Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,2398
EURO
37,6309
IMKB
9.109,000
ALTIN
2.922,340
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
ZAMAN, ALEV ALATLI'NIN YAZISINI YAYIMLAMADI
ZAMAN, ALEV ALATLI NIN YAZISINI YAYIMLAMADI
 
Alev Alatlı'nın 'türban' konusundaki yazısı 'Okurumuz buna hazır değil' gerekçesiyle yayımlanmadı. Alatlı, 'Yazıda istediğim 'bırakın kadınlar konuşsun' demekti' dedi
 
19.2.2008 - 16:40
Zaman gazetesi, yazar Alev Alatlı'nın "türban" konusunu işleyen "İçerden mırıldanmalar" başlıklı yazısını yayımlamadı. Alatlı yazının ana temasının 'bırakın kadınlar konuşsun' olduğunu söyledi.
Alatlı, 15 Şubat 2008 Cuma günü yayınlanması gereken yazısını her zaman olduğu gibi perşembe günü gazeteye gönderdi. Bir süre sonra sayfa editörü Alatlı'yı arayarak yazıyı yayımlayamayacaklarını belirtti.
Alatlı gelişmeyi şöyle anlattı: "Sayfa editörü 'bizim okurumuz buna hazır değildir' gibi bir gerekçe gösterdi. Benim, yazar çizerle sürekli kavgam 'okurlarınızı küçümsüyorsunuz' konusunda olmuştur. 'Okuru küçümsemeyin, oto sansüre girmeyin' deyip, okur anlamaz türü laflara hep karşı çıkmışımdır. Kendi kitaplarımda da çıtayı yükseltirim. Hiç de zararını görmedim."

Türban 'yumuşak karın'

Zaman'da yaklaşık dört yıldır yazdığını ve ilk kez böyle bir durumla karşılaştığını anlatan Alatlı, "Ben muhalif bir yazarım, hep de muhalif oldum. Türban konusu 'yumuşak karın' olduğu için yazımın yayınlanmadığını düşünüyorum. O korkutucu. Yaşanan durumu, ülkenin bütününde olup bitenin tezahürü olarak gördüm. Bu kadar hadise oluyor, bu da bu hadiselerin içinde bir tanesi. Yazıda bütün yapmaya çalıştığım 'Allah aşkına bırakın kadınlar konuşsun' demekti. Yazının yayımlanmayacağını duyunca sadece 'fesuphanallah' dedim" diye konuştu.
Alatlı'nın dertleşmek için kendi okur grubuyla paylaştığı ve Zaman gazetesinin yayımlamadığı yazısı özetle şöyle:


