-DUVAĞINIZI EVDE UNUTMAYIN- 

Site, çiftleri, evliliğe giden süreçte yaşadıklarına ve büyük günü nasıl planladıklarına ilişkin birçok ayrıntıyı kendi ağızlarından Gerçek Düğün Hikâyeleri’nde aktardı. Çiftler deneyimlerini anlatırken, yaşadıkları komik olaylarla da adaylara bu özel günde her şeye hazırlıklı olmaları mesajını verdi. 
Gelinliğin fermuarının patlaması, gelin çiçeğinin restoranın buzdolabında unutulması, arabanın anahtarının kaybolması gibi olaylar, yaşandığında heyecan ve paniğe neden olsa da sonrasında gülümseten anılar olarak belleklerde yer alıyor. Çiftlerin ilk ağızdan aktardığı bazı komik ve heyecan yaratan aksiliklerden güldüren ve tamamına yakını hoş bir anı olarak kalan bazıları şöyle: 

-SAKIN YANLIŞLIKLA EŞİNİZİN ARKADAŞINI ÖPMEYİN!- 

“-Düğün günü evden çıkmadan önce gelinliğimin fermuarının patlaması, şu an anlatırken komik geliyor fakat o an korku filmi gibiydi. Neyse ki kayınvalidem küçük bir operasyonla problemi çözdü.
-Nikahımız Cuma günüydü ve biz Çarşamba akşamı nikah işlemleri için teslim etmemiz gereken evrakları etmediğimizi farketmiştik. 
-Gelinliğimin içine tarlatan giymeyi unutmuşum. Bu, herhalde hiç unutamayacağım ve hiçbir gelinin de yapmadığı bir şeydir. 
-Piste çıkarken gelin çiçeğimi restoranın buzdolabında unuttum ve hiçbir misafirimiz gelin çiçeğimi göremedi. Biz bile gecenin sonunda eve giderken çiçeğimin olmadığını fark ettik. 
-Sabah cümbür cemaat kuaföre giderken çocukları kuaförün altındaki anaokuluna oynamaya bıraktık. Ama sonra telaştan onları unutup yola çıktık. Neyse ki 10 dakika içinde farkettik ve hemen geri döndük. 
-Düğün için özel hazırlanan arabamızın anahtarını kaybettim ve ben anahtarı bulana kadar sokak ortasında tüm dostlarımızla birlikte yarım saat geçirdik. 
-Düğün sırasında gelinliğimin içine kocaman siyah bir böcek girdi! Neyse ki hemen bir arkadaşım ve kuzenim imdadıma yetişti ve o koca tüllerin arasından böceği çıkarmayı başardılar. Yaz gelinlerine tavsiyem, bacaklarınıza sinek ve bilimum haşerat ilacı sürün! 
-Fotoğraf çekimleri sırasında kiraladığımız Amerikan klasiğini, fotoğraf makinesini ve kamerayı gören çocuklar, arkadaşlarımızın yaptığı şakalar sonucu şu an televizyonda olan bir dönem dizisinin çekimlerini yaptığımızı zannettiler. Çok kalabalık oldukları düşünülürse bu sayede yüklü bir bahşişten de kurtulmuş olduk. 
-Gelin konvoyumuzda kornalara basa basa nikaha giderken arkamıza bir baktık ki bir arabadan başka kimse yok! Meğer konvoydan bir araba başka bir yere uğrayıp ordan gelmek istemiş, geri kalan tüm arabalar da onu takip etmişler. Bizi takip eden bir araçla nikah salonuna gittik. 
-Nikahımızın kıyılmasının ardından eşimin ilk önce beni değil, nikah şahidi olan en yakın arkadaşını öpmesini hala gülerek hatırlıyoruz. 
-Sağdıçlarımızdan bir tanesinin koşturmaktan pantalonu boydan boya yırtıldı; gelin odasında, nikaha inmeden hemen önce hep birlikte onun pantalonunu dikmekle uğraştık. Tam da düğün öncesi bizi çok güldürüp rahatlatan komik bir olay başımızdan geçmiş oldu. 
-Düğün günü kuaförde saçım yapıldıktan sonra duvağı evde unuttuğumuzu farkettik! 
-Düğünden sonra organizasyonla ilgili bir yetkili bizi arayıp sanki düğünümüz o gün içindeymiş gibi konuştu paniklemiş bir şekilde. Neyse ki çabucak yanlış damadı aradığını farketti. Sayesinde bol bol güldük ve hoş bir anımız oldu.” (ANKA) 
(ORH/HF)