Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
IMKB
9.916,000
ALTIN
2.441,870
 
Hava Durumu ANKARA
14 / 24 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
KRİZALİT KRİSTAL…
 Deniz Özgür 10 Haziran 2011 Cuma  
Perde açılıyor. Sahnenin orta yerinde kafasında şapkası, elinde düdüğüyle Kurt beliriyor; “Ben bu ormanın bekçisiyim” diyerek kendini takdim ediyor. “Bu ormanı ben koruyorum. Bütün kötülükleri ormandan uzak tutuyorum. Yıllar yıllar öncesinde büyükbabamın yaptığı bir hatayı hafızalardan silmeye çalışıyorum.” (Tam replik bu olmasa da aklımda kaldığı kadarıyla budur?!) Çocuklar alkış çalıyor. Ben gülme krizinden çıkmaya çalışıyorum. Ablam “delirmeye yer arama Deniz” dercesine gözlerime bakıyor. Yanımdaki tahminimce kreş öğretmeni olan hanımefendi bana bakarken gülme krizine yakalanıyor. Nehir kendi dünyasında, diğer çocuklar gibi masala dalmış oyunun içinde yaşıyor. Sahne devam ediyor. Kırmızı Başlıklı Kız da sahnede beliriyor. Bildiğimiz (ya da bildiğimizi sandığımız) Kırmızı Başlıklı Kız masalının yeni versiyonu alkışlarla, çocuk sesleri arasında sürüp gidiyor. Masalın sonunda Kurt yine Kırmızı Başlıklı Kız ve büyükanneyi yutuyor ama hapşırırken..! Yanlışlıkla..! Ve başlıyor dövünmeye “ağzıma kaçtılar, istemeden oldu” diye.. Bir gurup çocuk doktorculuk oynayarak Kurt’a yardım ediyor ( dikkatinizi çekerim yardım gören bu defa Kurt!?) Ve büyükanne ile torun kurttan çıkarılıyor. Masal mutlu sonla böylece tamamlanıyor. Ben üç gün, üç gece gülüyorum..! “Bildiğimiz Kurt hangi ara ormana bekçi oldu?” diye diye… “Ormanın bekçisi Kurt ise vay bizim halimize” diye diye.. “Ah bize böyle öğretmediler, kandırıldık yıllarca” diye diye… Ve işin tüm şakasını bir yana bırakıyorum, masalların bile değişmesine neden olan zamanın algısını kurmaya çalışıyorum benliğimde. *** Nehir’e masal anlatmak hep zor olmuştur benim için. Bir şeylerin ters olduğunun farkında ama tüm nesil için masalların düzenlendiğinin farkında değildim çocuk oyununa gidene değin. Hep kendi masallarımı anlatıyor ardından da Nehir’in soru bombardımanından yorgun bir savaşçı gibi çıkıyordum. Ağustos Böceği ve Karınca hikâyesinde yaşadığım tam bir felaketti diyebilirim. Bilirsiniz Karınca tüm yaz çalışır, kışa hazırlanır. Ağustos Böceği saz çalar eğlenir. Ana fikir de Karınca gibi çalışkan olmalıdır der. Masal biter..! Nerde biter? Şimdi masal tamda bittiği yerde başlar; Karınca yemeğini niye kış gelince paylaşmaz? Hava soğuk aç kalacak böcek, karınca biraz yemek versin.. böcek aç kalmasın, karınca paylaşmayı öğrensin..” Ama böcekte çalışmayı öğrenmeli kızım… Öğrenir ama aç kalmasın güzel saz çalıyor yaaa böcek.. Aç kaldı işte karınca niye böyle yaptı? (Uzar gider) İtiraf ediyorum “Karıncaya mektup yazacağım bir daha ki kış paylaşacak” diyerek kendimi kurtarabildim. *** Masalları sorgulayan bir nesil dünyaya inmiş bulunuyor. Duyduk duymadık demeyin..! Duyanlar duymayanlara anlatsın..! Bana anlatmayanlar utansın.. Bu yeni nesil sevgiyi dünyaya yerleştirmeye gelmiş diyorlar. Koşulsuz sevgi dünyaya inecekmiş diyorlar. İyi-kötü, doğru-yanlış aradan çıkacak gerçek olan sevgi dünyayı saracakmış diyorlar. Adına da Kristal Çocuk diyorlar. Bilimsel olarak yapılan araştırmalar bu neslin çocukları için bu ismi kullanıyor. “Kristal” E biz neydik diyorum? Kurt bizi niye yuttu? Bizim suçumuz neydi? Kurt’un bekçi olmasını nasıl içimize sindireceğiz ki biz şimdi? “Kurt ormana bekçi olmuş, Şeytan dünyaya öncü olmuş… Yandık ki yandık, koptu kıyamet..!” derken içimdeki çocuk bağırıyor; “ Şeytanın hükmü Tanrı’nın adı geçinceye kadar.. Sevginin hükmü Tanrı’nın merhametinin sonsuzluğu kadar… Kurt sevginin bundan böyle sembolü… Sevmekle her şey yeniden başlayacak.. Ve dünyayı Sevgi kurtaracak.. !” Kurtarır mı dersiniz? Bu çocuklar dünyayı temizler, içimizdeki kirleri arıtır mı dersiniz? Bence “Evet” İçimdeki o bağıran çocuk her şeye rağmen inanıyor arkadaşlarına.. Yorgun, yaralı o çocuk umudunu hiç yitirmedi iyilikten yana.. Ve inancını hiç kaybetmedi sevgiden yana.. İçinizdeki o saklı çocuğa dönüp bir çocuğun gözlerinden bakın; zamanın biriktirdiği tüm yorgunluklara ve açılan tüm yaralarına rağmen kucaklaşacaktır sevgiyle sizinle yeniden… Kristal çocuklar dünyada diyorlar. Çıkın artık saklandığınız yerden..! Ve yaşatalım dünyayı Sevgiyle yeniden….. *** [email protected] (NOT :KRİSTAL ÇOCUK) • Çoğunlukla 1995 ve sonrasında doğmuşlardır. • Yoğun, uzun ve dikkatli bakan gözleri vardır. • Son derece sevecendirler. • Müzik yönelimlidirler, konuşmadan şarkı söylemeye başlayabilirler. • İletişim kurmak için telepatiyi veya kendi yarattıkları işaret dilini kullanabilirler. • Sakin, şefkatlidirler. • Başkalarını bağışlayıcıdırlar. • Doğaya ve hayvanlara bağlılık duyarlar. • Sanatçı ruhlu ve yaratıcıdırlar. • Son derece duyarlı ve empatiktirler. • Sık sık meleklerden bahsederler. • Şaşırtıcı bir denge duygusuna sahip korkusuz araştırıcılar olabilirler. Kaynak; Doreen Virtue Ph. D.. Kristal Çocuklar 2004 İstanbul: Akaşa Yayınları Onlar bize koşulsuz sevgiyle davranabilmeyi öğretecekler….. 26.02.2010
Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.