Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
IMKB
9.916,000
ALTIN
2.441,870
 
Hava Durumu ANKARA
13 / 26 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
BİR HASTANE HİKAYESİ…
 ZELİHA BEDİR 29 Kasım 2012 Perşembe  

Bir hastanenin ikinci katında sıramın gelmesini bekliyorum. “Yazmak için bugünü mü seçtin” diyorum içimden, istem dışı çantamdan kalem ve defter çıkarırken…
Yazı değil aslında bunlar, izlenimler… Memleketimden insan manzaraları…
Ne de güzel şu kız… Yirmili yaşlarda belli. Bölümün sekreteryasında oturuyor. Tek başına güler yüzle, sabırla, nezaketle işini yapıyor. Bravo!… Hayran kaldım. Her yaştan her türlü soruyu titizlikle, sabırla, kıvrak ve bir o kadar da zekice cevaplıyor. Sesinde hiç tansiyon yok.
Fakat, bu da ne?
Bir kadın (gününü burada geçirecek belli) sekreteryadaki kızın masasının önündeki sandalyede oturmuş… Her şeye maydanoz olan cinsten… Kadın, kimi zaman kıza övgüler yağdırıyor kimi zaman da etrafta kendinden daha yaşlı gördüklerine yer vermeye çalışarak kadrajıma giriyor… Bazen kıza yöneltilen sorulara direkt atlayarak, güya kızın yükünü hafifletmeye çalışıyor. Daha da ileri giderek bunu kıza söylüyor. Kız, onca yoğunluğuna rağmen, kadına şükranlarını içeren bir mimik yapıyor. Kadın puan toplama derdinde ama neden anlayamadım? Ama bekliyorum O’ndan bir hikaye çıkacak... Bir soran olsa da ah bir anlatsa…
Bu sırada asansörün önünde tekerlekli sandalyede bekleyen orta yaş üstü bir adam ve onun yanındaki genç delikanlı dikkatimi çekiyor. Oğlu, babası olduğunu anladığım adamın, yatış işlemleri için yanından ayrılıyor. O sırada babanın telefonu çalıyor. Gelen telefona adam çok seviniyor. Telefondaki sese nezaketle, ne güzel de cevaplar veriyor. Sanki önceki gece kendisi spazm geçirmemiş, az sonra hastaneye yatış işlemleri tamamlanmayacak, ertesi gün anjiyoyu başkası olacakmış gibi, “İyiyim, çok şükür. Sen nasılsın?” diye soruyor. Bir bravo da bu babaya. Çünkü, bu durumu tribüne taşıyacak çok insan var. Hazır da telefonu çalmışken, duyur duyurabileceğin kadar etrafındakilere…İnsanların acite bakışları…Ballandıra ballandıra…
Ama o da ne, aynı adam bu kez kendisi birini arıyor. Karşı taraftakine, “merhaba” diyor, sanki bir yabancı ile konuşuyor. Oysaki telefonla konuştuğu kişi sevgili eşi. Konuşma, şuradan şunu, buradan bunu tariflerinden sonra “getir” emir kipi ile sonlanıyor. Az önceki “bravo”mu geri alma ihtiyacı duyuyorum. Yıllar geçtikçe eşini sahip olduğu bir eşya gibi görür olmuş bu adam, başkasına ne kadar nezaketli ise eşine o derece nezaketsiz… Hayatın kısır döngülerinden biri daha...
Bu kez de başka bir tekerlekli sandalyede oturan orta yaşlı bir kadın dikkatimi çekiyor…Tekerlekli sandalyeyi yaşlı, iki büklüm olmuş kocası idare ediyor. Bu kez ben yer vermek istiyorum o adama ama, adam nezaketle teşekkür ediyor. Ben oturuyorum yerime…
Biraz sonra yaşlı adam telefonunu çeviriyor, birini arıyor… Aradığı genç bir hanım. Yaşlı adam, “kızım geçmiş olsun, çok üzüldük” diyerek telefonu karısına uzatıyor. Ne kibar, ne nezaketli… Kadın uzunca bir konuşma yapıyor, neredeyse merak ettiğim soruların tümüne cevap buluyorum, biri hariç. Çok beklemeden kadın sanki bana söylüyor: “Hemşire Hanım kaza yapmış”… Evet, ona da cevabı buluyorum.
Az sonra masanın önündeki kadın yine sahneye giriyor. Kocası kontrolünü bitirmiş, tahminin aksine gitmeye hazırlanıyorlar. Kadın, bizim yaşlı çifte yanaşıyor ve sorulmadan konuşmaya başlıyor…
Teyzecim, ben by-pas geçirdim, şekerim var, tansiyonum var, omurgam komple kireçleme… Her gün yürüyüş yaparım, kimse bana hasta demesin. Bu beni çok üzer. Zaten kimse kalp ameliyatı geçirdiğime inanmıyor. Kocam da iki ay önce kalp ameliyatı oldu. Onu da ayağa kaldırdım, çok iyi baktım ama… Teyzem yürü, yürüyüş çok iyi geliyor. Kendini dinleme… Ben her sabah, size saçma gelecek belki ama, “Allah’ım önce sana günaydın” diyerek güne başlarım. Benim Allah inancım vardır. Size bir doktor öneriyim ben. Ama telefonu yok şimdi yanımda. Siz bana telefonunuzu verin ben sizi arayarak hocanın telefonunu vereyim… Kadın konuştukça konuştu. Bizim yaşlı çift adeta hipnoz olmuş gibi kadının her dediğine kafa salladılar.. .Adamcağız telefon numarasını verdi...
Ben kendime kızmakla meşgulüm. Önyargılı davrandın Zeliş. Bak, kadında ne hikayeler var, yaşam dolu, hayat fışkırıyor kadının bedeninden. Ne güzel her sabah, “Allah’ım önce sana günaydın” demek, diyebilmek”…
Bu sırada bir hemşire geliyor bizim çiftin yanına… Özlemle kucaklaşıyorlar. Kadının ameliyatında çok yardımcı olmuş bu hemşire. Yaşlı amca memleketi Konya’dan ona hediyeler bile getirmiş. Hemşire Hanım da şahit oluyor kadın ile yaşlı çiftin konuşmasına… Kadın veda ederken, “ben arayacağım sizi, Serdar Hoca’nın telefonunu vereceğim” diyor.
Hemşire, Serdar Hocayı mı arıyorsunuz derken kadını da alaşağı ediyor, sesi ve mimikleri ile. Benim bulmamı ister misiniz size? Bu kadında kim diyor adeta? Hemşire birden bire kadın hakkında değişen duygularımı alıp ilk başa taşıyor… Demek ki ilk izlenim önemlidir. Yanılsamalar oluyor ama genelde doğru çıkıyor bu tez…
Şu kısacık anda yaşadığım bu replikler çok şey düşündürüyor bana… Hayat tüm zorlukları ile güzel. Her şey insan için diyorum…Birden bir anons bozuyor konsantremi…Zeliha Bedir!…Doktorum beni çağırıyor..Gitmeliyim…
 (07.02.2012- Akay Hastanesi, Ankara. Saat:11:00)

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 1   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 
Mutahhara Özkök
29 Kasım 2012 Perşembe 19:02
Kalemine sağlık:)
Katılıyorum  Katılmıyorum  
%50 %50

 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.