor” dedi. Ancak Başbakan Muhammed Gannuşi, hukuken affedilmediği sürece İslamcı liderin ülke sınırlarından içeri alınmasının söz konusu olmayacağını vurguladı. Yasaklı durumdaki İslamcı Ennadha Partisi’ninse, buna rağmen seçimlere katılmak üzere başvurma kararı aldığı belirtildi. Ayrıca muhalefetteki Cumhuriyet Kongresi Partisi’nin sürgündeki lideri Moncef Marzuki, dün Paris’ten ülkesine döndü. Marzuki’nin, Devlet Başkanlığına adaylığını koyması bekleniyor.
Ekmek aslanın ağzında
ÜLKEDE bir ayı aşkın bir süredir devam eden gerginlik, gündelik yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Hemen her hizmetin aksadığı ülkede ekmek almak için de artık uzun kuyruklarda beklemek gerekiyor. Sırası gelip de ekmeğini alanların yüzü gülerken, bekleşmeye devam edenlerin tedirginliğiyse yüzlerinden okunuyor.
Tek tek indirdiler
ZEYNEL Abidin bin Ali’yi koltuğundan indiren halk, artık nefretle andığı eski liderine ait iz bırakmamakta ısrarlı. Dünyanın hemen her coğrafyasında olduğu gibi Tunus’ta da, otoriter liderin koltuktan indirilmesiyle birlikte, onu hatırlatan fotoğraflar, bayraklar, flamalar, ikonlar, büyük bir hızla sokaklardan, evlerden, işyerlerinden sökülüp çöpe atılıyor. Protestocular, seçime kadar görevi devralacak hükümetin de kandırmaca olduğunu savunuyor. Onlara göre çıbanın başı RCD. Yani, devrik lider Bin Ali’nin partisi. Bu partiden bakanların yeni kabinede de yeralması, muhalefete göre, geçici hükümetin samimiyetsizliğini kanıtlamaya yeterli bir durum.
Domino etkisi kendini yakmak mı
TUNUS’u Yasemin Devrimi sürecine götüren “kıvılcım”, işini yapmasına engel olan zabıta memurlarını protesto eden üniversiteli Muhammed Buazizi’nin kendisini yakması olmuştu. Buazizi’nin kıvılcımı, bölge ülkelerini hareket geçirdi. Mısır’ın Kahire ve İskenderiye kentlerinde 3 protestocu, olumsuz yaşam koşullarına isyan ederek kendisini yaktı. Kahire’deki eylemde, Muhammed Faruk Muhammed el-Said adlı kişi, kaybolan kızının bulunamamasına tepki göstermek için, Başbakanlık önünde kendini yaktı ve öldü. Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Abul Gayt, kendini yakmanın, Tunus’tan sonra Mısır’da görülmesinin, domino etkisine bir örnek oluşturup oluşturmadığına ilişkin tartışmaları “saçmalık” olarak değerlendirdi.
Bin Alilerin milyarlık serveti
TUNUS’ta bir muhalif liderin, “Bin Ali’nin karısı Leyla kaçarken 1.5 ton altın kaçırmış” sözü üzerine ülkedeki eylemlerde, “Hanedanı asalım ama altınları da geri alalım” sloganları yankılandı. Ancak Merkez Bankası Başkanı Habib Maalej, “Altın rezervlerimiz yerinde” diyerek iddiaları yalanladı. Yeni bir iddiaya göre de, devrik Devlet Başkanının, yurtdışındaki özel bankalarda yaklaşık 1.5 milyar dolarlık serveti bulunuyor. Bin Ali’nin, malvarlığını, yabancı özel bankalara aktardığı öne sürüldü. Öte yandan Bin Ali’nin eşi Leyla’nın milyarlık servetini, bankalarında saklı tutulduğu öne sürülen ülkelerin başında gelen İsviçre, iddialara sessiz kalamadı. Başkent Bern’deki federal başsavcılık, konuyla ilgili olarak bir soruşturma açtı. 19 OCAK 2011/HÜRRİYET