21 Mart Nevruz bayramı, Türk dünyasında Türklerin Ergenekon’dan çıkışı ve 12 hayvanlı Türk takviminde yeni yılın başlangıcı olarak 5 bin yıla yakın bir süreden beri kutlanıyor.
21 Mart’ta gece ile gündüz eşittir. 21 Mart doğanın yeniden doğuşudur, baharın müjdecisidir.
Kültür Bakanlığı’nın İnternet sitesinde de Nevruz böyle tanımlanıyor.
Ama Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Ergenekon kavramına sahip çıkacağına bu kavramı çete ile özdeşleştirenlere katıldığı gibi Türkiye Cumhuriyeti Başsavcısının da çeteden etkilenmiş olabileceğini söyledi biliyorsunuz.
Ardından gazeteci Reha Muhtar, “Ben çeteci miyim?” başlığı altında “Bir Yargıtay Başsavcısı bu kadar kolay ’çetecilikle bağlantılı’sayılabiliyorsa, koskoca Başsavcı bu kadar kolay çetecilikten töhmet altında bırakılabiliyorsa, bu ülkede yarın benim, senin, onun çetecilikle yargılanmayacağımızın, içeri atılmayacağımızın hangi garantisi var?” diye yazdı.
Nitekim Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve resmi koruma polisleri, Ferit İlsever, Adnan Akfırat, Serhan Bolluk, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alındı.
Bu duruma, Susurluk kampanyasının baş aktörlerinden Fikri Sağlar bile isyan etti. Televizyonlara çıkıp İlhan Selçuk’u savundu. Barolar Birliği, İstanbul Barosu, Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi ve diğer basın derneklerinin başkanları harekete geçti. Çoğu Cumhuriyet gazetesine ve Ulusal Kanal’a ziyarete gitti, televizyonlarda canlı yayına çıktılar.
Aslında bunu, daha önce aynı yöntemlerle evleri basılan ve terörist muamelesi yapılan gazeteciler, avukatlar için de yapmalıydılar ama sustular!
* * *
İlhan Selçuk söz konusu olunca bardak taştı!
83 yaşında, 15 yıldır koruma polisi ile devletin gözetiminde yaşayan İlhan Selçuk’un sabaha karşı evinden alınması herkesi harekete geçirdi! Özellikle Selçuk sayesinde herkes Ergenekoncu oldu! Ne de olsa “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı” nı yazan adam o!
İşte Ergenekon müjdesi budur!
Yoksa kimsenin kılını bile kıpırdatacağı yoktu!
Evet biraz mağdur olacaklar ama bu durum, uyuyanların biraz uyanmasına vesile olacaktır! Bu arada Cumhuriyet gazetesi okurları adına konuşan bir avukatın, canlı yayında “ülkücü mafya” nın verdiği ifadeler yüzünden gözaltına almaların geldiğini iddia etmesi yakışmadı! Sürüye kurt çağırıyor! Ülkücülerin bu olaylarla ne ilgisi var? Kaç defa söyledik; mafya, bütün dünyada devlet güçlerinin uzantısıdır!
* * *
En doğru değerlendirmeyi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal yaptı. Baykal “AKP şimdi kendi derin devletini inşa etmektedir. Bu böyle gidemez” dedi.
Hüseyin Gülerce’nin canlı yayındaki “100 yıllık hesaplaşma” tespiti ise daha çok bir itirafa benziyor!
Evet, birileri Batı adına Mustafa Kemal ile hesaplaşıyor!
Ahmet Altan da “Kemalizm tasfiye ediliyor” demişti zaten!
Peki, yüzbinlerce Mustafa Kemal’i ne yapacaklar?
Dinçer’in açıklaması
Başbakanlık eski müsteşarı, AKP milletvekili Ömer Dinçer adına danışmanı Canan Hanım aradı ve “Çanakkale’nin intikamını, AKP sayesinde alıyorlar” başlıklı yazımın son bölümündeki “Soros’un dünyayı el altından idare etmeye çalıştığı vakıflarıyla bağlantılı olan IULA ve EMME’nin Türkiye temsilciliğini yürüten Ömer Dinçer, Kamu Yönetimi Reformu çalışmalarında bu kuruluşlardan faydalanıyordu!” ifadesinin doğru olmadığını, bunun Aydınlık kaynaklı bir bilgi olduğunu ifade etti. Ben de kendisine, bu bilgiyi Aydınlık dergisinden almadığımı, kendi tespitim olduğunu, kamu yönetimi reformu hazırlandığı zaman, bizzat Ömer Dinçer tarafından bastırılan taslağın bana da gönderildiğini, taslakta, “Çalışmalarda IULA ve EMME’nin de katkıları vardır” denildiğini anlattım.
Canan Hanım, buradaki “temsilci” kavramına itiraz ettiklerini, bunun yanlış anlaşılabileceğini belirtti. Ben de açıklamalarına yer vereceğimi ancak “temsilci” kavramını fikri bağlamda kullandığımı, yoksa organik bir temsilciliği kastetmediğimi belirttim.
ARSLAN BULUT