Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,4347
EURO
36,2908
IMKB
9.390,000
ALTIN
2.837,260
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
TÜRKÇEYE SAHİP ÇIKMAK VE TDK
 Ercan Deva 10 Haziran 2011 Cuma  
Son bir kaç gündür, Türkçedeki yozlaşma yada yabancı sözcüklerin Türkçeye uyarlanması yoluyla yaşanan çarpıklıklar tartışılmaya başlandı. Gerçekten Türkçemiz nereye gidiyor? Türk diline ne ölçüde sahip çıkıyoruz? Halkın dilinde yer etmiş bazı deyişleri silelim arayışları ne derece gerçekçi? İşin ilginç yanı, Türk Dil Kurumu (TDK) ile Türk Dil Derneği arasında, benim dediğim doğru, senin dediğin yanlış yarışı başladı. Yabancı bazı sözcükler okunuşuna göre mi sözlüğe yazılmalı, yoksa orijinal şekliyle mi yer almalı? Şimdi bu tartışılıyor. Biz, uzun yıllar önce DTCF'de genel dil bilimi okuduk. O dönemde, Prof. Dr. Samim Sinanoğlu hocamız oldu. Bir gün hocama bir sözcüğü sormuş, "Bunu böyle kullanabilir miyiz?" demiştim. "Kullanabilirsiniz, ama kulağa hoş gelmiyor" demişti. Ardından da "Bir çiçekle bahar olmaz" diye eklemişti. Bazı yabancı sözcüklerin Türkçe karşılıklarını bulmak, insanların benimsemesi ve kullanması kaydıyla akılcı bir yaklaşım. Ancak, bu iş zorlamayla olmaz, olmamalı. Bu arada, o gücenirmiş, bu tip tekerlemeler yada deyişleri artık silelim mantığı yaşanmış bir kültürü yok saymaktır. İnsanları aşağılayan deyişleri kullanmamak bir kültür işidir. Bunu sileriz, olur, biter diyemezsiniz. Bu bana mantık dışı geliyor. Dilimizi doğru kullanma, yabancı sözcüklerden arındırma konusunda yazı ve haber yazan, radyo yada tv programı hazırlayan herkese büyük sorumluluk düşüyor. Görsel basında yer alan ve ilgi çekebilmek için çarpıtılan sözcüklere bakalım kim dur diyecek? Basında ve özellikle geniş kitleleri hedefleyen dergilerin sayfalarında öylesine çok yabancılara duyulan özlemi yansıtarak uydurulmuş isimler var ki, insan şaşırıp kalıyor. Alışveriş merkezlerindeki mağazalara, barlara, lokantalara, hatta çiçekçilere varıncaya kadar, yabancıların ilgisini çekeceği düşünülen uydurma isimler veriliyor. Bir dostumun şahit olduğu bir olayı aktarıp yazımı bitireyim. Türk Dil Kurumu Başkanı, bir toplantıda "Türk insanı" ifadesini kullanınca, Türk dili konusunda duyarlı olan dostum, "Ne demek istiyorsunuz? Yabancı ülkelerin vatandaşlarından bahsederken İngiliz insanı, Fransız insanı diyor muyuz? Bu yanlışı siz yaparsanız, başkalarına nasıl mani olabilirsiniz?" diye sormuş. Başkan da, dilinin sürçtüğünü söylemiş. hani, aydın geçinen çok kişi, ne anlama geliyorsa, "Türkler" yerine "Türk insanı" deyip duruyor, biraz da ayıp oluyor! Bizim dilimiz sürçebilir. Yanlış da yapabiliriz. Ama, Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu'nun böyle bir yanlış yapmaya hakkı yok!
Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.