Toplantı, Beşiktaş'taki Four Seasons Oteli'nde yapılıyor. Zirve kapsamında bugün dışişleri bakanları toplantısı da yapılacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, zirveye katılan heyet başkanlarıyla ikili görüşmelerde bulunacak.
Afrika Birliği'nin (AfB) 53 üyesinin tamamının davet edildiği zirveye, 6'sı devlet başkanı düzeyinde 50 civarında ülkenin katılması bekleniyor.
Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesinin sonunda iki belgenin yayımlanması öngörülürken, yüksek düzeyli memurlar buna yönelik çalışmalarını sürdürüyor.
Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi kapsamında düzenlenen Yüksek Düzeyli Memurlar Toplantısında "Türkiye-Afrika İşbirliği İstanbul Deklarasyonu" ile "Afrika ve Türkiye Ortaklığı İçin İşbirliği" çerçeve belgeleri ele alınıyor.
Diplomatik kaynaklara göre, İstanbul deklarasyonunda Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında tarım, sulama, sağlık, eğitim, basın-yayın ve alt yapı yatırımları gibi alanlarda ortak projelerin geliştirilmesi ve sürdürülebilir işbirliğine yönelik hedefler yer alacak.
Toplantıya 50 Afrika ülkesinin katıldığı öğrenilirken, bunların 6'sının devlet başkanı, 5'inin cumhurbaşkanı yardımcısı, 6'sının başbakan, 1'inin başbakan yardımcısı ve diğerlerinin dışişleri bakanı ya da diğer düzeylerde temsil edildiği belirtildi. Zirveye Güney Afrika'daki bir toplantı nedeniyle sadece Mozambik, Swaziland ve Lesoto'nun katılmadığı bildirildi.
Kaynaklar, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği konusunda katılımcı Afrika ülkelerinden tatminkar destek aldığını ifade ettiler.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün zirve çerçevesinde çok sayıda ikili görüşmelerde bulunarak, katılımcı heyet başkanlarının tamamıyla görüşeceği de belirtiliyor.
Tüzmen'den 50 milyar dolarlık hedef
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 2003'de 5,4 milyar dolar olan Türkiye-Afrika ülkeleri ticaret hacminin, geçen yılın sonunda yüzde 140 oranında artış göstererek 13 milyar dolara yükseldiğini, 2012 yılına kadar ticaret hacminin 50 milyar dolar olacağına inandığını belirtti.
Tüzmen, "Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi" kapsamında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen "Türkiye-Afrika İş Forumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, Afrika Birliğinin Türkiye'yi birliğin stratejik ortaklarından biri olarak sunmasını ve AB, Çin ve Japonya ile yapılan zirvelerden birinin Türkiye'de düzenlenecek olmasını önemsediklerini ifade etti.
Tüzmen, ABD ve Avro bölgesindeki krizin Asya'yı etkilemeye başladığını belirterek, Dünya Gıda Programı verilerine göre, 2007 yılı Haziran ayından itibaren gıda maddeleri fiyatlarının yüzde 55 oranında arttığını, gelişmiş ülkelerin ekonomik durgunluk, işsizliğin artması ve enflasyonun yükselmesi gibi sorunlarla mücadeleye öncelik verirken, dünya gıda maddeleri fiyatlarındaki yükselişin meydana getirdiği risklerin arttığını kaydetti.
En az gelişmiş veya gelişme yolundaki ülkelerde üretilen mallara daha fazla pazara giriş olanağı sağlayacak düzenlemelerin yapılması beklenen Dünya Ticaret Örgütü Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinin korumacı politikalar nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandığını ifade eden Tüzmen,"Sanayileşmiş ülkeler uzun vadede tüm dünyayı olumsuz etkileyecek bu tutumdan vazgeçmeli ve tarım ürünleri ticaretini uzun vadeli bir perspektif çerçevesinde daha adaletli ve paylaşımcı yaklaşımla desteklemelidirler" dedi.
Tüzmen, Afrika'nın tarımsal üretim devrimi için ihtiyaç duyduğu teknoloji transferi ve yatırımlar için gerekli uzun vadeli finansman imkanlarının, gelişmiş ülkeler ve uluslararası kuruluşlar tarafından sağlanması gerektiğini kaydetti.
