TGS Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklama şöyle:
Basın emekçilerinin tek sendikal örgütü olan Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın, 57 yıllık geçmişini geride bırakırken, yalnızca medya patronları ve siyasi iktidarlar tarafından değil, aynı zamanda ana muhalefet partisince de hedef haline getirilmesinin üzüntüsünü taşıyoruz.
TGS, herhangi bir siyasi görüş ayrımı yapmadan tüm medya çalışanlarının sendikal haklarının geliştirilmesi, ekonomik ve sosyal çıkarlarının korunması amacıyla yürüttüğü mücadeleyi kurulduğu günden bu yana ödünsüz sürdürmektedir. TGS’nin, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’ndaki temsil hakkını, medya patronları lehine düşüren yasal düzenlemenin ana muhalefet partisine mensup milletvekillerinin hazırladığı önergenin siyasi iktidar partisi üyesi milletvekilleri ve hükümetin desteğiyle parlamentodan geçmiş ve Cumhurbaşkanınca da onaylanmış olması, sadece gizli kalmış sendika karşıtı ittifak arayışlarının ortaya çıkmasına katkı sağlamıştır. Bu sendika karşıtı cephe oluşumu, TGS’yi hak mücadelesindeki kararlı duruşundan asla alıkoyamayacaktır.
Gece yarısı önergeleriyle ortak kanunlar çıkarmayı başarabilen siyasi güçlerin, basın ve ifade özgürlüğünü demokratikleştiren, sendikal hakları güvence altına alan, toplu sözleşme ve grev hakkının özgürce kullanılabilmesinin teminatlarını sağlayan yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesinden imtina etmeleri, demokrasi anlayışlarındaki samimiyetsizliğin de bir ifadesidir.
Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’ndaki son düzenlemelerin, basın ve ifade özgürlüğünü tehdit eden vahim sonuçları, çok sayıda gazeteci ve aydın aleyhine açılan soruşturma ve dava sayısındaki artışlarda görülmektedir. Cezaevindeki gazetecilerin sadece mesleki faaliyetleri ve düşünce açıklamalarından dolayı “örgüt propagandası yapmakla” suçlanmalarını ya da “askeri darbe girişimleriyle” ilintili gösterilmelerini kaygıyla izliyoruz.
TGS olarak, gazetecilerin hukuku zorlayan yorumlarla hedef haline getirilmesini değil, geçmişteki gazeteci cinayetlerinin ardındaki gerçeklerin bu yargılamalar çerçevesinde ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz. Bu dava süreçlerinin, yargı bağımsızlığını siyasi güçlerin gölgesinde bırakacak davranışlardan kaçınılarak bir an önce sonuçlandırılması en büyük beklentimizdir.
Tanık olduğumuz tüm kafa karıştırıcı ekonomik ve siyasi gelişmelere rağmen, basın emekçilerinin mesleki ve sendikal bir örgütü olarak, geleceğe yönelik umudumuz asla kaybolmadı.
TGS’nin yeni işyerlerinde örgütlenme mücadelesi genişlemektedir. Sabah-atv işyerlerindeki örgütlenme sonucunda verilen sendikal mücadelemiz grevle sonuçlandı. Turkuvaz işvereninin yasa dışı tüm uygulamalarına rağmen medya sektöründe 29 yıl aradan sonra gerçekleştirilen bu grev, tüm basın emekçilerinin onur mücadelesine dönüşmüştür. Bu mücadelenin, medya patronlarının basın emekçilerinin sendikal haklarına saygı duymasını sağlamanın yolunu açacağına inanıyoruz.
TGS, Ankara’da kurulu Halk TV’de toplu sözleşme görüşmelerini sürdürmekte, Bursa’da yayımlanan Olay gazetesinde de toplu sözleşme yetkisi alarak işvereni toplu sözleşme görüşmelerine çağırmaya hazırlanmaktadır. Halk TV’de biri sendika işyeri temsilcimiz olmak üzere dört üyemizin iş akitlerinin feshedilmesini bir kez daha protesto ederken, arkadaşlarımızın yasal haklarının savunulması amacıyla gerekli davaların sendikamız tarafından açıldığını da kamuoyuyla paylaşıyoruz.
TGS’nin örgütlü olduğu Anadolu Ajansı işyerlerinde son dönemlerde yaşanan gelişmeleri ise kaygıyla izliyoruz. Bir üyemizin “yalan haber” yazmak iddiasıyla savunması dahi alınmadan acele bir kararla iş akdinin feshedilmesini, işyerinde yasal muhatap mesleki bir örgüt olarak kabul edebilmemiz mümkün değildir. İşten çıkarma kararı son derece ağır bir hükümdür. Üyemizin işe dönüşüyle ilgili dava sendikamız tarafından açılacak ve takip edilecektir. Ancak Anadolu Ajansı işvereninin, bu örnekten hareket ederek, üyelerimizi gelecekleriyle ilgili endişeye sevk edecek uygulama ve söylemlerden kaçınmasını temenni ediyoruz.
TGS olarak, 57’nci kuruluş yıldönümümüz dolayısıyla, tüm medya kuruluşlarında çalışan basın emekçilerini sendika çatısı altında örgütlenmenin önemini bir kez daha değerlendirmeye çağırıyoruz.
Basın emekçileri olarak, hak ve çıkarlarımızı koruyabilmenin yolu, bir araya gelebilmekten ve ortak hareket edebilmekten geçmektedir.
--------------------