Sadece Cumhuriyet gazetesinde çıkan tam sayfa ilanda “Anayasa’ya aykırı olarak el konulan şirketlerimin yönetimlerine bir takım nitelikleri belirsiz insanlar getiriliyor. Şirketler yağmalanıyor. Bunun en bariz ve güncel örneği TMSF tarafından Çimento/İnşaat grubuna dahil şirketlerimin yönetim kurulu üyeliğine atanan Servet Kaçamak isimli kişinin polis operasyonu sırasında göz altına alınmasıdır” dedi.

Yaşanan gelişmelerin İmar Bankası bahane edilerek çıkarılan iyi yasaya dayandığını ileri süren Uzan, kendisinin İmar Bankası ile ilişkisinin “babamın oğlu” olmaktan ileriye gitmediğini vurguladı. Bu kanunların Anayasa’ya Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve evrensel hukuk kurallarına aykırı olduğunu söyleyen Uzan, yapılanların tek amacının kendisini siyasetten yok etmek ve Genç Parti’nin iktidara yürüyüşünü engellemek” olarak açıkladı.

Uzan ilanında peş peşe sorularını sıralıyor.
“ Bugüne kadar el konulan 21 bankanın sahiplerine bana yapılanlar neden yapılmadı?”

“Benim gibi banka ile hiçbir ilgisi bulunmayan birinin tüm malvarlığı sadece “Uzan soyadı” ve Genç Parti Başkanlığı nedeniyle haraç mezat satılırken, banka sahibi olup bankasına el konulan, TMSF ile hiçbir protokol yapmayan ya da yapıp buna uymayan gruplara neden dokunulmuyor.?”

“Neden sadece benim evime onlarca polisle giriliyor, dini inançlarımıza tamamen ters olacak şekilde yatak odalarımıza kadar gazeteciler sokularak aile mahremiyetimiz ihlal ediliyor ve bu görüntüler malum medyada çarşaf çarşaf yayınlanıyor?

“Neden sadece benim mallarım şu anda “ Uzan yasaları”na dahi uyulmayarak yağmalanıyor?

Kendisine ait malları satanlara da tehdit savuran Uzan, bu yapılanların kimsenin yanına kalmayacağını belirterek “ Eninde sonunda ortadan kalkacak bu yasalara güvenerek mallarımı, şirketlerimi satanlar ve bunları alanlar mallarımın bedellerini son kuruşuna kadar bana geri ödeyecekler.Çünkü ben bu malların bedellerini, bunları satanlardan ve alanlardan misli ile geri almak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahil her türlü hukuki imkanı kullanacağım.” dedi.