|
|
|
|
DOLAR |
34,5424 |
|
|
|
EURO |
36,0063 |
|
|
|
IMKB |
9.550,000 |
|
|
|
ALTIN |
3.005,890 |
|
|
|
|
Şehir Seçimi
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
YÖK - HÜKÜMET KAVGASI SÜRÜYOR
|
|
|
|
|
|
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Van Yüzüncü
Yıl Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yücel Aşkın'ın tutuklanması ve sonrasında yapılan tartışmalarla ilgili olarak, ''Yargının sessiz kalması, bütün bu suçlamaları ve Olumsuzlukları kabul ettiği anlamına
gelmiyor. Tam tersi hukuka saygının gereği olarak şu an sabır imtihanından geçiyor'' dedi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
TBMM Genel Kurulu'nda bazı kamu alacaklarının tahsili ve terkinine ilişkin yasa tasarısı görüşmelerinde 5. madde üzerinde konuşan CHP Bursa Milletvekili Mustafa Özyurt, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yücel Aşkın'ın tutuklanmasını gündeme getirdi. Hükümet'in sürekli olarak YÖK ile uğraştığını savunan Özyurt, ''Ne Osmanlı ne de Cumhuriyet döneminde hiçbir rektör tutuklanmadı. Bunu bir yere yazın. Bu, AK Parti iktidarına yazılacaktır'' dedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in kendisini ziyaret eden rektörler için ''70 adam'' ifadesini kullandığını ileri süren Özyurt, ''70 adam gelmiş yerine, 70 rektör gelmiş desin. Oradakiler en az sizin kadar adamdır. Üniversite sizin döneminizde olduğu kadar hiçbir dönem bu kadar kötü muamele görmemiştir. Bu yüzkarası bir olaydır'' diye konuştu. YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç'in, Aşkın'ı cezaevinde ziyaretinde üzerinin aranmasını da eleştiren Özyurt, ''YÖK Başkanı ayakkabılarına kadar aranmıştır. Üniversite rektörlerine bu kötü muamele sizin sayenizde olmuştur. Hocalarınıza yaptığınızı herkes görmüştür'' görüşünü ifade etti.
-''HUKUK ÇERÇEVESİNE OTURTMAYA ÇALIŞTIK''-
Özyurt'un eleştirilerine hükümet adına yanıt veren Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hukuk devletinde herkesin hukuk kurallarına riayet etmesi gerektiğini söyledi. Yargı bağımsızlığının birinci ayağının, yargıya intikal etmiş bir konuda yargının işine karışılmaması olduğuna işaret eden Çiçek, buna herkesin azami dikkati göstermesi gerektiğini vurguladı. Van'daki olayın siyasi yönü olduğunu söyleyenlerin çıktığını, ancak bu iddianın arkasının doldurulamadığını kaydeden Çiçek, şöyle konuştu: ''Birisi gelir ister bu kürsüden, ister başka bir şekilde derse ki, Adalet Bakanı, Milli Eğitim Bakanı veya kim kastediliyorsa, (burada şu tarihte savcıya, hakime şu talimat verilmiştir, şu nedenle yargı bağımsız davranmamıştır) diye altını doldurabilecek laflar, beyanlar, deliller ortaya koyarsa, biz bunu saygıyla karşılarız. Ama bu olmadan, zor şartlar altında vatansever görev yapan hakim ve savcıların işine karışma anlamına gelen, onların hukuk ölçüsünde karar vermesini zorlaştıracak beyan ve tavırlarda bulunmayı, hukuk adına anlayışla karşılamak mümkün değil. Bu alışkanlık haline geldi, yazılıyor, çiziliyor, konuşuluyor. Biz bu olaylar karşısında mümkün olduğu kadar siyasetin bu işlerle alakasının olmadığını, yargının haksız yere suçlanmış olduğunu bilerek ve vicdanı bu noktada sızlayarak bir şey demek istemedik. İşi hukuk çerçevesine oturtmaya çalıştık.''
