KOM Daire Başkanlığı raporlarından derlenen bilgiye göre, 1 Ocak 2000-31 Temmuz 2006 tarihi arasındaki 6.5 yıllık sürede Türkiye genelinde organize suç örgütlerine yönelik 2 bin 214
operasyon gerçekleştirildi.
Operasyonlarda, örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan 17 bin 280 zanlı adliyeye sevk edilirken, çalışmalarda 2'si kalem tipi, 1'i özel yapım 2 bin 319 tabanca, 58'i uzun namlulu olmak üzere 536 tüfek, 302 kurusıkı-gazlı tabanca, 55 el bombası, 11 dinamit, 100 gram dinamit lokumu, yaklaşık 8.5 metre saniyeli fitil, 17 çelik yelek, 339 sahte kimlik, 5 adet patlayıcı yapımında kullanılan fünye kapsülü, 395 kilogram patlayıcı madde, 14 kelepçe ile 56 bin 112 adet değişik çapta mermi ile 9 bin 470 adet çek, senet ve muhtelif suç unsurları ele geçirildi.
Ele geçen silah ve diğer suç unsurlarının yıllara göre dağılımının da yer aldığı rapora göre, KOM ekipleri tarafından Türkiye genelinde çetelere karşı 2000 yılında 466, 2001'de 514, 2002'de 323, 2003'de 230, 2004'de 328, 2005'de 221 operasyon gerçekleştirildi. 2006 yılının başından 31 Temmuz 2006 tarihine kadar geçen 8 ayda ise 132 operasyon yapıldı.
Operasyonlarda, 2000 yılında 2 bin 676, 2001'de 3 bin 770, 2002'de 2 bin 358, 2003'de bin 755, 2004'de 2 bin 714, 2005'de 2 bin 344, 2006'nın 8 ayında ise bin 663 kişi gözaltına alındı.
CEPHANELİK GİBİ
Geçen yılın 1 Ocak-31 Temmuz tarihleri arası ile bu yılın aynı dönemi arasındaki çalışmaların da karşılaştırıldığı rapora göre, geçen yıl söz konusu dönem içinde çetelere yönelik gerçekleştirilen 141 operasyonda bin 362 kişi gözaltına alındı.
Operasyonlarda 261 tabanca, 76 tüfek, 61 kurusıkı-gaz tabancası, 4 el bombası, 8 çelik yelek, 64 sahte kimlik ile değişik çap ve markalarda 8 bin 488 adet mermi ve 2 bin 86 adet çek senet ve muhtelif suç unsurları ele geçirildi.
''CEZAEVİNİ KARİYER OLARAK GÖRÜYORLAR''
İstatistiki rakamların yanı sıra çetelerin oluşum nedenleri ve liderleri ile üyelerinin profilinin de mercek altına alındığı raporda, organize suç örgütlerinin tüm kurum ve kuruluşları ile hantal olmayan, süratli işleyen bir yapıya sahip olan devlet mekanizmalarında kendilerine yer bulamayacakları ve halk tarafından itibar göremeyecekleri belirtildi.
Organize suç örgütlerinin faaliyetlerini sürdürürken yatay yapılandırmalarının bir gereği olarak dış çevre ile irtibat kurdukları ifade edilirken, kamu yönetiminde hassas konumda bulunanlar ile ilişkilerinde son derece dikkatli oldukları kaydedildi.
Türkiye'deki suç örgütü lider ve üyelerinin cezaevine girmeyi ''kariyer'' olarak gördüğü de ifade edilen raporda, tarihsel süreçte örgütlerin, faaliyet alanlarında çeşitlilik gösterdiği belirtildi.
Türkiye'de 80'li yıllarda gecekondulara imar izni verilmesi ile meydana gelen boşluğu arazi mafyalarının, 90'lı yıllarda ekonomik dalgalanmalar sonucunda meydana gelen boşluğu çek-senet mafyasının doldurduğu, 2000'li yıllarda ise gerek çocukların ceza ehliyetinin olmaması gerek rantın yüksek olması nedeniyle kapkaç suçunun örgütlü olarak yapıldığı kaydedildi.
''3. ŞAHISLARI KULLANIYORLAR''
Ticari alanda arka planda olan örgütlerin üçüncü şahısları ön planda tuttukları da belirtilirken, örgütün itibarını sağlamak ve istihbarat toplamak için, iyi geçinmek suretiyle, kendi örf ve adetlerine, ahlaki değerlerine zıt olan şahıslardan yararlandıkları ifade edildi.
Raporda, organize suç örgütü liderlerinin sanat, magazin ve spor dünyası ile iç içe olduğu da belirtilirken, bu ilişkilerden her iki tarafın da menfaatinin söz konusu olduğu kaydedildi.
Suç örgütü liderlerinin söz konusu kişilerle birlikte görünerek toplumda itibar tazeledikleri ve onların imtiyazlarından yararlandıkları da belirtildi.
(STAR)