Uzun yıllardır medya aracılığıyla tartışan ve tartışmaları mahkemelere taşınan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile gazeteci Emin Çölaşan, 12 yıl sonra canlı yayında karşı karşıya geldi.
Çok sayıda resmi ve sivil polis ekibi, canlı yayının yapıldığı TGRT binası çevresinde yoğun güvenlik tedbirleri aldı. Büyük buluşmayı izlemek üzere çok sayıda gazeteci TGRT binası önünde konuşlandı. TGRT binasına ilk gelen isim gazeteci Emin Çölaşan oldu. Polis eskortuyla yayın binasına gelen Çölaşan gazetecilerin sorusu üzerine, "Bu gece benim gazeteciliğimi sona erdirecekmiş, ona geldim. Bu gece benim son gecem, göreceğiz bakalım" diye konuştu. 





Bugüne kadar birçok kez davalık olan ikili, karşılıklı iddialara cevap verdi. İhlas Holding Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol ile TGRT Haber Ankara Temsilcisi Murat Odabaş'ın hazırlayıp sunduğu programa konuk olan ikilide ilk söz hakkı Emin Çölaşan'a verildi. Çölaşan, Gökçek'in servetini, maaşını, gayrimenkul durumunu, yurtdışından kendisine para gelip gelmediğini, neden televizyonda karşısına çıkmadığını sorduğu mailleri okudu. Çölaşan, Gökçek'in yazılarındaki üslubun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'na yakışmadığını savundu. Gökçek'in 9 milyon dolar serveti olduğunu iddia ettiğini söyleyen Çölaşan, bu miktarda bir serveti olmadığını ifade etti. Yine Gökçek'in yurtdışındaki bir bankadan kendisine para geldiğini ileri sürdüğünü kaydeden Çölaşan, Ankara Kavaklıdere'deki bir banka şubesinde bulunan 92 bin doları, evinin yakınındaki bir başka bankanın şubesine transfer ettirdiğini anlattı. Gazetecilikte 30 yılını doldurduğunu, bugüne kadar iktidarlarla hep ters düştüğünü dile getiren Çölaşan, yaşadığı bir olayı da anlattı: "Bir gün Aydın Doğan, Uğur Dündar ile beni çağırdı. 'Sizin yüzünüzden 500 milyon dolar kaybettim. Otomobil kampanyası yapacaktım. Sanayi Bakanlığı'ndan izin almaya çalışırken bana ikinizi etkisiz hale getirmem karşılığında izin verecekleri haberini gönderdi Çiller. Kampanyadan vazgeçtim.' dedi."
Servetini takas etmeyi önerdi
Daha sonra söz verilen Melih Gökçek, Çölaşan'ın 57 defa kendisine tazminat ödemeye mahkum olduğunu, buna karşın kendisinin de iki kez Çölaşan'a tazminat ödediğini ifade etti. "Buna rağmen hâlâ iftira atmaya devam ettiniz. Türkiye'de ne kadar sağduyulu insan varsa hepsine saldırdınız. Sayın Alparslan Türkeş, Sayın Turgut Özal hakkında ve şu anki benim iktidarım hakkında yazmadığınız kalmadı." diyen Gökçek, şöyle devam etti: "Ben dava kaybettiğim zaman parasını cebimden verdim. Siz kaybettiğiniz zaman Aydın Doğan ödedi. O yüzden ben belediyeye vermedim kazandıklarımı. Ama bol bol döner, top, bisiklet, oyuncak dağıttım o paralarla. Sizin mahkum olduğunuz tazminatları gazeteniz ödedi. Kazandığınız tazminatları gazeteye neden vermediniz? Aydın Doğan bu sebepten 'tazminat cezalarının yüzde 20'si gazete tarafından ödenir' kuralı getirdi. Ben soru sorunca size 'Bu yetkiyi nereden alıyorsun?' diye soruyorsun. Ben Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'yım. Siz herkese hesap soruyorsunuz. Siz kimsiniz?"
