Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
IMKB
9.725,000
ALTIN
2.968,730
 
Hava Durumu ANKARA
3 / 7 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
DİNLEME, ÖFKE KONTROLÜ ve GERGİNLİKTEN BESLENME
 Ercan Deva 12 Mayıs 2014 Pazartesi  

Danıştay’ın hafta sonu düzenlenen toplantısında Başbakan Erdoğan ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu arasında yaşanan olay fikir özgürlüğünü ön planda tutan çağdaş bir demokrasi adına son derece üzücüdür.
 
Bu olayı hem siyasi hem de dinleme kültürü ve öfke kontrolü açısından irdelemekte yarar vardır.
 
Önce konuyu dinleme kültürü açısından kısaca inceleyelim. Toplumumuzda “dinleme kültürü” son derece yetersizdir. İnsanlar, birbirlerini dinlemekten çok kendi fikirlerini söyleme ve kabul ettirme konusunda son derece kararlıdır. Televizyonlarda yayımlanan açık oturumlarda farklı fikirlerdeki insanların birbirlerini dinlemek bir tarafa birbirlerinin konuşmasını bastırmak için adeta bağıran bir üslupla konuşmaları sık rastlanan bir durumdur.
Kimi zaman aynı fikre sahip olan insanların farklı ifade biçimleri ile tartıştıklarını görmek de şaşırtıcıdır. Tüm bu yaşananlar dinleme kültüründen uzak olan insanların sayısının fazla olmasından kaynaklanan bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
 
İyi bir dinleyici olabilmek için, çoğu insanın bilinçli bir çaba harcaması yeni beceriler geliştirmesi gerekir. Sağlıklı dinleme olmazsa, yanlış anlamalar artar.
 
Peki, öfke nasıl ortaya çıkar?  Öfke kontrolü mümkün müdür? Çok bilinen iki deyiş vardır. Birincisi “Öfke baldan tatlıdır” ikincisi ise “Keskin sirke küpüne zarar verir” şeklindedir.
Öfke gerçekten tatlı mıdır? Aslında öfke bir zehirdir. Tatlı yenir, ama acısı sonra çıkar. Olaya bakış açısı öfkeyi tetikleyebilir. Uzmanlar, aşırı rekabetçi, aşırı kontrolcü ve sabırsız insanlarda öfke krizlerinin yaygın olduğunda birleşiyorlar.
 
Konumları itibariyle güçlü olan yöneticiler ve özellikle siyasetçiler “güç bende” ya da “Patron benim. Ben ne dersem o olur” mantığını ön planda tutmaktan hoşlanırlar. Bu tür yönetici, işadamı, bürokrat ya da siyasetçilerde kendisini karşıdaki insanın yerine koyabilme yani “empati” yapabilme alışkanlığı yoktur. Böyle bir konuyu dert de edinmezler.
 
Uzmanlar, suçluluk duygusunun çoğunlukla insanın istemediği şeyleri yapmasına yol açabileceğini söylüyorlar. Bir başkasına olumsuz bir etiket yapıştırıldığı zaman, duruma açık bir gözle bakma yeteneği kaybolabilir. Karşılaştığınız sorunlar için bir şeyleri ya da birilerini suçladığınızda, olayların pasif bir kurbanı konumuna girebilirsiniz. Suçlama oyunu, kişisel gücünüze zarar da verebiliyor.
 
Görüşünde mutlak haklı olduğunu düşünen kişi engellenmek istendiğinde öfkesi daha da tetiklenir. Peki, öfke ve stres kontrolü eğitim yoluyla aşılabilir mi? Elbette aşılabilir. Bu mümkündür.
 …
 
Şimdi, Danıştay’daki tören sırasında yaşanan üzücü olayı mümkün olduğu kadar “objektif” bir bakış açısıyla irdeleyelim. TBB Başkanı Feyzioğlu, konuşmasında kendisine tanınan sürenin dışına taştığı için eleştirilebilir. Bu konuda daha dikkatli davransaydı, iyi olurdu. Ancak, Feyzioğlu’nun Türkiye’deki hukuk ve yargı sistemi ile ilgili tespit ve endişeleri, ülkede çok geniş kitlelerin ortak endişeleri ile örtüşmektedir. Van’da hala “konteyner” lerde yaşamak zorunda kalan ailelerle ilgili sorunları kürsüden dile getirmek yerine özel bir görüşme vasıtasıyla Başbakan’a sunması daha uygun olabilirdi. Konu, o toplantının konusu değildir.
 
Başbakan Erdoğan’ın öfkesini kontrol edemeyip takındığı tavır ve sarf ettiği sözler hiç hoş olmamıştır. Öylesine kırıcı, azarlayıcı üslubuna rağmen Feyzioğlu’nun nezaketinden taviz vermemesi örnek bir tavırdır. Başbakan Erdoğan’ın sarf ettiği yalancılık ve edepsizlik gibi ifadelerinin ardından salonu terk ederken sergilediği tavır ise Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığına gölge düşürebilecek boyuta ulaşmıştır. Bundan ciddi biçimde üzüntü duyduğumu belirtmeyi görev biliyorum.
 
Yaşanan bu üzücü olay,  Başbakan’la ilgili kulislerde sık biçimde dile getirilen “gerginlikten besleniyor” ya da “gerginliği kendi lehine çevirmeyi iyi biliyor” şeklindeki yorumların daha da artacağının kanıtı niteliğindedir.
 
                                                                           xxxxx

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.