Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın yıl dönümü nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen ’30 Ağustos Büyük Zafer’in 100’üncü Yılı Özel Programı’nda konuştu.
Erdoğan, konuşmasına 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak “Anıtkabir ziyaretimizin ardından Devlet Mezarlığı’nda Milli Mücadele kahramanlarımızın aile efradıyla buluştuk. Kahramanlarımızı tanzimle andığımız bu buluşmada Anadolu’yu bizlere vatan yapan şehitlerimizin ve gazilerimizin tamamını da dualarımızdan eksik etmedik. Bu yıl ilk defa 30 Ağustos Zafer Bayramı tebrikatında Milli Mücadele Kahramanlarımızın aile efradı da yer aldı. Kendileri 30 Ağustos konserinde de sağ olsunlar bizlerle birlikteler” ifadelerini kullandı.
Tarihe yeterince sahip çıkılmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
* “Biz maalesef tarihine yeteri kadar sahip çıkamayan bir milletiz. Halbuki ordumuzun nüvesini teşkil eden Kara Kuvvetleri’nin kuruluşunun 2 bin 231’inci yıl dönümünü geride bırakan, dünyanın dört bir yanında devlet geleneğinin temellerine ilişkin her gün yeni bulgular elde edilen bir milletiz.
* Hepsini bir kenara bıraktım, Anadolu’daki varlığımızın kökenlerine ve devletlerimizin gücüne bile hakkıyla nüfus edemediğimiz dönemler geçirdik. Aynı satih yaklaşımın Milli Mücadelemiz konusunda da yaşandığını itiraf etmeliyiz.
* Anadolu’daki son devletimizin ilk asrını geride bırakmaya hazırlandığımız şu dönemde artık tarihimizi daha iyi öğrenmemizin, ecdadımızı daha iyi anlamamızın önünde hiçbir mani kalmadığına inanıyorum.
* Milli Mücadele Kahramanlarımızın aile fertleriyle buluşmamızı hem onlar için bir hak teslimi hem de tarihimize ve ecdadımıza daha iyi sahip çıkmamıza vesile olacak bir adım olarak değerlendiriyorum.”
“BÜYÜK TAARRUZ, TARİHİ VE ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Taarruz’un tarihi ve önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
* “30 Ağustos Zaferi Osmanlı’nın son döneminden beri uzunca süredir savunmada kalan Türk ordusunun ilk büyük taarruzu neticesinde elde edilmiş bir başarıdır. Daha önce Sarıkamış’ta ve Kanal Harekatı’nda yapılan taarruzların istediğimiz sonuçlara ulaşmadığını biliyoruz.
* Diğer muharebelerimizde hep savunmaya dayalıydı. Büyük Taarruz, makus tarihimizi yenerek kendimize yeni bir gelecek inşa ettiğimiz gerçekten tarihi ve önemli bir dönüm noktasıdır.
* Milli Mücadeleyi, vatan topraklarını pis ayaklarıyla kirleten düşmanla birlikte onların iplerini elinde tutan yedi düvele karşı da yürüttük. Anadolu topraklarında tutunmanın pahalıya patlayacağını görenler, hep yaptığı gibi vekalet savaşı yoluna gitmişlerdir.
* Tıpkı bugün olduğu gibi o dönemde de Yunanların sırtını sıvazlayan birileri, Afyon’daki cephe hattında kurulan tahkimatı, ‘Türkler bunları 5-6 ayda aşamaz’ ifadesiyle tanımlamışlardır. Halbuki 26 Ağustos sabahı ordumuz, sadece 2 gün içinde bu tahkimatın tamamını yerle bir ve düşmanın çoğunu da imha etmişlerdi.
* Bizim komutanlarımız savaşı bizzat cephenin içinde idare ederken, Yunan ordusu, 330 kilometre ötedeki İzmir’den emir almaya çalışıyordu. Çünkü onlar işgalci olmanın rahatlığı içindeyken, biz vatanımızı savunmanın inancı, haklılığı ve azmiyle mücadele ediyorduk.
* Bin yıl sonra tekrar Anadolu’ya hakim olma rüyası görenlerden canlarını kurtarabilenler, sadece iki hafta sonra kendilerini İzmir’den ayrılan gemilere zor atmışlardı.
* Tarihe Başkomutan Meydan Muharebesi diye geçen 30 Ağustos Zaferi, Osmanlı’nın Sırplara karşı kazandığı Sırp Sındığı Zaferine benzetildiği için Rum Sındığı diye de adlandırılmıştır.
* Sırp Sındığı ile Osmanlı, Balkanlar’daki varlığını, yıkılışına kadar kalıcı hale getirmiştir. Biz de Rum Sındığı ile Anadolu’daki varlığımızı inşallah ebediyen kalıcı hale getirecek destansı bir zafer kazandık.”
“YUNANİSTAN BİZİM DENGİMİZ VE MUHATABIMIZ DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunan siyasetçilerin geçmişteki yanlışları yapmakta ısrarcı olduğunu vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
* “Bir asır önce kendi halklarını ve ülkelerini felakete sürükleyen Yunanistanlı siyasetçilerin maalesef bugün de aynı yanlışta ısrar ettiklerini görüyoruz. Hep söylediğimiz gibi Yunanistan bizim ne siyasi, ne ekonomik, ne de askeri olarak dengimiz ve muhatabımız değildir.
* Tıpkı bir asır önce olduğu gibi bugün de Yunanistan’ı kullanarak ülkemizin vaktini ve enerjisini boşa harcatmaya çalışanların asıl niyetlerini biliyoruz. Son günlerde yaşanan gelişmeler, bu gerçeği inkarı mümkün olmayan bir açıklıkta herkesin önüne sermiştir. Bilindiği gibi Ege’de uluslararası hava sahasında NATO görevi icra eden F-16 uçaklarımıza Yunanistan’ın Girit Adası’na konuşlandırdığı Rus menşeili S-300 Hava Sistemleri tarafından radar kilidi atılmıştır.
