Zeytinburnu 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 'kullanmak için uyuşturucu bulundurmak' suçundan yargılanan ve tıbbi tahlil sonucu uyuşturucu kullandığı saptanan bir sanığı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 191/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezasına ve 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasına mahkum etti.
Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma talebinde, TCK'nın 191. maddesinde uyuşturucu madde satın alan, kabul eden ya da bulunduranlar için cezai müeyyide öngörüldüğü, kullananlar için herhangi bir yaptırım düzenlenmediği belirtildi ve kararın bozulması istendi.
Talebi görüşen Yargıtay 10. Ceza Dairesi, kanun yararına bozma talebini yerinde görmedi.
Dairenin kararında, TCK'nın 191. maddesinin gerekçesine göre uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmanın değil, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ya da bulundurmanın suç olarak tanımlandığı anımsatıldı.
Bir kişinin uyuşturucu madde kullanması eyleminin, rızası dışında zorla veya hileyle verilmesi durumları dışında, öncelikle kendi iradesiyle bu maddeyi eylemsel ya da hukuksal olarak elde etmesini gerektirdiğine değinilen kararda, bir başka kişinin enjekte etmesi ya da içirmesinde de rıza gösterilmesinin 'uyuşturucu bulundurma' suçunu oluşturacağı kaydedildi.
Kararda, uyuşturucu madde kullanımının tıbbi bir bulgu olarak saptandığı ve failin üzerinde ayrıca uyuşturucu madde ele geçirilememesi nedeniyle kullanılan uyuşturucuyu bulundurma eyleminin somut olarak görülemediği, algılanamadığı durumlarda, varlığı kesin bir olgu olan ve yasada suç olarak tanımlanan bulundurma eyleminin yok sayılmasının mümkün olmadığı belirtildi.
-'EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI'-
Bir kişide uyuşturucu madde kullanımının tıbben saptanmasının uyuşturucu madde bulundurmayı ortaya koyan güçlü bir kanıt niteliği taşıdığına işaret edilen kararda, bu durumda failin 'uyuşturucu madde bulundurmak' eyleminden cezalandırılması ve ayrıca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiği kaydedildi.
Kararda, 'Aksi görüşün kabulü halinde, hayatında hiç uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmayıp ilk kez ve belki de basit bir merakla uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurup henüz kullanmayan bir kişiye bulundurmak suçundan ceza verilecekken, sürekli kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran, ancak olay anında üzerinde bu madde ele geçirilemeyen kişilere hapis cezası verilemeyecek olması eşitlik ilkesine açıkça aykırılık oluşturacaktır' denildi.