Uludağ'da, 1995 yılında eski eşi Nuriye Uğur Kılıç'ı öldürttüğü iddiasıyla yargılanan Alaattin Çakıcı, 19 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Çakıcı, hafifletici sebepler ve duruşmadaki iyi gözönüne alınarak 19 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasında, Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevinden getirilen Alaattin Çakıcı ile avukatları Muammer Demirtaş, Ahmet Ateş, Şafak Mahmut Yazıcıoğlu ve Sezgin Karaca hazır bulundu.Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı duruşmayı, Çakıcı'nın kardeşi Gencay Çakıcı ve yakınları da izledi.
Güvenlik güçlerinin eşliğinde salona giren ve mahkeme heyetini başıyla selamlayan Çakıcı, duruşma süresince sanık kürsüsü arkasındaki yakınlarıyla da selamlaştı.
Çakıcı'nın avukatı Muammer Demirtaş, esas hakkındaki savunmasını belirten 4 sayfalık dilekçesini mahkeme heyetine sunarken sözlü olarak da yargılamanın durdurulmasını talep etti. Bu talebinin kabul görmemesi halinde, Nuriye Uğur Kılıç'ın, Alaattin Çakıcı hakkındaki sözleri için “Ağır tahrik” uygulanması gerektiğini belirten Demirtaş, şunları söyledi: “Abdurrahman Keskin'in, Kılıç'ı öldürdüğü tartışılmazdır. Sanık, maktule ile 4 yıl evli kalmıştır, olaydan 2 ay 16 gün önce de boşanmışlardır. Bu sürede maktulenin davranışları ve sanık hakkındaki sözleri o dönemki bazı televizyon, dergi ve gazetelerde yayınlanmıştır. Maktulenin, 'Dündar Kılıç'ın silik kopyası', 'Abdullah Öcalan daha şerefli bir insan' gibi kullandığı sözler müvekkilimi derinden üzmüş ve yaralamıştır. Maktule, bunu sistemli şekilde sürdürmüştür. Ağır tahrik unsurları oluşturmuştur.”
Sanık Alaattin Çakıcı ise esas hakkındaki savunmasında, önceki savunma ve beyanlarını tekrar ettiğini söyledi.
Uluslararası anlaşmalara göre Türkiye'ye iade edildiğini dile getiren Çakıcı, 45 gün içinde yurt dışına çıkması gerekirken kendisi hakkında konulan yasak nedeniyle bu şartın yasal yollardan yerine getirilmediğini öne sürdü.
Çakıcı, daha sonra Avusturya'da yakalandığını ve yargılanabilmesi için Fransız yetkili makamlarından izin alınması gerekirken, buna dikkat edilmediğini savunarak, şöyle konuştu: “Bu durumda hakkımda yargılama yapılması kanaatimce mümkün değildir. Uluslararası anlaşmalara göre, yargılanmak istemiyorum. Dosyadaki gerçekleri göz önünde bulundurarak mahkemenin hakkımda vereceği olumlu ya da olumsuz karara saygılıyım. Hakkımda 4616 Sayılı Yasa'nın uygulanması gerekmektedir.”
Daha önceki duruşmalarda Türkiye'nin gündemindeki bazı konular hakkında sözler sarf ettiğini, bugün bu konuşmaları yapmayacağını ifade eden Çakıcı, ”Benim hakkımda ön yargılı ceza vermeyeceğiniz inancındayım. Her türlü karar için şimdiden teşekkür ederim” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, Çakıcı'yı, ilk olarak cinayeti azmettirdiği iddiasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Heyet, suçun, “Nuriye Uğur Kılıç'tan kaynaklanan haksız fiilin meydana getirdiği hiddetin etkisi altında işlediği” kanaatiyle cezayı 23 yıla indirdi. Sanığın duruşmadaki iyi halini de gözönüne alan heyet, Çakıcı'nın 19 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.
Kararın yüzüne okunmasının ardından sanık Alaattin Çakıcı, mahkeme heyetine teşekkür etti. Duruşma salonu çıkışında askerlerin arasından kardeşi Gencay Çakıcı'ya ”Pazartesi günü mutlaka görüşelim” diye seslenen Çakıcı, daha sonra tutuklu bulunduğu Tekirdağ, 2 No'lu F Tipi Cezaevine gönderildi.
NE OLMUŞTU
Çakıcı'nın eski eşi Nuriye Uğur Kılıç, Uludağ'daki bir otelin lobisinde 20 Ocak 1995'te Abdurrahman Keskin'in silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetmişti. Keskin, ömür boyu hapis cezasına çarptırılırken, cinayeti azmettirdiği öne sürülen Çakıcı hakkında dava açılmıştı.