* Bir ülke uçağına radar kilidi atılması düşmanca bir davranıştır. Hele bu uçak NATO görevi icra ediyorsa, bu düşmanlık tüm üyeleriyle NATO’ya yapılmış demektir. Yunanistan, hava sahamızı ihlal ve uçaklarımızı tacizle başlayan hasmane tavırlarını S-300 radar kilidi atma seviyesine çıkararak aslında bize değil NATO’ya ve müttefiklere meydan okumuştur.
* NATO’nun en büyük gücü Amerika, Türkiye’nin tamamen kendi güvenlik ihtiyaçları için olduğunu defaatle ifade ettiği S-400 sistemleri almasını güya kendi uçaklarına tehdit olarak görmüştü. Bu adımımız peşinatını ödediğimiz F-35 uçaklarının verilmemesinden her alanda savunma sanayii ürünlerine ve hatta daha ötesine geçen ambargolara maruz kalan fiili eylemlerle karşılanmıştı.
* Şimdi aynı Amerika’nın, Yunanistan’ın bir NATO hava gücüne karşı S-300 sistemlerini harekete geçirmesine nasıl cevap vereceğini merakla bekliyoruz. Üstelik Amerika, bize vermediği F-35’leri Yunanistan’a ikram ederek Rus Hava Savunma sistemlerinin güya gözü gibi sakındığı bu uçaklarla aynı çuvala girmesinin yolunu kendi eliyle açmıştır.
* Biz, tedarikçi ülkeye sözümüz gereği F-35’lerle S-400’leri asla aynı sistemde kullanmayacaktık, kullanmazdık da. Ama hiçbir hukuki, ahlaki, insani sınır tanımayan Yunanistan’ın bu pervasızlığı yapacağından kimsenin şüphesi olmasın.”
“BİZDEN ESİRGENEN HER ÜRÜNÜ ER VEYA GEÇ ÜRETME KABİLİYETİNİ YAKALAMIŞ BİR ÜLKEYİZ”
Erdoğan konuşmasında, Amerika’ın Hindistan’ın S-400 tedarikini yaptırım dışı bıraktığını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
* “Demek ki mesele Rus Hava Savunma sistemleriyle Amerikan askeri ürünlerinin birlikte kullanılması değil, bizatihi ve mahsusen Türkiye’dir. Bize F-35 vermiyorlarmış, aldığımız alternatif savunma sistemlerine tepki gösteriyorlarmış, saçma sapan konulara kadar varan ambargolar uyguluyorlarmış, açıkçası hiçbiri umurumuzda değil.
* Biz, bizden esirgenen her ürünü er veya geç üretme kabiliyetine, kapasitesine, kararlığına sahip bir ülkeyiz, Türkiyeyiz. Kendi vizyonumuz ve hedeflerimiz doğrultusunda ihtiyaç duyduğumuz her teknolojiyi geliştirme, her eseri inşa etme, her hizmeti sunma imkanını yakalamış bir ülkeyiz. Talep ettiğimiz uçakların verilmesinin herhangi bir konuda destek sağlanmasının bizim için tek anlamı, ülkemize karşı gösterilen dostluğun işareti olmasıdır.
* Türkiye geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz altyapının üzerinde her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de kendi göbeğini kendi kesecek seviyeye gelmiştir. Bundan sonrası sadece planlama, önceliklendirme, geliştirme ve üretme meselesidir. Yani zaman meselesidir. İşte bu inanç ve kararlıkla Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023’ü, Cumhuriyetimizin 2’nci asrını ‘Türkiye Yüzyılı’ haline getirecek yeni bir atılımın başlangıcı haline inşallah dönüştüreceğiz.
* Ülkemizin 20 yıl önceki seviyesi ile bugünkünü mukayese eden vicdan sahibi herkes aradaki asırlık farkı görecek ve kabullenecektir. Bundan 11 yıl önce 2023 hedeflerimizi ilan ettiğimizde kendi akıllarınca bizimle dalga geçenler şimdi sahip olduğumuz üretim ve ihracat gücü karşısında öncelik edinme peşinde koşmaktadır.
* Elbette bununla kalmıyoruz, hatta hala hali hazırda sahip olduğumuz altyapıyı sadece bir başlangıç kabul ederek hazırlıklarına başladığımız 2053 vizyonumuzla ülkemizi dünya liginin en üstüne çıkarmayı hedefliyoruz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına yakışan budur” ifadelerini kullandı.
“YUNANİSTAN’IN ADALARA ÜSLER KURMASI, TÜRKİYE İÇİN ANLAM TEŞKİL ETMEZ”
Erdoğan, konuşmasında Yunanistan’ın adalara üsler kurduğunu aktararak, “Yunanistan’ın adalara üsler tesis etmesi, kurması, Türkiye için hiçbir zaman anlam teşkil etmez. Burada düşünmesi gereken Yunanistan’a bunca desteği verenler, kendileri bundan sonra ne yaparlar onu bilemem. Ben bir kez daha 30 Ağustos Zafer Bayramını tebrik ediyorum. Ordularımızın Başkomutanı Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm Milli Mücadele kahramanlarımızı rahmetle yad ediyorum” dedi.
Erdoğan, konuşmasının ardından, Azerbaycan Görev Grup Komutanlığı, Libya Görev Grubu Komutanlığı, Katar Türk Birleşik Müşterek Komutanlığı, Somali Türk Görev Kuvvet Komutanlığı ve Bosna Hersek Türk Temsil Heyeti Başkanlığı’na video konferans ile bağlanarak görevli askerlerle görüştü.