Emekli Albay Sarızeybek, son kitabında şöyle diyor: 1993’de PKK’nın Jerma kampını basmak için İran’a girdik. İran bize ateş açtı, hemen cevap verdik, sustular..
“Şemdİnlİ’de Sınırı Aşmak” isimli kitabıyla Güneydoğu’da terörün zirve yaptığı 90’lı yılları kaleme almaya başlayan E. Jan. Alb. Erdal Sarızeybek’in beşinci kitabı “Son harekât: Kod adı Yahuda” dün piyasaya çıktı. Sarızeybek kitabında bilinmeyen bir süreci açıklayıp, 1993 yılı Eylül ve Ekim aylarında Mehmetçiğin, PKK’nın İran’daki kampına iki defa girdiğini, ikinci operasyonda İran ile Türkiye’nin karşı karşıya geldiğini de anlattı. İkinci operasyonun ardından İran’ın Türkiye’ye havan topuyla karşılık verdiğini bunun üzerine Türkiye’nin de İran’a 36 havan topu attığının okuyucuya sunulduğu kitap şimdiden çokça konuşulacağa benziyor. İşte, Sarızeybek’in kitabından can alıcı notlar...
Orada ne yapıyorsunuz?
“Osman Paşa (Pamukoğlu), Hakkari’ye Tugay komutanı olarak görevlendirilmeden önce Türkiye ne İran’a ne de Irak’a girebiliyordu. Kendisiyle göreve geldikten sonra yaptığımız telsiz görüşmesinde Kralın Kızı ve Dumanlı Dağı eteklerinde terörist grupların olduğunu bildirdim. Bunun üzerine de Osman Paşa, ’Siz orada ne yapıyorsunuz?’ diye bana sordu. Şemdinli Sınır Jandarma Tabur Komutanı olarak kendilerinin mesajını almıştım. 1993 yılında Alan ve Aktütün Jandarma Karakolları’nda 41 şehit verdikten sonra Özal hükümeti de İran’a karşı bir tavır almayınca vatan evlatlarını korumak için İran’daki PKK kampına gizlice girdik. 1993 yılının Eylül ayında gerçekleşen ilk operasyonda Osman Öcalan’ın yönettiği Dumanlıdağ sözde gümrük noktasını vurduk. İran hiç farkına bile varamadı. Yirmi Mehmetçikle gerçekleştirdiğimiz bu operasyonda İran’ın beş kilometre içine kadar girdik ve Jerma kampını koruyan öncü noktayı yok edip, geri döndük.”
İran’ın 7 km içine girdik
Bu saldırımızın ardından Osman Öcalan, Alan Jandarma Karakolumuz’un çevresine büyük gruplar göndererek pusu attırmaya ve mayın döşetmeye başladı. Dumanlı dağı ve Kralın Kızı dağlarının tepesinden taş atsalar Alan Karakolu’na düşecek kadar arazi olumsuzdu. İki seçeneğimiz vardı, ya terörist pususunda şehit olacaktık ya da İran’a girip onların kampını vuracaktık. Biz Ekim ayında ikinci operasyonumuzu gerçekleştirdik. Jerma Kampı’nın Kralın Kızı girişi mevkiine ikinci operasyonu gerçekleştirdik. Ancak bu ilki kadar rahat sonuçlanmadı. Kralın Kızı’na gece sızdık ve kampı çevirdik. Yanımızda polis harekat da vardı. Yaklaşık 40 kişilik bir kuvvetle 7 kilometre kadar içeri girdik. Burada 30 kişilik bir grupla çatışmaya girdik. Ana kamp Jerma’dan da terörist gruplar gelmeye başladı. Bunun üzerine otuz kişilik grubu yok edip Kralın Kızı dağının zirvesine çekildik.
İran ateşi kesti
İşte o zaman her ne olduysa İran’ın iç bölgesinden birliğimiz üzerine havan atışları yapılmaya başlandı. Terör örgütüne karşı yapılan operasyona karşı İran tepki vermiş attığı havanlar bizim Alan Karakolumuz’un çevresine kadar düşer olmuştu.
Durumu Tugay Komutanımız Osman Pamukoğlu Paşa’ya bildirirken irtibatımız kesildi. Ancak kendilerine karakoldaki bütün silahlarla karşılık vermeye başladığımızı söyledim. Bu olayın ardından biz de İran’a 120 mm’lik havanlarla 36 tane havan attık. Bizim 36’ncı havanımızın ardından İran ateşi durdurdu. Bir komiser ile bir astsubay arkadaşım yaralandı. Komiser arkadaşım bu çatışmanın ardından maalesef bir gözünü feda etti. Bu ülkenin isimsiz kahraman evlatları hiçbir zaman bitmez. Bakmayın siz Süleymaniye’de Mehmetçiğin başına çuval geçirdiklerine, gün gelir onun da hesabı sorulur.