2000 yılında uygulamaya konulan "Komşu ve Çevre Ülkelerle Ticareti Geliştirme Stratejisi"ne ek olarak 2003 yılının başından itibaren Afrika stratejisinin uygulanmaya başladığını hatırlatan Tüzmen, "2003 yılında 5,4 milyar dolar olan Türkiye-Afrika ülkeleri ticaret hacmi, 2007 yılı sonunda yüzde 140 oranında bir artış göstererek 13 milyar dolara yükselmiştir. Bu yılın ilk yarısında elde ettiğimiz yüzde 55 oranında artış, yıl sonunda ticaret hacmimizin 19 milyar dolara ulaşacağına işaret etmektedir. 2012 yılına kadar ticaret hacminin 50 milyar dolar olacağına inanıyorum" dedi.
Afrika Birliği'nin (AfB) 53 üyesinin tamamının davet edildiği zirveye, 6'sı devlet başkanı düzeyinde 50 civarında ülkenin katılacağı belirtiliyor.
İstanbul Çırağan Sarayı'nda "Ortak Bir Gelecek İçin Dayanışma ve İşbirliği" sloganıyla düzenlenecek zirveye Burkina Faso, Cibuti, Ekvador Ginesi, Komorlar, Mali ve Sudan'ın devlet başkanı düzeyinde, diğer ülkelerinse devlet başkanı yardımcısı, başbakan ya da dışişleri bakanı düzeyinde katılmaları öngörülüyor.
Zirveye 20 kadar uluslararası kuruluşun temsilcisinin de katılacağı öğrenilirken, Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Jean Ping'in yanı sıra BM Genel Sekreterinin Afrika özel danışmanı ile Afrika Kalkınma Bankası'nın özel danışmanı ve Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'nın da zirvede hazır bulunması bekleniyor.
Bununla birlikte diplomatik kaynaklar, zirveye katılacak ülkelerin sayısının son dakikaya kadar değişebileceğini ifade ediyorlar.
Ekonomik ilişkiler ele alındı
Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi kapsamında düzenlenen Türkiye-Afrika İş Forumunda, "Afrika ve Türkiye Ekonomik İlişkileri" ele alındı.
Oturumda konuşan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı,Afrika'nın özellikle son 5 yılda tüm dünya ekonomilerinin dikkatini üzerine çektiğini kaydetti.
ABD ve AB'nin yanı sıra ham madde ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak başta Çin ve Hindistan olmak üzere, Asya ülkelerinin de Afrika'ya yönelmiş olduğunu ifade eden Yırcalı, kıtanın gelişmiş ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerin de ilgi odağı haline geldiğini vurguladı.
Yırcalı, kıtanın ekonomik açıdan iyi bir yıl olmayan 2007 yılında bile yüzde 5,8'lik büyüme gösterdiğine dikkat çekti. Türkiye'de son yıllarda Afrika'ya yönelik olarak önemli açılımlar gerçekleştirildiğini de dile getiren Yırcalı, bu açılımlarla birlikte Afrika'nın ekonomik ve siyasi gündemde önemli yer tuttuğunu kaydetti.
Rona Yırcalı, "Türkiye'nin Afrika'ya ihracatı son 10 yılda yüzde 416 artış göstermiştir. 2008 yılının ilk altı ayında da, 4,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleşmiş durumda" dedi.
Başta altyapı olmak üzere pek çok alanda projelerin bulunduğu Afrika'nın, Türk müteahhitler açısından önemli fırsatlar sunduğunu söyleyen Yırcalı, "Afrika'da Türk müteahhitler tarafından üstlenilen projelerin miktarı 15,6 milyar dolara ulaşmıştır. Sadece 2007 yılında ise 5,9 milyar dolarlık proje üstlenilmiş durumdadır." dedi.