İçerden mırıldanmalar

Gözlemlediğim odur ki, korkutan tülbent değil, türban. Niye, çünkü, derin belleğimizdeki hayırhah kadının uzantısı tülbent. Döner yara sarar, döner kırık kol bağlar, döner sancılı başı sıkar... hastanın terini siler, yavukluya armağan olur, hasreti iyileştirir. Nurani yüzleri çevrelerken anılır...Türban öyle değil. Çünkü, türban, İslâmi tesettüre ilişkin en katı (dilerseniz, en erkeksi) yorumun benimsendiğinin ilânı hüviyetindedir; ve dolayısıyla, kadına ilişkin tüm diğer yorum ve kuralların da kabullenildiğini ima eder. Bunların arasında kötülük, fitne ve uğursuzluk kaynağı olmamızdan başka, dinen ve aklen dûn (eksik) yaratıldığımız, namazı bozan köpekler ve eşeklerle bir tutulduğumuz şeklinde...haysiyetimizi rencide eden yorumlar vardır. Türban, bu yorumların zımnen kabulü olarak görüldüğü için korkutur.
Kadın/ana koşulsuz sevginin simgesidir...Hiç bir ideolojinin yada toplumsal kurgunun ya da inancın selâmeti anayı çocuklarını feda etmeye iknaya yetmezken, kadın, pederşahi kuralların inşa ettiği dünyanın iflâh olmaz muhalifi olarak tebarüz eder. Bu iflâh olmaz muhalif, yeri geldiğinde tüm kuralları çiğneyecek, oğlan ya da kız, suçları ne olursa olsun, doğurduklarının esenliğini sağlamaya çalışacaktır. "Ağlarsa ana ağlar gerisi yalan ağlar" olgusu, kadın unsurunun beşere sunduğu eşsiz sığınağı minnetle ulularken; kadının kendisi yeryüzünde gözlenen tüm karışıklıkların (fitnenin) müsebbibi olarak takdim edilir, dünya kurulalı beri.
Hint'in kutsal metinlerinde, "doğuştan düşüncesiz ve hilekârdır" kadın... Buda, öğretisini sulandıracakları için kadınların rahibe olmalarına karşıdır. Ortodoks Yahudi erkeklerinin sabah dualarından biri, "Beni bir kadın olarak yaratmayan Kâinatın Yaratıcısı Efendimize hamdolsun."... Hıristiyan geleneğinin başat bileşeni, kadının kötülük, ayartma ve günahla özdeşleştirilmesidir... Hayrın ve şerrin, cinslerdeki karşılıkları erkek ve kadın olarak belirlenirken, yeryüzüne kötülük bulaştırdıkları gerekçesiyle kadınlardan topluca tövbe edip, günahlarını affettirmeleri talep edilir... İslam'da, "Ümmetim için kadın fitnesinden daha büyük bir fitne kaldığını bilmiyorum" mealindeki cümlenin Hazreti Muhammed'e ait olduğu bildirilir. "Allahım bizi kadınların şerrinden, fitnesinden ve onlarla imtihan olup kaybetmekten koru" mealindeki duanın(3) varlığı, semavi dinlerin ortak tutumlarının yansıması olarak belirir...Öte yandan, 1900'lü yılların başlarına kadar medeni dünyanın hemen her ülkesinde bir eş, kocasının gölgesi, uzantısı, parçası olan kadın, dünyayı saran değişimden nasibini alacaktır. "Yeni kadın" erkeğin bir refleksinden ibaret olmayı kabullenmeyen, yardımcı oyuncu rolünü reddeden, kendisine ait bir içdünyasına sahip, coşkulu, bağımsız, özgüven sahibi, yaşamını bir başına sürdürmeyi göze alabilen kadındır.
Yeni kadın, erkeğin ne gönlüne ne de aklına hitap eder. Erkek cinsinin en duyarlı zümresi iken şairler, yeni kadını ne görürler, ne duyarlar, ne anlarlar, ne de ayırt ederler... Edebiyat, ihanete uğramış, terk edilmiş, acı çeken kadınlar, intikamcı zevceler, büyüleyici aşifteler ya da iradesiz, renksiz, sade, şirin kızlar üretmeyi sürdürür...Yaşı ne olursa olsun, erkeğin kanatlarının altında olmayan kadın, ana muamelesi görür. Özetle, kadının ne olup olmadığı erkekler tarafından kadınlar üzerinden tartışılan bir süreç olmaya devam eder; günümüzde türban meselesinde gördüğümüz gibi...
Yeni kadının tecrübesi, yeryüzündeki yaşamın somutta ispatlanan aşkla ayakta kaldığı şeklindedir, yasalarla değil... Gerektiğinde baş örten, gerektiğinde yara saran tülbent, kadınlara mahsus bilginin kadim nakil aracı olarak görülür. Bu bağlamda, türban, kadınlık bilgisinin bastırılması, diğer bir deyişle, kadının kadına ihanetinin dışavurumu olarak algılanabildiği için korkutur.
Türk toplumun eriştiği tarihinin bu noktasında, yargıç kürsüsündeki yerini dişiyle tırnağıyla elde etmiş yeni kadın, tanık mahallindeki hemcinsinin şahitliğini irade ve akıl bakımından erkeklerden daha zayıf olduğu gerekçesiyle reddetmeyi aklından bile geçirmezken, dünya ve kâinat görüşünü türbanı aracılığıyla ilân eden kadın yargıcın vereceği hüküm, erkek cinsi lehine cinsiyet ayırımı yapacağının peşinen kabulü demek olacağı için korkutur. Benzeri korkular tıptan sahne sanatlarına, öğretmenlikten turizme kadar hemen her uğraş dalında nüksedebilecek; yalnız seyahat edememekten yönetici kadrolarından uzak durmaya varıncaya kadar çok sayıda olası yasaklar gündemde kalmaya ve ürkütmeye devam edeceklerdir.
Bana sorarsanız, türban sorunu işbu "kadının kadına ihaneti" olarak ifade ettiğim açmazda düğümlenmektedir. Bir kısmımız türbanı egemen erkeklerle kadınlar aleyhine yapılan bir ittifak olarak değerlendirirken, diğer bir kısmımız yasakçılarla birlikte hareket etmek suretiyle kendilerine tekâmül yollarını kapayan hemcinslerinin ihaneti olarak görebilmektedirler. Her halûkârda, konu üzerinde tartışacak, uzlaşma zemini arayacak, meseleyi çözüme ulaştırmaya çalışacak olan kadınlardır; kadınlar üzerinden ahkâm kesen muhalif ya da muvafık erkekler değil.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


TESEV ARAŞTIRDI, 'MİLLİYETÇİLİK YÜKSELMİYOR'

SIFIR NOKTASINA DEV ASKERİ SEVKİYAT

TİMUR SELÇUK'TAN TÜRBAN'A FARKLI BAKIŞ
»  YILMAZ ERDOĞAN'IN, AKRABA PKK'LI KRİZİ
»  "HERKESİN BİZİ KABULLENME MECBURİYETİ YOK"
»  ATATÜRK HEYKELİNE ÇİRKİN SALDIRI
»  HÜKÜMETTEN, KARA HAREKATI SİNYALİ
»   ERDOĞAN: "MERKEZ PARTİSİ OLARAK AK PARTİ"
»  DİYANETTEN, MANİFESTO GİBİ KARAR!
»  ERDOĞAN, BU KEZ KRİZ TELLALLARINI HEDEF ALDI
»  YARGITAY, AKP'Lİ TUNA HAKKINDA KARARI YARIN AÇIKLAYACAK
»  "İMRALI'DA KEŞİF YAPILSIN" İSTEĞİ
»  AKP-LİBERALLER KAVGASI BÜYÜYOR
»  BAHÇELİ'DEN, 'GERİLİME DİKKAT" UYARISI
»  ANKARA'DA TRENLER ÇARPIŞTI
»  AKP'Lİ BAKAN: "KAMUDA TÜRBAN KAOS'TUR"
»  "ERDOĞAN ARA SIRA BENİ ARAR AMA..."
»  KORUMALARA 'SNİPER' EĞİTİMİ
»  VEKİLLER YÜZDE 50 ZAM İÇİN BASTIRIYOR
»  ''BU DEVİRDE KİMSE PADİŞAH DEĞİL''
»  KÖŞK'E DEĞİL GEZİYE ÇIKTI..!
»  NİHAT GENÇ, FETULLAH GÜLEN'E YÜKLENDİ " ALLAHSIZ"
»  GENEL MÜDÜR OLMAYANA MAKAM ARACI YOK!
»  BAŞBAKAN'DA DURMAK YOK DAVA AÇMAYA DEVAM!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.