İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, FOX Haber'de Fatih Portakal'ın sorularını yanıtladı.
Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
Sorun sadece sesimiz olsa, uyumadığımız geceler olsa tamam ama demokrasi gerçekten hayat. Hissettiğim şey insanların haklarının elinden alınması. O demokrasi insanın soluduğu hava gibi. Hayata tutunan damarlarının yok edilmesi gibi.
MORALİ NASIL?
Benim moralim çok iyi. Milletimle inanılmaz bir diyalog kurduğumu görüyorum. Dünden bugüne toplumla paylaştığım cümlelerden sonra insanların benimle kurduğu bağ inanılmaz.
Ekrem İmamoğlu'ndan Erdoğan'a: Haddini bilecek olan siyasilerdirEkrem İmamoğlu'ndan Erdoğan'a: Haddini bilecek olan siyasilerdir
"HAYALLERİMİZ BİR GECEDE YIKILACAK HAYALLER DEĞİL"
Bizim hayallerimiz öyle bir gecede yıkılacak hayaller değil. Biz bu memleket için hayal kuruyoruz. Her şey güzel olacak derken aslında o kadar hissederek söylüyorum ki, tarifi yok.
Bu büyük haksızlık, adaletsizlik... Üzüntüm bu. Biz bunları haketmiyoruz. Tam böyle iftara yaklaşmıştım. Sultanbeyli'de bir aileye söz vermiştim. İftarda o ailemizin huzurunu hiç kaçırmadan iftarımızı açtık, dualarımızı ettik.
Saat 19.30'a doğru, böyle bir olumsuzluk seziyoruz gibi bir bilgi geldi. Ben hayallerimi, ideallerimi, Türkiye'nin geleceğini zaten 11 kişiye bağlamamıştım. Ben yine halkıma ve milletime inanıyordum. Şu sonuç olursa yıkılacağız, şu sonuç olursa her şey yıkılacak gibi bir inançla yol yürümediğim için temkinli, mağrurdum. 16 milyon insan mağdur edildi.
Bana tebliğ edilmedi ama karar açıklandı.
Devrik başkan, bir şekilde görevden alınan demek. Kendinizi devrik başkan olarak görüyor musunuz? Sorusuna İmamoğlu: "Asla. Demokrasi mağdur edildi" yanıtını verdi.
Bu zarfa 4 tane oy attınız. Belediye Meclis Üyeliği, pırıl pırıl hiç sorun yok. Muhtar, bunda da sorun yok. Aynı zarfta bunlar. İlçe Belediye Başkanlığı bunda da hiçbir sorun yok. Ne güzel her şey harika. Sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı. İlçe belediye başkanlıklarında 25'ini sen kazandın ya her şey güzel. Ekrem İmamoğlu kazandı diye İBB şaibeli, yolsuzluk var bu var, şu var. Kurdukları cümleleri ben burada kurmayı edepsizlik kabul ediyorum.
39 ilçedeki geçersiz oylar sayılsın biz buradan seçimi kazanacağız dediler. Sandık kurulları zihinde yok. Hani diyor ya "bir şeyler oldu ama ne oldu bilmiyoruz"
6 ilçede oyların tamamı sayıldı, yine Ekrem İmamoğlu. Dediler ki sondaj yapalım. 57 sandık seçildi, onların tamamı sayıldı. Ondan sonra Büyükçekmece, Maltepe üzerinden bir operasyon yapmaya çalıştılar. Savcı, polis devreye sokuldu.
41 bin 200 kısıtlı seçmen üzerinden ona da bakalım dediler. Baktılar ki 776 kişi oy kullanmış. o da yok. En son bir dakika dediler, sandık kurulu.
Ben Allah'a havale ettiğim o 7 üyenin ne yaptığını, nasıl bir bilgi akıttığını bilemiyorum. Onları niye Allah'a havale ediyorum. Türkiye'deki hukuk sistemi onların cevabını veremeyeceği için.
Sandık kurullarını çıkarttınız ortaya. Neymiş? Memur yerine bankalardan memur olmayan kişiler istenmiş. Dönelim 16 Nisan'da, 24 Haziran'da var. Hatta aynı üyeler. Ben çağrı yapıyorum. 24 Haziran'da görev alan arkadaşlar, beni bulsunlar ben onlarla buluşacağım.
Söylenen laflar var ya, onlar sahtekar, yolsuz... Üzülüyorum. Bu vatandaşımı siz davet etmişsiniz. 212 sandıkta sandık kurulu üyeleriyle ilgili şaibe üzerinden karar veriyorsunuz. Tam kanunsuzluk üzerinden vermiyorsunuz, niye? O zaman bütün ilçelere gider.
