Fenerbahçe Kulübü Yönetim Kurulu, gündemdeki son gelişmeleri değerlendirmek için basın toplantısı düzenliyor.

Nihat Özdemir'in açıklamalarından kısa başlıklar;

Türk futbolu olağanüstü bir dönemden geçmektedir. 3 Temmuz süreci olarak tanımladığımız ama başlangıcı daha öncelere dayanan bu süre. Camiaları birbirine karşı karşıya getirmiştir. Sözde temiz futbol prensibi ile başlatılan bu operasyon bu sezonki maçları etkiledi. İnsanlar ailelerinden çocuklarından uzak kaldılar. Taraftarlar birbirlerine buldukları her ortamda hakaret ettiler. Bu malum süreçle birlikte her şey daha da keskinleşti. Empati zaten azı, tümden yok oldu. Durum o derece kötü noktaya geldi ki okullarda küçücük çocuklarımız birbirilerine sen şikecisin, senin takımın şikeci demeye başladı. 

Spor kamuoyunun sağduyu sahibi kesimlerine soruyorum; değer miydi? Bu yaşananlara, ülkemizi küçük düşürecek hamlelere gerek var mıydı? Temiz futbol için hepimizi ne gerekiyorsa yapmaya hazırız ama yolu yönetimi bu mu olmalıydı?

TFF Etik Kurulu ilk raporunda kısıtlı belgeler üzerinde kanaat oluşturmuştur. Dönemin TFF Yönetimi de bu eksik rapor üzerinden kamuoyunu yönlendirmiştir ve UEFA'ya sadece F.Bahçe odaklı bilgilendirme yapılmıştır. Tarihte eşi benzeri olmayan bir karalama ve iftira kampanyası başladı ve bugünlere kadar türlü şekillerde devam etti. Şu sorular maalesef yanıtsız kaldı: Neden suçüstü yapılmadı, neden operasyon liglerin tescil edilmesinden sonra yapıldı? Lehteki deliller neden iddianamede yer almadı. Bu kadar hassas bir konuda neden bir an önce yayın yasağı alınmadı? Emenike'nin para sayma görüntüleri nerede? İşte bu sorular yeterince kamuoyunda ilgilenmedi.

Yapılan onca haksızlığa rağmen adaletine güvendik. Zaman zaman yapılan saldırılara toplu cevap niteliğinde basın açıklaması yaptık. Camiamızdan gelen yoğun eleştirileri göze alarak gerekmedikçe konuşmadık. Bizler hiçbir resmi açıklamamızda başkalarına hiçbir zaman saldırmadık. Hep haktan hukuktan bahsettik. Ortamı germeye çalışmadık. Bugün geldiğimiz artık atıp tutanların nefeslerinin kesileceği ana geldik. Çünkü sıra artık ilgili kurumlara geldik. TFF'nin yetkili organları çalışmalarını tamamlamak üzereler. Bizler temiziz ve sonuna kadar suçsuzluğumuza inanıyoruz. Adil bir yargılama ile bunun ortaya çıkacağına da şüphemiz yok. Etik kurulunun raporu bizim ilk günden itibaren savunduğumuz durumları teyit eder nitelikte. Şike suçu sahadaki oyuncular tarafından yerine getirilmediyse saha dışında da bir sorun yoktu. Ama tabi bunun kararını yetkili merciler verecektir. Biz yetkili kurumların vereceği kararı bekliyoruz. Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz; 58. maddenin değişmesiyle ilgili de ilk günden beri tavrımız aynıdır. Biz ilk günden beri suçsuz olduğumuzu ve değişiklik istemediğimizi söyledik. Sadece maddenin mevcut halini dünya standartlarına aykırı olduğunu söyledik. Ama özel bir düzenleme istemedik. Biz masumuz, biz geçen seneki maçlarımızı şike yaparak almadık, sahadaki alın terimizle aldık. Söz konusu raporda F.Bahçe'nin tüm kayıtları ve hesaplarının hukuka uygun olduğu ve yönetici arkadaşlarımızın tasarrufunun tamamının belgelere dayandığı ortaya konmuştur. Bunun anlamı açıktır; Fenerbahçe tertemizdir. Kulübümüzün tertemiz olduğun söylenmesi bizlere lütuf değil, belgeli gerçeklerin ortaya çıkmasıdır. Sıra artık başkan ve yöneticilerimizin özgürlüklerine kavuşmasına gelmiştir. Onlar silahlı suç örgütüne dâhil etmek isteyenler bugün bir kişi dışında herkesin bu suçtan tahliye edildiğini neden görmezden gelmektedir. Kişiye özel yasalardan kimler yararlanmıştır? Şu anda futbol hayatlarına devam edenlere tanınan haklar neden arkadaşlarımıza tanınmamaktadır. Türk sporuna hayatlarını adamış bu insanların tutuklu kalması meşru ve adil midir? Tüm bunları tarihi yazacaktır.

