Kılıçdaroğlu’nu Genel Merkezdeki makamında ziyaret eden Sarıgül, görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu. Sarıgül, saldırının demokrasi adına yüz kızartıcı bir olay olduğunu ifade ederek, “Sayın Meclis Başkanı Cemil Çiçek’ten de dileğimiz TBMM’de güvenlik zafiyetinin olmaması lazım. Özellikle grup toplantılarının bir miting havasında geçmesi doğru bir olay değildir. Bu konuyu başlatan iktidar partisidir. O nedenle TBMM’de yeni bir düzenleme yapılması şarttır” dedi.
Dünyanın hiçbir noktasında kaba kuvvetle fikirlerin susturulamayacağını belirten Sarıgül, “Biz bütün Türkiye’de barışın, demokrasinin, bireylerin özgür olmasını arzu ediyoruz. O nedenle dünkü bu olayı bir kez daha kınıyorum. Parlamento çatısı altında böyle bir olayın cereyan etmesi dünya kamuoyunda da ülkemiz açısından da son derece negatif bir olay olmuştur. Bu tip olayların bir daha olmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını şart olarak görüyorum” diye konuştu.
Görüşmelerinde Kılıçdaroğlu ile “çok güzel bir sohbetlerinin” olduğunu söyleyen Sarıgül, Kılıçdaroğlu’nun duyarlılığının, olaydan sonraki sakinleştirici konuşmasının toplumda gerginliği önlediğini ifade etti.-“İSTANBUL’DA AK PARTİ İLE DEĞİL DEVLET GÜCÜYLE YARIŞTIK”-
Yerel seçim sonuçlarının da değerlendirmesini yaptıklarını kaydeden Sarıgül şöyle devam etti:
“İstanbul’da arzu ederdik ki seçimler daha demokratik bir ortamda yapılsın. İstanbul’da biz AK Parti adayı Sayın Kadir Topbaş’la yarışmadık. Biz İstanbul’da tamamen halkın verdiği yetkiyi devlet gücü olarak kullananlar ve biz devletin bütün olanak ve imkanları İstanbul’da karşımızda seferber edildi. Özellikle seçim kurullarının bir kez daha vicdan muhasebesi yapması lazım. Türkiye’nin en şaibeli, en demokratik olmayan yerel seçimleriyle karşı karşıya kaldık. İstanbul’da oyumuzu 1 milyon yükselttik, CHP tarihinin en yüksek oyunu aldık ama tabi arzu ederdik ki buraya başarıyla gelelim.”
-“GÖLGE BAŞKANLIKLAR OLUŞTURACAĞIZ”-
Bugünden itibaren önümüzde yapılacak seçimlerle ilgili kapı kapı dolaşmaya başlayacaklarını ifade eden Sarıgül, “İstanbul’un bütün ilçelerinde gölge başkanlıklar oluşturarak yapılan bütün çalışmaları adım adım takip edeceğiz. İstanbul için açıkladığımız projelerimizin hayata geçmesi için geceli gündüzlü çalışmalarımıza, hiçbir siyasi parti farkı gözetemeden aynı şekilde devam edeceğiz.
Önümüzdeki yıllarda CHP’nin İstanbul’da yakalamış olduğu bu başarıyı daha da geliştireceğine inanıyorum. Sonuçta 3 puanlık bir oyla İstanbul seçimleri kaybedilmiştir. Seçimler daha demokratik olsaydı, biz İstanbul’da Ak Parti adayı ile yarışmış olsaydık sonuçlar bu olmazdı. Sayın Başbakan seçim öncesinde İstanbul’a karşı devletin bütün imkan ve olanaklarını kullandı. Bütün medya kuruluşlarına talimatlar vererek, ‘Alo Fatih’ hattını açarak, bizim seçim öncesi olanaklarımızı çok farklı bir noktaya taşımıştır. Ama biz çok çalışacağız, bu eksikliklerimizi gidereceğiz” dedi.
-“SAYIMDAN NİÇİN KORKULUYOR?”-
Seçim sonuçlarıyla ilgili yapılan itirazların anımsatılması üzerine de Sarıgül, “Sayımdan niçin korkuluyor? Sandığa güveniyorsanız İstanbul’da da Ankara’da da neden sayımlar yapılmıyor? Sayımların yapılamaması gerçekten son derece düşündürücü. Bir kez daha iktidar partisine seslenmek lazım, sandığa güveniyorsanız, vatandaşın verdiği oya inanıyorsanız neden İstanbul’da yaptığımız müracaatları reddettiniz? Demokrasiye inanıyorsanız demeniz lazımdı ki ‘Evet, biz de bu sayımların yeni baştan yapılmasını arzu ediyoruz, biz sandığa güveniyoruz.’ Sayımı muhalefet partileri istiyorsa, iktidar partisi olarak sizin de istemeniz lazım. İktidar İstanbul’da da Ankara’da da sayım yaptırmayarak bizlerin ne kadar halkı olduğunu ve sandıklardan 112 oyun222 olarak yazıldığının, birleştirme tutanaklarında 320 oyun 32 olarak yazıldığının en önemli göstergesidir. İktidar bu seçimlere şaibe düşürmüştür. Şaibe düşürmemiş olsaydı sandıkların yeniden sayılması konusunda muhalefeti desteklerdi” diye konuştu.
Sarıgül, itirazlarla ilgili hukuksal süreçlerin sonuna kadar takip edeceklerini de söyledi.
-“BİRİNCİ GÖREVİM ULUSAL BAYRAĞIMIZI EN YÜKSEĞE TAŞIMAK”-
Sarıgül, “Bundan sonra sizi Genel Başkan Yardımcılığı, İl başkanlığı görevinde görecek miyiz” sorusu üzerine de, “Benim görevim partimin iktidar olmasını sağlamak. Benim saatten sonra iki tane görevim var; birinci görevim ulusal bayrağımızı en yükseğe taşımak. Ulusal bayrağımız Kuzey Kore’nin değil, Almanya’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin demokratik ülkelerin en üst noktasına taşımak. İkinci görevim de ülkemde onurla ve şerefle talebesi olduğum CHP bayrağını burçlara dikmek” yanıtın verdi. (ANKA)