Sade Vatandaşa nedense hiç uğramayan zaman aşımı sayesinde Yargıtay 7. Ceza Dairesi, Etibank Davası’nda iş adamı Cavit Çağlar hakkındaki 3 yıl 1 ay 15 günlük, oğlu Mustafa Çağlar hakkındaki 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin hükmü bozarak, bu kişiler hakkındaki davaları zaman aşımı süresi dolduğundan ortadan kaldırdı.
Daire, Etibank’ın zarara uğratılmasına ilişkin davada İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının temyiz incelemesini sonuçlandırdı.Yüksek Mahkeme, iş adamı Cavit Çağlar hakkında “nitelikli dolandırıcılık” ve “sahte özel evrak düzenlemek” suçlarından verilen 3 yıl 1 ay 15 günlük, oğlu Mustafa Çağlar hakkındaki “nitelikli dolandırıcılık” suçundan verilen 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis cezasına ilişkin kararları bozdu. Daire, suç tarihlerinin 7 Ocak 1999 ve 3 Mart 1999 olduğuna dikkati çekerek, sanıkların lehine olan eski Türk Ceza Kanunu uyarınca zaman aşımı süresinin dolduğuna hükmetti ve Cavit Çağlar ile Mustafa Çağlar hakkındaki davaların ortadan kaldırılmasına karar verdi.Bankanın eski Genel Müdürü Şükrü Karahasanoğlu’na “zimmet” suçundan verilen 9 yıl 26 gün hapis cezası kararını da bozan daire, Karahasanoğlu’nun görevde olduğu dönemde yürürlükte olan Bankacılık Kanunu’na göre eylemin “emniyeti suiistimal” olduğuna işaret etti. Daire, “emniyeti suiistimal” suçu yönünden zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, Karahasanoğlu hakkındaki davayı ortadan kaldırdı.
Daire, “zimmete iştirak” suçundan yargılanan ve çeşitli hapis cezaları alan aralarında Nail Keçili, İsmail Hakkı Karakaya, Türker İnanoğlu ve Yalçın Ayaydın’ın da bulunduğu 19 sanık hakkındaki kararı da bozdu.
Daire, Dinç Bilgin ve oğlu Önay Şevket Bilgin’in “zimmet” suçundan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları dava ile bu sanıkların yargılandığı dava arasında eylemsel bağlantı olduğuna işaret etti. Daire, sanıkların hukuki durumlarının ve suç vasfının ihtisas mahkemesi olan İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde birlikte yapılacak yargılamada değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Yerel mahkemenin 9 sanık hakkında “hayali hesaplardan jestiyon adı altında ödemelerle emniyeti suistimal” suçundan verdiği beraat kararlarını da bozan daire, 4389 sayılı Bankacılık Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 23 Haziran 1999 tarihinden sonraki eylemlerin “zimmet” suçu olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Daire, 59 hayali hesapta toplanan 1 trilyon 134 milyar liranın jestiyon olarak dağıtılması konusunda hangi sanığın hangi tarihte ve ne miktarda zarardan sorumlu olduğunun belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğine hükmetti.
Aralarında Nail Keçili, Türker İnanoğlu ve Yalçın Ayaydın’ın da bulunduğu 15 sanığa “cürüm işlemek için kurulan örgüte üye olmak ve örgüt üyelerine yardım etmek” suçlamasından verilen beraat kararlarını da bozan daire, bu suçlar yönünden de zaman aşımı süresi dolduğundan davaların ortadan kaldırılmasına karar verdi.
Daire, sanıklardan Hakkı Cengiz Kırgül hakkında verilen davanın zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararını da onadı.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk yargılamada 23 sanığı çeşitli hapis cezalarına çarptırmış, Yargıtay, kararı eksik inceleme nedeniyle bozmuştu. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, ikinci yargılamada sanıklar hakkında “cürüm işlemek nedeniyle teşekkül oluşturmak, bu teşekküle üye olmak ve teşekkül üyelerine yardım etmek” suçlarından beraat, bazı sanıklara da “dolandırıcılık”, “sahtecilik” ve “zimmet” suçlarından çeşitli hapis cezaları vermişti