İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ, Anadolu Yakası’ndaki yeni sosyal konut projesi, 'Tuzla Meydan Evleri'nin temelini attı.
'İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DOSYALARI ELİMİZDEN ALDI'
İmamoğlu, “Tabii beni rahatsız eden şeyler de var” diyerek, geçmiş yönetim döneminde gerçekleştirilen şaibeli bir satış yöntemini, anlattı:
* Az önce Şadi Bey'in de ifade ettiği gibi, işte burayla ilgili yeşil alan kararı aldım. Hukuksuz kararlar, anlamsız kararlar ne kamuoyu vicdanında ne de hukukta karşılık bulur sevgili Başkan'ım. Yani bir örnek vermem gerekirse; bugün günlerden pazartesi.
* Pazartesi günü, KİPTAŞ yönetim kurulu kararı alıyor. Diyor ki; ‘Ben, Başakşehir’deki şu arsayı satın alacağım.' Bir gün sonra bu arsayı, ne hikmetse bir uyanık vatandaş alıyor 11 milyon dolara.
* Cuma günü de KİPTAŞ’a 47 milyon dolara satıyor. 36 milyon dolar arada fark. Pazartesi günü, ‘Burayı ben alacağım' diye yönetim kurul kararı var.
* Arada biri geliyor, -çok akıllı, gökten iniyor- satın alıyor burayı. Belgeleriyle, evraklarıyla cuma günü de KİPTAŞ gidiyor, bu uyanıktan burayı satın alıyor. Kim bu uyanık? Onların da kayıtları var. Kim bu yönetim kurul kararını alanlar? Onların da kayıtları var.
* Bunu alıyoruz KİPTAŞ olarak. Bir önceki yönetim. Proje yapıyoruz, 300-400 konut. KİPTAŞ’ın önünde maketi yapılıyor. KİPTAŞ’ın önünde. Şu anda girişte. ‘Kaldırmayın' dedim, ‘Bu sürekli burada duracak.' Böyle kocaman bir maket, 400 küsur konut.
* Biz yönetimi aldıktan birkaç ay sonra, ‘Yeşil alan yaptık' diye karar alınıyor İBB Meclisi'nde, umarım siz de ona el kaldırmamışsınızdır.
* Şimdi buna derler ki, ‘Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.' Bu olmaz, yapmayın. Bunun önüne geçmemiz lazım. Bunu burada çok kıdemli, çok değerli, Tuzla halkı tarafından sevilen bir belediye başkanısınız.
* Bu tür davranışların önüne geçmemiz lazım. Bunun, ‘Bugün size, yarın bana’sı olmaz. Yapılan her yanlış, vatandaşa yapılan yanlıştır.
* Kamu zararı ne kadar? 400-500 milyon. Bir işte. Soruşturma süreci başlattık. Suç duyurusunda bulunduk. Ama İçişleri Bakanlığı geldi, dedi ki, ‘Sen buraları soruşturamazsın. Ver 50 dosyayı. Ben soruşturacağım. Dosyalar İçişleri Bakanlığı müfettişlerinde bakalım ne olacak? Merakla bekliyorum.
'SORUMLU BİR YÖNETİMİZ'
Tuzla'ya dönük çalışmalarının devam edeceğine vurgu yapan İmamoğlu, bu hizmetlerden birinin de yeni metro hattı olacağını kaydetti.
İstanbul'un birikmiş sorunları olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Elbette ki, 25 yıllık İBB yönetimi sürecinde çok iyi yapılan şeylerin yanı sıra, ihmal edilmiş süreçler de var. Şu bir gerçek: Bu işler, yaklaşık 2 yıllık bir yönetimin, bir anda düzelteceği bir sihirli değnek marifetini de sahip değil. Ama sorumlu bir yönetimiz. Bu sorumluluğumuzu da en üst seviyede, başta ilçe belediyeleri ile paylaşarak yönetmenin zaruret olduğunu bilen birisiyim” dedi.
İmamoğlu, Marmara Denizi'nde yaşanan “deniz salyası” sorununa ilişkin ise, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Tarım Bakanlığı’na, kıyısı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere bütün belediyelerin, ortak akılla Marmara Denizi ile ilgili sıkı bir eylem planı çalışma zorunluluğumuz vardır. Bu konuda, var olan bilimsel çalışmalarımızı ilgili kurumlarla paylaşacağız” dedi.
'YEŞİLPINAR'DAKİ VATANDAŞLARIMIZLA GÖRÜŞECEĞİM'
İmamoğlu Eyüpsultan’da yaşanan olaya ilişkin ise şunları anlattı:
* Tümden bize ait mülkiyet olan ve yine bu şekilde, yeşili dışa dönük olarak kurgulanan bir kentsel dönüşüm projesi. Yüzde 100'ün onayını alarak başlatılan projede, sanki orada bir park yok edilecekmiş gibi algı oluşturuldu.
* Tam aksine biz, daha doğru bir projelendirme ile oraya kalıcı güzel bir parkı hediye edeceğiz. Bu açıklamalara rağmen, bir kısım vatandaşımızın, belki yanlış anlayarak, belki yanlış yönlendirilerek ortaya koydukları bir protesto oldu.
* Oysa daha önceki KİPTAŞ yönetim orayı satılığa çıkardı. ‘Uğraşamıyorum, satılığa çıkarıyorum, alan yapsın' dediği bir yerde, tereyağından kıl çeker gibi, her vatandaşı mutlu edecek bir süreci başlattık.
* Hatta benim o temel attığım gün, bir arbede diye tarif edilen, 7-8 vatandaşın olduğu bir yerde, 50’ye yakın polis gördüm ben orada. O 7-8 vatandaş, 50 güvenlik görevlisini nasıl aştı da benim araba zannedip, güvenlik görevlisi olan aracımın kapısını açtı ve kadıncağız sürüklendi. Çok da üzüldüm.
* İlgili arkadaşlarımı evlerine gönderdik, görüştüler. Ben de inşaatı denetime gittiğimde, oradaki vatandaşlarla buluşacağım. Bu nahoş olayın gündeme getirilmesi, oradaki güzel çalışmanın önüne geçti.