Bunlar Fenerbahçe ile spor sahalarında başa çıkamayacaklarını anlayanların beyhude çırpınışlarıdır. Savunma hakkına zerre kadar saygısı olmayanların son hezeyanlarıdır, her gün kupa isteyerek kupa alabileceklerini sananların hayalleridir. Fenerbahçe camiası bu yapılanları asla unutmayacaktır. Taraftarımız rahat olsun zaman bizi haklı çıkaracaktır.

Bilindiğiz üzere F.Bahçe olarak UEFA ve TFF'ye karşı Şampiyonlar Ligi'nden men edilmemiz nedeniyle CAS'ta bir dava açmıştık. Hem ülkemizin menfaatleri için bu sorunun çözümüne katkı sağlamak için Fenerbahçe olarak davayı geri çektik. Sergilediğimiz bu olgunluğun dahi nasıl farklı noktalara çekildiğini esefle takip ediyoruz. TFF'nin pazartesi günü açıkladığı kararlar ışığında artık bağımsız hukuk kurullarına iletilmiş bu konuda her türlü girişimden kaçındık. Bu konuda diğer kurumların da gerekli hassasiyeti göstermelerini diliyoruz. Bu kararın hem ülkemiz hem de kulübümüz adına hayırlı olacağına eminiz.

3 Temmuz'dan bu yana bu süreçte F.Bahçe'nin aldığı en büyük yaralar G.Saray'dan gelmektedir. Ünal Aysal'ın Fenerbahçe şampiyon olsa dahi onun yerine biz Şampiyonlar Ligi'ne gideceğiz diye talihsiz bir açıklaması oldu. Bu sezon Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmesi TFF'nin talihsiz bir kararı neticesinde olmuştur. Bu kararın haksız olduğunu herkes artık görmektedir. Ünal Aysal'ın açıklaması bizi derinden yaraladı. Kendileri play off maçlarını Fenerbahçe'siz oynayacağını düşünüyorlardı. Biz kendisine 18 kulüp yöneticisinin yanında "bu hayalleri görmekten vazgeçin, play offu bizle oynayacaksınız" demiştik. Kendisi yaptığı hataların giderilmesi için bu tür açıklamalar yapıyor.

Aziz Yıldırım şu anda tutuklu bulunmaktadır. Yönetim toplantılarına katılmamaktadır. Biz yönetim kurulu üyeleri olarak aramızda toplandık ve oybirliği ile CAS davasını çekme kararı aldık. Aziz Yıldırım'ın bu kararda bir dahili yoktur. 

Etik Kurulu raporunda yazsın ya da yazmasın biz kendimizden eminiz. Oyuncularımızın alın teriyle kazandığımız bir şampiyonluk kazandık biz.

Fenerbahçe'nin hukuk çalışanları gerçek dışı yazılar yazıldığı zaman düzeltmeleri göndermektedirler, eğer bu düzeltmeler yayınlanmazsa hukuki yollara başvururlar. Aziz Yıldırım'ın yayınlanmaması gereken fotoğrafını yayınlayanlara hukuki cezalar verildi. Bu süreç tüm hızıyla sürmektedir.

Maalesef Trabzonspor bizim onlara gösterdiğimiz sağduyuyu göstermedi ve ortamı ve hep gererek bu sıkıntılı ortamın baş mimarı oldular. Sadri Şener'e soruyoruz; Federasyonla konuşarak hakem değişmesini sağlamış mıdır? Federasyon'dan hak etmeden para almış mıdır? Biz Topuk Yaylası için belli bir yardım aldık. Yüzde 80'ini kendimiz harcadık, yüzde 20'sini ise GSGM ve TFF'den yardım olarak aldık. Tapelerde belirtildiği gibi Trabzonspor Karadeniz Oyunları için 6 milyon TL yardım almış mıdır? Tapelerde de yer alan Trabzon'dan Sivas'a giden balık meselesinin açıklanmaya ihtiyacı vardır. Sivas neresi, Trabzon neresi?

ALİ KOÇ

Spor medyamızda bir sıkıntı var. Araştırmıyor ve bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor. UEFA'nın Türk takımlarını men edeceğini söylediniz ama bir kişi çıkıp UEFA'nın tarihinde böyle bir ceza olmadığını söylemediniz. CAS davasıyla ilgili pek çok spekülasyon yapıldı. Bir tarih değişikliği için 76 yazışma yapıldı. CAS davalarında tarihler değişir, davalar geri çekilir, bunun onlarca örneği mevcuttur. Önümüzdeki sene Avrupa'ya gitmeyeceğine dair taahhüt verdiğimiz söyleniyor ama böyle bir şey söz konusu değil. Avrupa kupalarına gitmeyeceğine dair bir taahhüt verilmiş değildir.