Rapor, bazı sektörlerde asgari ücret ve altında ücret alanların toplam çalışanlara oranının yüzde 72’yi aştığını da ortaya koydu.
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın açıkladığı 2021 yılının ilk enflasyon raporunda “Türkiye’de Ücret Dağılımı ve Ücretlerin Enflasyona Etkisi” konulu bir araştırmaya da yer verildi. Türkiye’de ücret gelişmeleri açısından izlenen en önemli göstergelerden birinin asgari ücret olduğu vurgulanan raporda, asgari ücretin, talebin yanı sıra büyük ölçüde maliyet kanalıyla enflasyonu etkilediği, ayrıca özel sektör ücret artışları için de referans niteliği taşıdığı belirtildi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Hanehalkı İşgücü Anketi’nde (HİA) kişilere geçen ay içinde esas işinden elde ettiği toplam net nakdi gelirler de soruluyor. Merkez Bankası’nın araştırmasında, TÜİK’in 2017, 2018 ve 2019 yıllarında gerçekleştirdiği söz konusu ankete ait mikro verilerinden yola çıkarak seçilmiş sektörlere göre asgari ücret ve altında ücretle çalışanların oranı ile personel maliyetinin üretim değeri içindeki payı hesaplandı.
Araştırmada, asgari ücretin yüzde 10 altında ve üstünde ücretle çalışanlar asgari ücretli olarak kabul edildi. Asgari ücretin yüzde 10’undan daha az ücretle çalışanlar ise asgari ücret altı ücretli olarak değerlendirildi.
Buna göre, tarım dışı sektörlerde çalışan ücretlilerin yüzde 42.8’i asgari ücret ve altı çalışanlardan oluşuyor. Bu oran sanayi sektöründe yüzde 50.0, inşaatta yüzde 53.9, hizmetlerde ise yüzde 39.1 olarak hesaplandı.
GİYİM VE TURİZMDE 100 İŞÇİDEN 72’Sİ ASGARİ ÜCRET VE ALTINDA ÜCRETLE ÇALIŞIYOR
Hizmet sektöründe asgari ücret ve altı ücretle çalışan oranı diğer ana sektörlere göre daha düşük görünmekle birlikte, alt kalemler itibarıyla önemli ölçüde farklılaşmakta olduğu vurgulandı. Örneğin, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde bu oran yüzde 72’ye ulaşıyor. Kamu çalışanları da hizmet sektörüne girdiği için hizmet sektöründe ortalama oran düşük görünüyor.
İmalat sanayiinde asgari ücretli ve altı çalışanlar incelendiğinde ise giyim, tekstil, gıda ve deri sektörlerinde asgari ücret ve altı çalışanların oranı daha yüksek görünüyor. Asgari ücret ve altında ücretle çalışanların oranı en yüksek yüzde 72.2 ile giyim sektöründe kaydedildi.
ASGARİ ÜCRETE EN DUYARLI SEKTÖR KONAKLAMA VE YİYECEK HİZMETLERİ
Maliyet yönlü enflasyon baskısı hesabında asgari ücrete hassasiyet konusunda sektörlerin emek yoğunluk derecesinin önem taşıdığı vurgulanan raporda, TÜİK’in verilerine dayanarak önce personel maliyetinin üretim değerine oranı hesaplandı. Sonrasında ise o sektörde asgari ücretle çalışanların oranı ile sektörde üretim maliyetleri içinde personel maliyetine bakılarak bir hesaplama yapıldı. Buna göre, Türkiye’de asgari ücrete en duyarlı sektörler sırasıyla konaklama ve yiyecek hizmetleri, insan sağlığı hizmetleri, toptan ve perakende ticaret, idari ve destek hizmet faaliyetleri, giyim, mobilya ve deri sektörleri olarak belirlendi.
