Silahlı terör örgütü kurarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmak...
- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı halkı isyana tahrik etmek...
- Askeri İtaatsizliğe teşvik etmek...
Bunlara benzer 11 maddelik bir ağır suç listesi...
İcracı kadro mu?
Emekli asker, gazeteci, öğretim üyesi, işadamı ve işsizlerden kurulu birbirini pek tanımayan 86 kişi...
Silahları mı? 27 adet el bombası...
Bu kadarcık silah ve yarısı emekli 86 kişiyle bu suçlar işlenir mi?
İddianame bakalım yargıçları ve kamuoyunu bu konuda nasıl ikna edecek?
Son aylarda kimisi;
“Türkiye bir darbe tehdidi altında”, diyordu. Kimimiz;
“Yapay darbe havası estirilerek AKP, AB, ABD muhaliflerinin hapisle cezalandırıldığını” düşünüyorduk...
Acaba kim haklı çıkıyor dersiniz?
Türkiye’nin darbe tehdidi altında olduğunu savunanlar aylardır düzmece haberlerle kamuoyu oluşturmaya çalıştılar. İnsanlar bu haberlerle asılsız suçlamalar altında bırakıldılar, itibarları yok edildi, hayatları zehir oldu...
Başsavcı dün bu haberlerin çoğunun yalan olduğunu söyledi...
Peki bu haberleri belli gazetelere aynı anda servis yapan merkez neresiydi? Bu merkez yerli miydi, yabancı mı?
Yargı neden bu müdahaleyi durduramadı. Başsavcı’nın haber kirliliğinden yalnızca şikayet etmesi, Türk yargısının müdahale edemeyeceği kadar güçlü bir dezenformasyon merkezinin varlığını akla getirmiyor mu?
Bu koşullarda adaletin tecelli edeceğine sayın Başsavcı inanıyor mu?
Yabancı sermaye AKP döneminde 25 milyar dolar kâr transferi yapmış.
Özelleştirmelerden gelen paraları alıp gittiler demek... Petkim, Telekom vs. de yanlarına kâr kaldı.
Haldun Ertem
“Gizli tanık”
Ergenekon iddianamesinde 20 gizli tanığın ifadeleri yer alıyormuş... Bu tanıklardan birinin ifadesi dünkü Zaman gazetesine sızdırılmıştı... Zaman’dan okuyoruz:
“ İşçi Partisi üyesi ‘gizli tanığın’ ifadesine göre, Ankara’da düzenlenen ulusalcı mitingde alana 10 bin kalpaklı ve 10 bin kırmızı bereli şahıs yerleştirilecekti. Berelilerden bazılarında uzun namlulu silahlar bulunacak ve verilecek işaretle bereler ve kalpaklar aynı anda takılacaktı. Mitinge katılan emekli askerler en ön safta yer alacak ve hepsinin başında da kalpak olacaktı. Kalabalık öndekilerin yönlendirmesiyle toplu halde TBMM’ye doğru harekete geçecek ve Meclis işgal edilerek ‘devrim’ gerçekleştirilecekti.
Bir başka iddia da, kargaşanın çıkması için 15 kişiye sahte polis kıyafeti giydirilerek kalabalığın üzerine ateş açtırılması. Böylece ‘emniyet Atatürkçülerin üzerine ateş açtı’ denilerek polise iftirada bulunulacaktı.. .”
Tanık aynı zamanda edebi yetenekleri de olan bir şahıs anlaşılan. Peki iddianame açıklanmadığı halde bu ifade dışarı nasıl sızıyor? Nerede hukuk?
İddiasız nağme!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Ergin, Ergenekon iddianamesini açıklayınca geçen dönem yeni Ceza Yasası’nın hazırlanmasında Meclis Adalet Komisyonu üyesi olarak görev yapan hukukçu Orhan Eraslan’a görüşünü sorduk. Dedi ki:
- İddianamede toplam 86 şüpheli hakkında ileri sürülen en önemli suçlamalar ne? Cebir ve şiddet kullanarak T.C. hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs... T. C hükümetine karşı halkı silahlı isyana teşvik... Askeri itaatsizliğe teşvik. İstanbul Hükümeti yaklaşık yüz yıl önce Mustafa Kemal tarafından ortadan kaldırıldığına göre... Bu suçların işlenebileceği yer niteliği itibariyle Ankara’dır. Suçun işlenebileceği yer Ankara, kilit şüpheliler Ankara’da ama dava İstanbul’da açılıyor. Birinin bu garabeti izah etmesi lazım önce.
- Bombaların Ümraniye’de bulunmuş olması izah etmez mi?
- Hayır, etmez. Savcı, daha sonraki gelişmelere dayanarak pekâlâ görevsizlik kararı verebilir, elindeki bütün bilgi ve belgeleri Ankara’ya gönderebilirdi.
- Başsavcı iddianameyi açıklarken Ergenekon’un klasik bir terör örgütü olmadığını söyledi.
- Klasik değilse neymiş peki? Ceza Yasası’nda yorumla açık da doldurulamaz, yeni bir tip terör örgütü de yaratılamaz. Suçlarda tipiklik unsuru aranır. Tipe uyuyorsa tamam. Olmuyorsa yorumla uyduramazsın.
- Bir de gizli tanık meselesi var. Böyle 20 tanık dinlenecekmiş.
- Gizli tanık istisnai bir uygulamadır. O kadar ki, her tarafa korku salmış PKK terör örgütünün davalarında bile pek az başvurulan bir uygulamadır. Ne yani, iki emekli generalin, Mustafa Balbay’ın, Sinan Aygün’ün vd. terör yapacağından mı korkuluyor ki gizli tanık dinlenecek. Üstelik de tam 20 tane. Bir davanın temeli gizli tanıklara dayanıyorsa o davada hüküm kurulamaz.
Yazar arkadaşımız Gani Müjde televizyonda anlattı...
Bodrum’da teknesine Atatürk resmi asan delikanlı Gani’ye sormuş:
- Abi acaba bu yüzden başıma bir şeygelir mi?
AçıkPencere/Melih Aşık