-''HAKİM VE SAVCILARIN İŞİNE KARIŞIRSAK...''-
Rektörler Komitesi'nin olayla ilgili ilk bildirisini hatırlatan Çiçek, ''6-7 maddelik bildiride o üniversitede işlerin usulüne uygun gitmediği, alım satım işlerinde yanlışlık olabileceği kabul ediliyordu. Ama işler orada yolunda gitmiyorsa, bir takım usulsüzlükler varsa, bir kısım yanlışlıklar varsa kimin usulsüzlüğü olup olmadığına, kimin suçlu olup olmadığına ne Rektörler Komitesi ne Adalet Bakanı ne siz ne ben değil, Türkiye Cumhuriyeti yargıçları karar verecek'' dedi. Türk milleti adına yargılama yetkisinin hakimlerde olduğuna dikkati çeken Çiçek, şunları kaydetti: ''Hakim ve savcıların işine karışırsak, işimize geldiği zaman yargı bağımsızlığı, işimize geldiği zaman (yargı bunu böyle niye yapıyor). Biz burada çıkardığımız yasaları genel ve eşit, herkese uygulansın diye çıkarıyoruz. Cezaevi yönetimi ile ilgili yasayı burada hep birlikte çıkardık. Cezaevinin kuralları var, o kurallara herkes uymak mecburiyetindedir. Üstelik bunları Avrupa Birliği adına yaptık. Şimdi herkes AB diyor, ama kendisiyle ilgili uygulama sözkonusu olduğunda tutuyor imtiyaz istiyor. (Efendim rektör aranır mı, milletvekili aranır mı, bakan aranır mı?) Peki o zaman, biz bu yasaları sade vatandaş için mi çıkarıyoruz? Yani onlar uyar, belli makam, mevki sahipleri bu kurallara uymaz, kanunda yazılı olmasına rağmen...Böyle bir uygulama olamaz, böyle bir anlayış olamaz.''
-''TÜRKİYE OLİGARŞİK ADACIKLARLA DOLU''-
Çiçek, YÖK Başkanı Teziç'in hocası olduğunu ve kendisiyle her zaman saygı hudutları çerçevesinde ilişkisi olduğunu belirterek, uygulamada (cezaevinde üst araması) yasalara aykırı bir durum olmadığını kendisinin de ifade ettiğini, ancak onun yerine başkalarının bundan rahatsız olduğunu söyledi. Çiçek, bu eleştiriye tepkisini şöyle dile getirdi: ''O zaman şunu getirin; -inşallah kimse içeri düşmez de -(filanca kesimler düşerse onların ziyaretçileri ayrı bir muameleye tutulur) diye madde koyarsınız. O zaman oradaki infaz memurları farklı bir muamele yapar. Yasayı genel ve eşit çıkarıyoruz, sonra insanların konumlarına göre ayrı muameleye tabi tutarsak bu demokrasi olmaz. Bunu hep söylemeye çalıştım; yargıya da yazıktır. Bu insanlar zor şartlar altında görev yapıyorlar. Önüne gelen hırpalamaya çalışırsa bu memlekette kamu düzenini nasıl tesis edeceksiniz? İşine geldiğinde yargı bağımsızlığı, işinize geldiğinde genel ve eşit kural, ama işinize geldiğinde kayırmak...Zaten Türkiye bu anlamda oligarşik adacıklarla dolu. Bunları ayıklamaya çalışıyoruz ama eski siyaset alışkanlıklarımız nedeniyle farklı uygulamaların beklentisi içinde oluyoruz, bunu gündeme getiriyoruz. Bu doğru değildir. Yargı, suçlamalar karşısında sessiz kaldıysa, bunun bir tek sebebi var. Çünkü yürümekte olan bir dava var. Bu davayla ilgili bir fikir açıklamış olsa ihsas-ı reyde bulunmuş olacak. Bu hassasiyet nedeniyle olan bitenleri izliyor. Sessiz kalması, bütün bu suçlamaları, bütün bu olumsuzlukları kabul ettiği anlamına gelmiyor. Tam tersi, hukuka saygının gereği olarak şu an bir sabır imtihanından geçiyor, o nedenle kimse bir şey demiyor. TCK'yı açın okuyun; devam eden bir davayla ilgili Türk milleti adına yasama yetkisini kullanan Meclis'te bile görüşme yapılamayacağını söylüyor.''