Servetini de açıklayan Gökçek, Çölaşan'dan servetini açıklamasını istedi. Gökçek, 'Benim 1994 tarihinden bu yana olan tüm servetimi, eşimin ve çocuklarımın üzerine olan tüm malvarlığını, bankalardaki tüm hesap hareketlerini ve sizin tüm hesaplarınızın ve mal varlığınızın hareketlerini öğrenmek için TGRT Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol'u tayin ediyorum.' yazan bir taahhütname okudu ve imzaladı. Gökçek bu taahhütnameyi Çölaşan'a uzattı; ancak Çölaşan imzalamadı. Bunun üzerine Gökçek ikinci bir teklifte bulunarak tüm mal varlıklarını değiş tokuş etmeyi önerdi. Çölaşan'ın kitabında yazılarına sansür uygulanması halinde bu mesleği bırakacağını yazdığını kaydeden Gökçek, yazılarına sansür uygulandığını iddia ederek örnekler verdi ve mesleği bırakmasını istedi. Çölaşan da bu sansürleri doğruladı ve kendisinden özür dilendiğini, bu sebeple devam ettiğini bildirdi. Bir ara Çölaşan, "Tamam beni mat ettin. Ben de şu andan itibaren bu mesleği bıraktım." deyince bunu beklemeyen Gökçek, kısa bir süre şaşkınlık yaşadı. Sonra Çölaşan'ın ciddi olmadığını anlayınca tartışma yeniden alevlendi.
Kabarık dosyalarla geldiler
Gökçek ile Çölaşan, tartışma programına ellerinde kalın dosyalarla geldi. Çölaşan korumalarıyla birlikte televizyon binasına gelirken, bir süre sonra da Gökçek giriş yaptı. Çalışanlar binanın arka kapısından dışarıya çıkabildi. Hiçbir gazeteci içeri alınmadı. Gökçek, 'Neler olacağını birlikte seyredeceğiz' derken, Çölaşan, 'İddialı mısınız?' sorusuna 'Bakalım görürüz.' diye cevap verdi.
İŞTE PROGRAMDA AĞIR SUÇLAMA BÖLÜMLERİ
Programda ilk sözü alan Emin Çölaşan Başkan Melih Gökçek'in kendisine çektiği mesajları okudu.
Mesajlar arasında yer alan 'Benden kazandığın paraları gazeten Hürriyet'e verdin mi?' sorusuna Çölaşan, 'Sen benden kazandığın tazminatları belediyeye verdin mi ki ben de gazeteme vereyim' dedi.
Çölaşan, Melih Gökçek'in kendisi için bir çok gazeteye geçmek istediği bunu sadece Cumhuriyet gazetesinin kabul ettiği iddialarına ise 'Ben sadece 1985 yılında Milliyet'ten Hürriyet'e geçtim, o da kendi hür irademledir' diye cevap verdi.
Emin Çölaşan, Gökçek'in 'Bak Emin kendini tıklatmazsan ben seni öyle bir tıklatacağım' iddialarını okuduğu sırada Gökçek, 'Çölaşan 100 yıl dillere destan olacak İnşallah' diye mırıldandı.
Çölaşan, Gökçek'in kendisine yurt dışından (3 kez ABD'den, kimden geldiği bilinmeyen) para geldiği, kitap gelirleri dışında geliri olup olmadığı sorusuna 'Bana yurtdışından havale gelmedi, sadece bir bankadan bir bankaya para transferi yaptırdım' dedi. Çölaşan kendi parasının transferiyle ilgili banka dekontunu da Gökçek'e gösterdi.
Çölaşan, bu konuda kendisine "çamur atanları"ın şu anda yargılandığını da ifade etti.
İDDİALARIN ASLI ASTARI YOK
Çölaşan, Gökçek'in tüm iddialarının aslı astarı olmadığını, iddiaların tamamen duyum üzerine olduğu ve bu durumun bir belediye başkanına yakışmadığını söyleyerek ilk bölümü tamamladı.
Kısa bir ara sonrası tekrar konuşan Çölaşan, 'Benim bir çok iktidarla kavgam vardır, eğer benim bir açığım olsaydı bu iktidarlar (Erdoğan, Çiller vs.) beni çiğ çiğ yerlerdi' dedi.
Yaklaşık 40 dakikalık konuşmanın ardından Çölaşan sözlerini bitirdi.
GÖKÇEK: BU MAİLLERİ ATMA NEDENİM 10 YILLIK RANDEVU TALEBİM
Gökçek sözlerine 'Sizi 10 yıldır ekranlara davet ediyorum ama çıkmadınız' diyerek başladı ve şöyle devam etti; 'Siz bana karşı 57 defa mahkum oldunuz ama hala iftira atıyorsunuz, dünyanın başka bir yerinde olsa o kişi mesleğini bırakırdı' dedi
Gökçek kazandığı davaların parasıyla ilgili 'Ben kaybettiğim davaların parasını kendim ödüyorum, belediyeye ödetmiyorum, ama siz gazetenize ödetiyorsunuz. Onun için kazandığım parayı tabiki ben alacağım' dedi. 'Gazeteniz bu konuda size özel bir kural çıkardı, artık mahkum olan gazetecinin tazminatının yüzde 20'sini gazetesinin ödeyeceğini' söyleyen Gökçek, 'Siz de o tarihten bu yana daha dikkatli yazıyorsunuz' dedi.
