CV’niz gerçekten ilginç... Koç Üniversitesi Uluslararası ılişkiler Bölümü mezunusunuz. Digitürk, InStyle, Cosmopolitan, NTV, Billboard gibi pek çok önemli adreste ve yayında çalışmışsınız. Siz proje çocuk muydunuz Allah aşkına?

- Aslında hiç değil. Annem ve babam da çok yönlü insanlar. Sadece ben onlara oranla daha alternatif bir noktada yer alıyorum. Onlar sanat müziği dinler mesela...
  
Hiç yolunuzu kestikleri, sizi kısıtladıkları oldu mu?  

- Asla... Gençliğim Beyoğlu civarında geçti. Geceleri kız arkadaşlarımla çıkar, yeni grupları dinlemeye giderdim. şimdi bakınca ben bile kendi kendime “Ne kadar gözüm karaymış. Konser dinleyeceğim diye kız kıza gecenin bir vakti sokaklarda dolaşıyormuşum” diyorum.

Müzikle iç içe geçen onca yıldan sonra uluslarası ilişkiler okumak nereden çıktı peki?

- Tamamen kendi seçimim. Sınavda tek yazdığım bölüm oydu. Siyasetle hep ilgiliydim. Hiçbir zaman o işi yapmayacağımı bildiğim halde okumak istedim. Çok da keyifliydi. Mezun olunca kültür sanat yönüm daha ağır bastı. Kısa bir süre yurtdışında kaldıktan sonra döndüm, dergiciliğe başladım. Moda tasarımına ilgim vardı, o yüzden ani bir kararla Central Saint Martins’in yaz kurslarına katıldım.

7 YAŞINDAYKEN MAÇA GİTTİM

Müzik hayatınıza tam olarak ne zaman girdi?

- Hayatımda hep vardı zaten... Üniversitedeyken bloğum vardı, oraya yazıyordum. Ama spor da hayatımdaydı. ılk maçıma babamla birlikte 7 yaşındayken gitmiştim. Yoğunlaşsaydım iyi bir tasarımcı, iyi bir dergici ya da iyi bir müzisyen olabilirdim. Ama sporda karar kıldım.

Yani spor ana meslek, müzik ise hobi...

- Müzik benim için hep bir amaçtı ama ana meslek olmayacak. Her zaman hobim olarak kalacak. Bunun en önemli sebebi, asıl işimin spor spikerliği olması... Belki de bu, insanların kulağının hayrınadır, bilemiyorum!

Nasıl yani, sesinize, müziğinize güvenmiyor musunuz?

- Birçok iş yapılıyor, görüyoruz. Ama insanlar kendilerine kötüyü örnek almamalı. “Bu bile yapıyorsa ben de yaparım” demek yerine en iyisini yapmaya çalışmak gerek. Öyle insanlar gördüm ki, o kadar iyi müzisyenlerle tanıştım ki, hayatta “müzisyenim” diyemem artık.

Bu kadar iddiasız olmak dezavantaja dönüşmesin...

- Tabii ki iddiasız değilim ama sınırlarımı biliyorum. Joe Satriani’yi gördükten sonra insan nasıl “Ben gitar çalıyorum” diyebilir ki?

RADYO PROGRAMI DEVAM EDİYOR

Albüm ne zaman dinleyiciyle buluşur?

- 2011 içinde çıkarmak istiyorum. şarkılar hazır...

Burcu Esmersoy’a ve size bakıyorum da merak ediyorum; NTV kızlarının bu 10 parmağında 10 marifet durumu nedir?

- Estağfurullah. Çalışan tüm kızların farklı ilgi alanları var ve bu da bizi zenginleştiren bir durum. Mesela Burcu, bana Melodi Gardot’u ilk dinleten kişidir.

Radyo programına devam mı?

- Evet... 96.2 Radyo Eksen’de her çarşamba saat 22.00’de “Untitled” isimli bir program yapıyorum. Programın adı da Interpol’ün şarkısından geliyor. Her hafta belli miktarda indie, belli miktarda Amerikan, belli miktarda brit pop, major ve unsigned grup çalmaya özen gösteriyorum.

Müzisyen olarak karşılarına çıktığınızda insanlar yadırgar mı sizi, ne dersiniz?

- Müzik dünyası beni biraz tanıyor zaten... Kimi konserlerinden tanıyor, kimi röportajlardan... Hepsi de müziğin benim için ne anlama geldiğini biliyor. Ekrandan tanıyanlar ise şaşıracaklardır. Ama merak edip araştırdıklarında, neler yaptıklarımı görürler.

MÜZİK PROGRAMI YAPMAK İSTİYORUM

NTV Spor’dasınız. Peki kültür sanat servisi için de çalışıyor musunuz arada?

- Evet... Özellikle festival zamanları, çok sevdiğim isimlerle tanışmak için rica ediyorum arkadaşlarımdan. Önceki sene Rock’n Coke’ta mesela yalvardım Kaiser Chiefs’ten Ricky wilson ile röportaj yapmak için... Sağ olsunlar kırmadılar. Zaten Billboard’da çıkan röportajını da ben yapmıştım.

Bir müzik programı yapmayı düşünmüyor musunuz?

- Öyle bir proje bir ara vardı, hayata geçemedi. Ama çok istiyorum. Keşke olsa.

HAZIRLADIĞIM LİSTELER İNSANLARI ŞAŞIRTIYOR

Siz geçen yaz “Oyuncak Adam” diye bir şarkıya klip çekmiştiniz, onu biliyorum. Ve bana daha çok rock’la içli dışlıymışsınız gibi geldi.

- Sadece rock değil... 2009’da ıngiltere’den yayılan synth pop akımından inanılmaz etkilendim. Özellikle LaRue’yu sabah akşam dinledim. Arada listeler yapıyorum, insanlar şaşırıyor. Listede LaRue da oluyor Metallica da... Bu listelere bakıp “Herhalde kafası yerinde değildi” gibi yorum yapanlar bile oldu. Özetle ben müziğin her türlüsünü dinliyorum. Tek yönlü olmamak güzel.19 ŞUBAT 2011/HÜRRİYET/KELEBEK