-''SAYGIDA KUSUR ETMEDİM, ETMEM, ÇÜNKÜ BENİM HOCAMDIR''
Konuyla ilgili kamuoyunda yanlış bilgilendirmeler olduğunu belirten Çiçek, ''70-80 kişi geldi'' demediğini söyledi. Bir gün önce, YÖK Başkanı Teziç'i aradığını ve hoca-talebe ilişkisi içinde konuştuklarını, bugüne kadar kendisine saygıda kusur etmediğini bundan sonra da etmeyeceğini anlattı. Çiçek, Teziç'e, ''Hoca, yarın bir toplantı yapılacak. Bir gerginlik olmasın, Cumhuriyet'in kurumları karşı karşıya gelmese, yargıya müdahale anlamına gelecek bir şey olmasa iyi olur'' dediğini, kendisinin de ''bizim daha önceki bildirimizde yargıya kusur anlamına gelecek hiçbir şey ifade etmedik'' dediğini kaydederek, ''Ertesi günkü bildiri tam tersi olarak çıktı'' dedi. Kendisinden istenen randevu talebine, saygı gereği 15 dakika içinde olumlu yanıt verdiğini anlatan Çiçek, ''(Pekala) deyip, 2 gün sonraya randevu verebilirdim. Çünkü benimle bir alakası yok bu işin. Ben zannettim ki 2-3 kişi gelecek. Oturacak yer yoktu. Eğer sorun çözmek için geliyorlarsa geliş tarzı böyle olmaması lazım ya da bana niye gelmiş oluyorlar? Bana eğer bir şey için geliyorlarsa geleceği yer ben değilim'' görüşünü ifade etti. YÖK'ün Van Cumhuriyet Savcılığı'na 21 Temmuz'da başvurduğunu, bir gün sonra kendilerine yanıt verildiğini anlatan Çiçek, yazının bilgi için kendisine 26 Temmuz'da geldiğini kaydetti. Hukuk çerçevesinde olan bir iş için ''3 aydır yanıt alamıyoruz'' dendiğini belirten Çiçek, ''olaya dramatik boyut katılarak, Van'daki olayın Van dışına taşırılmak suretiyle siyasetin eski gündem maddelerinden biri haline getirilmek istendiğini'' söyledi. Bakan Çiçek, ''Bakın, üniversitelerimize de yargıya da bu ülkeye de yazık olur. Siyaset yapıyoruz, hepimizin sorumluluğu var. Yapmamız gereken, hukuk yolundan gitmek suretiyle ülkenin sorunlarını çözmektir. Buna katkı sağlamaktır. Olur olmaz her meseleyi kendi bağlamı dışına taşırarak gündem konusu yaparsak, o zaman birden bire (Türkiye'ye ne oluyor) diye önce kendi vatandaşlarımız, herkes bu ülkenin huzurundan endişe duyar. Buna kimsenin hakkı olmamalı'' diye konuştu.
|
|
|
|
|
|
|
Toplam yorum |
0 |
|
Onay bekleyen |
0 |
|
|
|
Yorumunuz editörlerimiz
tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır. |
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
Bu kategorideki diğer haberler |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ÇOK OKUNANLAR |
|
|
-
|
|
|
|
Özgür Özel, Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyım atanmasına tepki gösterdi: "Kılıfına bile uydurulamamış ... |
|
|
|
|
|
Kızılcık Şerbeti dizisinin yayınlanan son bölümünde bebeğe başörtüsü sahnesi sosyal medyada gündeme oturdu. |
|
|
|
|
|
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atandığı duyuruldu. |
|
|
|
|
|
CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tunceli ve Ovacık'a yapılan kayyum atamalarınsa ... |
|
-
-
-
|
|
|
|
|
|
|
YAZARLAR |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ÇOK YORUMLANANLAR |
|
|
-
|
|
|
|
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atandığı duyuruldu. |
|
|
|
|
|
Kızılcık Şerbeti dizisinin yayınlanan son bölümünde bebeğe başörtüsü sahnesi sosyal medyada gündeme oturdu. |
|
|
|
|
|
Özgür Özel, Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyım atanmasına tepki gösterdi: "Kılıfına bile uydurulamamış ... |
|
|
|
|
|
CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tunceli ve Ovacık'a yapılan kayyum atamalarınsa ... |
|
-
-
-
|
|
|
|
|
|
|
ANKET |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Medya
Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden
kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan
haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması
durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır.
Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait
yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz. |
|
|
|
|