Gökçek'in mal beyanı |
60 bin $
5 bin Euro (Oğluna ait)
10.398 YTL Vakıfbank'ta
29.000 YTL (Ziraat Bankası- Emekli maaş parası)
38.401 YTL Eşinin tazminatı
Ayrıca gayrimenkuller (İstek olmadığı için açıklamadı) |
Gökçek, Çölaşan'a 'Siz herkese hesap sorabiliyorsunuz da biz mi size hesap soramayacağız, tabiki sizin mal varlığınızın hesabını sorarız' dedi ve kendi mal beyanıyla ilgili belgeleri gösterdi.
Gökçek'in Çölaşan'a, offshore hesabı olup olmadığı sorusuna Çölaşan 'evet oldu' diyerek cevap verdi.
Başkan Gökçek, 'Benim 1994 tarihinden bu yana olan tüm servetimi, eşimin ve çocuklarımın üzerine olan tüm malvarlığını, bankalardaki tüm hesap haraketlerini ve sizin tüm hesaplarınızın ve mal varlığınızın hareketlerini öğrenmek için TGRT Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol'u tayin ediyorum' yazan bir taahhütname okudu ve imzaladı. Gökçek bu taahhütnameyi Çölaşan'a uzattı ancak Çölaşan imzalamadı.
Bunun üzerine Gökçek ikinci bir teklifte bulunarak tüm mal varlıklarını değiş tokuş etmeyi önerdi.
Gökçek, bir yazısında hükümeti eleştiren ve paradan 6 sıfır atamayacaklarını iddia eden, attıkları takdirde özür dileyeceğini ifade eden Çölaşan'dan bu sözünü yerine getirmesini istedi. Çölaşan da bu yazısını kabul ederek 'Yazdığım binlerce yazı vardır, bu yazımda yanıldığımı kabul ediyorum, tabiki özür dilerim' dedi.
KARŞILIKLI İDDİALAR BAŞLIYOR
Melih Gökçek'in Çölaşan'ın yazılarının sansürlenmesi iddiasına Çölaşan 'Benim yazılarım sansürlenirse istifa ederim' dedi. Çölaşan 1-2 defa bazı kelimelerinin çıkarıldığını ancak bunun için kendisinden özür dilendiğini ifade etti.
Çölaşan, ayrıca muhabir olduğu dönemlerde, gazete yazı işlerinin, kendi haberinde yapılan oynamalar olduğunu da söyledi.
Çölaşan, Melih Gökçek'in kendi mal varlığıyla ilgili sorularına 'Sen kim oluyorsun da hesap soruyorsun' ve 'Gökçek dava yoluyla bir çok kişiyi sindirdi' dedi.
İ. MELİH MESELESİ
Emin Çölaşan'ın yazılarında kullandığı 'İ. Melih' ifadesi tartışmanın diğer bir konusuydu.
Çölaşan'ın yazılarında kullandığı İ. Melih Gökçek ifadesinde kastettiğinin ne olduğunu açıklamasını isteyen Gökçek, 'O yazılarda kastettiğin şeyi sana iade ediyorum' dedi. Ayrıca Gökçek, gazetesinin Çölaşan'a da bir daha bu şekilde yazı yazmaması konusunda uyarıda bulunduğunu ifade etti ve şöyle devam etti: 'Sıkıyorsa bir daha yazsana...'
Çölaşan, Gökçek'in avukatının dava dilekçesinde İ. Melih ifadesinin İb.. Melih olarak ifade edildiğini ama bunun mahkeme tarafından da reddedildiğini açıkladı.
Çölaşan Gökçek'in avukatının mahkemeye verdiği dilekçede "İ'den kastın İbn. olduğunu iddia ederek bu kelime senin avukatın tarafından resmi dilekçede bulunuyor." dedi. Gökçek'te bunun üzerine "Senin kitaplarında şimdi burada söylemeye dilim varmıyor ne ifadelerin var" deyince Çölaşan, "Si..ir" dedim. Diyerek bu kelimeyi tam olarak kullandı