İŞVEREN ÜCRET ARTIŞ RAKAMINI YÜZDE 21.8’E ÇIKARDI
Asgari ücretin ekonomi genelinde ücret artışları için önemli bir referans niteliğinde olduğu kaydedilen raporda, asgari ücretin yanı sıra geçmiş dönem enflasyonu ve ekonominin döngüsel durumunun da ücret artışları üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu kaydedildi.
Araştırma kapsamında firmalarla aralık ve ocak aylarında gerçekleştirilen saha görüşmesinde, 2021 yılında ücretlerde ne kadar artış yapacakları soruldu. Aralık ayındaki görüşmede firmaların 60’tan fazlası 2021’de yüzde 10-15 aralığında, yüzde 20’den fazlası ise yüzde 16-20 aralığında ücret zammı planladığını bildirdi.
Asgari ücretin yüzde 21.56 oranında artırılmasının ardından ocak ayında aynı firmalarla gerçekleştirilen ankette bu kez firmaların yüzde 70’ten fazlası yüzde 21-25 aralığında ücret zammı yapacağını açıkladı.
Görüşme yapılan firmalardaki çalışan sayısı dikkate alınarak ağırlıklı ortalamaya göre yapılan hesaplama sonucu, aralık ayında firmaların planladığı ortalama ücret artışı yüzde 14.2 olurken, ocak ayında bu oran yüzde 21.8’e yükseldi.
ASGARİ ÜCRETTEKİ 1 PUANLIK ARTIŞ ENFLASYONU 0.2 PUAN ARTIRIYOR
Raporda, çeşitli yöntemlere göre asgari ücretteki artışın enflasyona etkisi hesaplandı. Buna göre, asgari ücrete gelen yüzde 1’lik artış yıl sonunda tüketici enflasyonunu 0.06 ila 0.08 puan yükseltiyor. Etki büyük ölçüde iki çeyrek içerisinde tamamlanıyor. Çalışan kişi başına ücret dikkate alındığında ise asgari ücretteki yüzde 1’lik artışa tüketici enflasyonunun verdiği tepki 0.10 puan oluyor. Ücret ve istihdam etkisini birlikte içeren toplam işgücü ödemeleri üzerinden hesaplama yapıldığında ise asgari ücretteki 1 puanlık artış tüketici enflasyonunu bir yıl sonunda 0.2 puan artırıyor.
Raporda, ücret-enflasyon ilişkisine dair tahminlere ilişkin belirsizliğin yüksek olmasının, politika çıkarımlarında bulunurken temkinli hareket etmeyi gerektirdiğine dikkat çekildi. Salgın dönemindeki sektörel ayrışmalar, istihdam ve çalışılan saat arasındaki belirgin farklılaşmalar, işten çıkarma yasakları ve kısa çalışma ödeneği uygulamasının, enflasyon üzerindeki ücret kaynaklı etkilerin ölçümünü zorlaştırdığı vurgulandı.
Salgından en olumsuz etkilenen ve aynı zamanda asgari ücrete duyarlılığın yüksek olduğu konaklama hizmetleri ve giyim kalemlerinde enflasyonun görece düşük seyrettiği kaydedilen raporda, bu ve benzeri sektörlerde salgın dönemine özgü talep koşullarının maliyet geçişkenliğini sınırlasa da geçen yıl yaz aylarında olduğu gibi açılmayı takiben özellikle hizmet sektörlerinde birim maliyet kaynaklı baskıların etkili olabileceği ifade edildi.
Giyim sektöründe ise ilerleyen süreçte turizm görünümüne bağlı olarak artan maliyetlerin fiyatlara yansıtılma olasılığının enflasyon görünümü üzerindeki önemli risk unsurlarından biri olduğu belirtildi. Raporda, “Asgari ücret artışının ekonomi genelinde ücret artışları için önemli bir referans olduğu dikkate alındığında, yakın dönemdeki gelişmeler 2021 yılında öngörülen dezenflasyon sürecini olumsuz etkileyebilecek bir unsur olarak değerlendirilmektedir” denildi.
Habertürk- Ahmet Kıvanç