Yırcalı, Türkiye'nin Afrika ile ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesinin önünde mal ve hizmet ulaştırılmasında yaşanan sıkıntılar, kıta hakkındaki bilgilerin azlığı gibi sorunlar bulunduğunu belirterek, DEİK'in 80 iş konseyinden 8'inin Afrika ülkeleriyle olduğunu, Nijerya ile kurulacak iş konseyinin ardından bu rakamın 9'a çıkacağını aktardı.
Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Alev Alkan da, "2007 yılında bankamız Afrika'ya yönelik 250 milyon dolar civarında kısa vadeli ihracat kredisi vermiştir. Bu yılın ilk altı ayında bu rakam 130 milyon dolar civarındadır. Ayrıca Afrika'ya ihracat yapan firmalar için 2007 yılında 140 milyon dolar kredi sağlanmış, bu rakam ilk altı ayda 80 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir" dedi.
Zirvenin önemi
İstanbul'de yapılacak Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesinde, Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ilişkilerini daha da geliştirecek ilave yol ve yöntemlerin belirlenmesi planlanıyor.
Türkiye, bu zirveyle Afrika ülkeleriyle her alanda işbirliğine ivme kazandırmayı ve bu işbirliğini sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlıyor.
Ankara, 1998 yılında benimsediği Afrika Eylem Planı doğrultusunda bu kıtaya açılımını sürdürürken, bu kıtayla işbirliğini geliştirme arzusu çerçevesinde, ilk kez düzenlenecek zirveyi her 5 yılda tekrarlamayı
planlıyor.
Türkiye-Afrika ilişkileri
Sahra Altı Afrika'sında ilk büyükelçiliğini 1926 yılında Addis Ababa'da açan ve bugün bu kıtada 12 büyükelçiliği bulunan Türkiye, bu sayının yeterli olmadığından hareketle, gelecek yılın sonuna kadar, özellikle Sahra Altı Afrika'sında 15 yeni büyükelçilik açmak için çalışmalarda bulunuyor.
Türkiye-Afrika ilişkileri, siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel ilişkilere ivme kazandırmak amacıyla 1998 yılında Afrika Eylem Planının benimsenmesinin ardından yoğunluk kazanırken, Türkiye, 2005 yılını da "Afrika Yılı" ilan etmiş ve Türkiye'den Afrika ülkelerine üst düzey ziyaretler düzenlenmişti.
Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ekonomik ilişkilerinin de güçlendiği gözlenirken, 2005 yılında toplam 9 milyar dolarlık ticaret hacminin, 2007'de 13 milyar dolara yükseldiği, bunun 6 milyar dolarının Sahra Altı Afrika ülkeleriyle olan kısmı oluşturduğu ifade ediliyor.
Türk şirketlerinin Afrika'daki yatırımlarının toplamı da 400 milyon doları geçerken, Türk firmalarının Afrika'da 2007 yılında üstlendiği projelerin toplamı da 5,8 milyar dolar.
Kıtadaki 8 barışı koruma operasyonundan 6'sına fiili katkıda bulunan Türkiye'nin, 2005 yılından bu yana Afrika ülkelerine verdiği insani yardımların değeri 12 milyon doları geçti. Önümüzdeki dönemde de Türkiye, Afrika'daki kalkınma projelerine 50 milyon dolarlık ek ödenek verecek.
THY de 2005 yılından itibaren Afrika ülkelerine olan uçuşlarını artırırken, aynı yıl Afrika'daki ilk ofisini Addis Ababa'da açan TİKA, 2006 yılında Hartum, 2007'de de Dakar'da yeni ofislerini hizmete soktu.
Türkiye ayrıca, Afrika ülkelerinden öğrencilerin büyük çoğunluğuna yüksek öğrenim bursları sağlarken, 2007-2008 eğitim öğretim döneminde Afrika ülkelerinden öğrencilere 300'ün üzerinde burs tahsis edildi.
Diplomatik kaynaklar, Afrika ülkelerinin de Türkiye'nin kıtada daha etkin roller üstlenmesini arzu ettiğine işaret ederken, Türkiye'nin AfB tarafından stratejik ülke ilan edilen az sayıda ülkeden biri olduğuna dikkat çekiyor. AfB, bugüne kadar sadece Çin, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Güney Amerika, AB ve Türkiye'yi stratejik ortak ilan etti.