Türk-İş, Türkiye Kamu-Sen, ASAM, Atatürkçü Düşünce Derneği, Emekli Subaylar Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarının da içinde yer aldığı 123 sivil toplum kuruluşu, Türk Dayanışma Konseyi adı altında milletvekillerine mektup gönderdi.
Milletvekili yemininin hatırlatıldığı mektupta, Türkiye’nin 1959-60 Zürih-Londra Anlaşmalarıyla elde ettiği garantörlük hakkına atıfta bulunuldu ve "Diğer taraftan ugulanmakta olan dış politikanın bir sonucu olarak, bugün AB ile ilişkilerimiz odağına Ankara anlaşması ve ek protokol ertelenemez bir biçimde oturtulmuştur" denildi. Ek protokolü kabul etmenin Türkiye’nin garantörlük haklarından, gerektiğinde adaya müdahale hakkından ve asker bulundurma hakkından vazgeçmek anlamına geldiği belirtilen mektupta, "Milletimizin inancı ve sizlerden beklentisi, yemininize sadık kalarak ek protokole ’Hayır’ oyu vermeniz ve bu kötü gidişe dur demenizdir" denildi.
ÖZELLEŞTİRMELERDE YABANCIYA HAYIR
Mektupda, "Cumhuriyet’in ve bağımsızlığın tapusu" olduğu belirtilen Tüpraş, Telekom, Erdemir, THY, Ziraat Bankası ve Halk Bankası gibi "ekonominin amiral gemileri"nin yabancılara satılmasına hayır denmesi istenerek şöyle denildi: "Ülkemizin köklü ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal sorunlarını çözmek yerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine ve yemininize aykırı olarak ifade edilen etnik yaklaşımlara karşı milli bir tavır koyacağınıza inanmak istiyoruz.
Tarihinde insanlığa karşı utanılacak hiçbir eylemi olmayan milletimize karşı yürütülmekte olan dayanıksız ve hayasız ’soykırım’ iddialarına karşı pasif bir tavır takınan yürütmeye dur diyeceğinize de inanmak istiyoruz.
Milletimizin, huzur ve refah içinde yaşatılması, bağımsızlığının, vatanının ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunması, herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsüne bağlı kalarak görevinizi hakkıyla yapacağınıza ve Anayasaya sadaketten ayrılmayacağınıza ve bu doğrultuda ek-protokole karşı çıkarak TBMM üyeliğine yaraşır bir davranış sergileyeceğinize inanıyor ve saygılar sunuyoruz."