AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, YSK'nın İstanbul seçimlerinin iptali yönündeki kararına ilişkin açıklamada bulundu
Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:
- YSK İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. Milletin iradesine başvurmak, şüpheleri ortadan kaldırmak açısından önemlidir. Seçim sürecinde ortaya sıkan sıkıntılarında bu kentin yönetilmesinde berrak bir sürecin ortaya çıkması gerekiyordu.
- YSK'nın kararı suç duyurusu bulunacak kadar açık bir kanunsuzluk durumunun ortaya çıktığını gösteriyor. Siyaset, demokrasi nehri hukuk yatağında akar. Siyasetçiler için sayısal meşruiyet, hukuki meşruiyet siyasal meşruiyeti beraberinde getirir.
- Hukuk çerçevesinde itirazlarımızın haklı görülmesi sonucu İstanbul seçimleri yenilenecektir. Yapılan bazı açıklamaları bu ölçüye göre değerlendirmemiz lazım. Başından beri biz AK Parti Genel Merkezi'nde yaptığımız açıklamalarda sürece saygı gösterdiğimizi ifade ettik.
- Tek bir vatandaşımızın bile heba olmaması gerektiğini söyledik. Hakarete uğrayan dimdik şekilde edebiyle seçim çalışmasını yürüten Yusuf gibi kardeşlerin emeğinin heba olmasını istemiyoruz. Dolayısıyla kazanmış olsak da kaybetmiş olsak da kaç oyla kazandık, kaç oyla kaybettik tablonun görünmesi gerekir. Bütün bu süre içerisinde ilk sayımlar yapıldığında yarı yarıya aradaki farkın kapanması, süreç devam ettirilseydi bu farkın tamamen kapanacağını gösteren bir tablo oluştu.
'İTİRAZ SÜRECİ SEÇİM SÜRECİNİN PARÇASI OLAN MEKANİZMADIR'
- Bizim seçim sistemimiz seçim süreci boyunca seçim sonunda ortaya çıkacak aksaklıkları gidermek için birtakım emniyet sibobu içeriyor. İşte itiraz da budur. Bugün icat edilmiş yola başvurmuyoruz. Bu mekanizma seçimin bir parçası olarak bir mekanizmadır.
- Biz de parti olarak bütün partilerin yaptığı gibi seçimden sonra itirazlarımızı ilçe, il seçim kuruluna, YSK'ya ilettik. Birisi öteden beri dışarıdan ifade edilen içeride CHP tarafından dillendirilen bir şey, demokratik yolla iktidarların el değiştirmesine karşı çıkıyorlar gibisinden. Bunun ne siyasi ne hukuki bir temeli vardır. Bizim seçim kanunumuz seçimden sonraki itiraz sürecini seçim sürecinin bir parçası olarak tanımlamıştır. Bu mesele AK Parti ya da başka bir partinin çıkarının korunmasıyla ilgili bir meseledir.
'MİLLETTEN BAŞKA PATRONUMUZ VE AMİRİMİZ YOKTUR'
- YSK'nın beğendiğimiz kararları var, beğenmediğimiz kararları var. Madem ki nihai karar merci orasıdır ve millet adına karar vermektedir o zaman bu kararı kabulleneceğiz. Nitekim bu süreç sonuçlanmadan, İstanbul'la ilgili karar verilmeden evvel Ankara'da itirazlar yaşandı. Sürece ve sonuca saygı gösterdik. Milletin iradesinin başımızın üstünde yeri vardır dedik. Milletten başka bir patronumuz, amirimiz, talimat alacağımız bir merci yoktur.
'MİLLETE GİDİP İSTANBUL İÇİN YAPACAKLARIMIZI ANLATACAĞIZ'
- CHP onların istediği gibi karar vermezlerse Kızılay meydanında yürümeyeceklerini ve suratlarına tüküreceklerini söylemiştir. Her seferinde şunu söyledik; YSK'yı, hakimleri tehdit etmeyin. Sürece saygı gösterirseniz sonuca da saygı gösterirsiniz.
- YSK'ya baskı yapıyorsunuz bunun sonu Yüce Divan'dır dediler. Yıllar geçiyor, nesiller değişiyor, CHP zihniyeti değişmiyor dedim. Birkaç saat sonra biz onu kast etmemiştik dediler. İlk defa darbelere mesafe koyma ihtiyacı taktik de olsa hissediyorlar. Bütün süreç boyunca herkesi kucaklamak istiyorum diyen İstanbul CHP adayı büyük bir saldırganlıkla önüne geleni gaflet, dalalet ve ihanetle suçladı. Bütün bu süreç boyunca göstermeye çalıştığı birtakım sempatik cümlelerin yerini maalesef çatışmacı bir davranışı ortaya koydu.
- Sürece saygı göstermediler, şimdi sonuca da saygı göstermiyorlar. YSK sonuçta birisini galip ilan etmiyor. Diyor ki milletin iradesine başvurun diyor. En büyük hakeme başvurmanın karşısında herkesin saygılı davranması gerekir. Millete gideceğiz, vatandaşlara tezlerimizi arz edeceğiz. İstanbul için yapacaklarımızı aynı samimiyetle anlatacağız.
'MUHALEFET TEMSİLCİSİ AP RAPORTÖRÜNÜN AĞZIYLA KONUŞTU'
- Kendinden emin olanın sükunetini koruması lazım. Baştan beri YSK'ya saygı duyuyoruz diyen bu gün YSK'yı kınaması, meydanda yuhalatması şüphe işaretlerini daha da arttırıyor. Bu suç duyurularında bulunulması son derece ciddi bir durumdur. Muhalefet saygılı bir tutum ortaya koyacağı yerde şimdi geliyorlar karar açıklanır açıklanmaz Türkiye'yi yabancılara şikayet etmeye başlıyorlar.
- Avrupa Parlamentosu Raportörü'nün 'Türkiye'de demokratik bir geçiş olmayacağını anladık' cümlesini bugün bir muhalefetteki siyasetçiden gördük. En azından cümlenin yüklemi öznesini değiştirilebilirdi.
'ANKARA'DA VE DİĞER İLLERDE DEMOKRATİK GEÇİŞ OLMADI MI?'
- Diğer illerde geçiş olurken, bunu bir demokratik olgunluk saymıyorsunuz, İstanbul'da hakkımız olan hukuk çerçevesinde başvurumuzu kabul etmeyip, hukuk sistemine saldırıyorsunuz. Usulsüzlüklere göz yummadığımız için bizim demokratlığımızı eleştirmeye kalkıyorlar. Şimdi Ankara'da bu şekilde demokratik geçiş gerçekleşmiş, başka illerde gerçekleşmiş.
- AK Parti kazanan herkesi tebrik etmiş. Bu demokratik geçişin ne kadar olgunlukla yapıldığının göstergesidir. Yabancıların kurduğu cümleleri tekrar tekrar Türkiye'de tercüme etmeye kalkıyorlar. Demokrasi, hukuk konusunda kurdukları cümlelerin tamamı tercüme cümlelerdir. Hakimler Kızılay'da yürüyemez diyenler AK Parti'nin baskı kurduğunu söylüyorlar, istediğimiz karar çıkmazsa diyenler AK Parti'nin baskı kurmaya çalışıyorlar.