Bütün ilçeleri, meclis üyelerini iptal edin. Niye? Cesaretiniz yok.
Ekrem İmamoğlu'nun büyükşehiri kazanma hırsı dokunmuş olabilir. Bazı hedeflerinden sapmış olabilirler. Benim derdim memleketin demokrasi yolculuğu.
212 sandıkta kaç kişi var? 70 bin civarında oy var. 55 bin civarında oy kullanıldığını düşünelim. Hani ne olması lazım? O sandıklardan çıkan oylarda Ekrem İmamoğlu yüzde 90, rakibimiz yüzde 10 olması lazım. Yüzde 50.5 rakibimizin oyu yüzde 47 Ekrem İmamoğlu. Uydurdunuz.
RAMAZAN AYINDA KUL HAKKI YEDİNİZ
Ekrem İmamoğlu kazanmasın belki bir sonraki seçimde kazanırız diye uydurdunuz. Ramazan ayında kul hakkı yediniz. Ben o 7 insanın yakasında 82 milyon insanın eli olduğunu düşünüyorum. "Kul hakkı" sözüyle ilgili olarak, "O insanlara haddini bildirmek için onu söyledim.
Öyle bir süreç, öyle bir mücadele ki milyonlar var içinde. Bu kadar insanın emeği var. Bana oy versin, vermesin. Bütün bu emekleri çalan, bütün bu emeklerin hırsızlığını yapan YSK üyelerine net olarak söyledim.
NEYİNİ ELİNDEN ALDIK? MÜLKÜNÜ MÜ?
Ekrem İmamoğlu, Fatih Portakal'ın "Yarışa girerken sizi çok dikkate almadıklarını mı düşünüyorsunuz?" sorusuna ise, ,"Biz emanetçiyiz. 25 yıl bu insanlar size bu hakkı verdi mi, verdi. Şimdi de dediler ki biz İmamoğlu'nu sevdik. Hatta dediler ki Meclis de sende. Beraber yönetin. Vatandaş bizi sevdi. Neyini elinden aldık. Mülkünü mü acaba?" dedi.
Bakın alınan kararın dayanağı. Vatandaş bunu anlasın. İstanbul'da 31 bin 186 sandık var. Alınan karar gereği 212 sandıktaki sandık kurulu üyeleri üzerinden olağanüstü itiraza dönük bir karar veriyor. Tam kanunsuzluk da değil. Karar verdiği 212 sandıkta oy sayısı 70 bin civarında. Varsayalım 55 bin oy kullanıldı.
Sayın Binali Yıldırım bu sandıklarda 50.5 oy almış, ben yüzde 47 oy almışım. Bunun neresinde haksızlık, hainlik? Kimse kafasını kuma sokmayacak. Baskı vardır. Ne demek YSK süreci aklayacak? Sağdan sola say Ekrem İmamoğlu, soldan sağa say Ekrem İmamoğlu. Bir şey bulamadık, uydurun kardeşim.
Size Fatih Sultan Mehmet'in bir sözünü okuyacağım; "Aklı öldürürsen, ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadı'yı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür."
Hukuksuzluk yaşanmıştır. Aleyhte oy veren YSK üyeleri gün gelecek bunları anlatacaklarına inanıyorum. O süreçte sana yapılmasını istemediğin bir şeyi misli misli karşındaki insana yapıyorsun. Milletvekillerini seçti mi, seçti. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde. Bugün misli misli fazlasını seçilmiş bir insana yaşatıyorsun. Ben bütün AKP'li dostlarımın vicdanına sığınıyorum. Siyaset yapmış, canı yanmış ciğeri yanmış, biz mücadele ettik halk da bize oy verdi diyen bütün dostlarımın vicdanına sesleniyorum. Elinizi vicdanınıza koyun. Bu İmamoğlu'na yapılan reva mıdır diye sorun.
Bu Ramazan ayında. Ramazan ayı arınma ayıdır, hissetme ayıdır.
Duygularımla oradayım. Bu duygularımı anlatırken bir durum tespiti yapıyorum. Dün sabah bu karar alınmadan kalktığım enerjimin misli misli fazlasıyla bugün sahadayım.
BOYKOT
Bu toplum, demokrasiyle sandık mücadelesiyle normalleşmeli. Ben onun mücadelesini veriyorum. Ben onun öncülüğünü yapıyorum.
Kargaşa bekleyenler var. Gürültü isteyenler var. Benim vatandaşım sakin olacak.Milyonlarca İstanbullu lütfen mağduriyetinizi güler yüzle, sıcaklıkla anlatın. Komşunuza anlatın. Biz demokrasi mücadelesini sandıkla vereceğiz. Boykot hiç aklımdan geçmedi.
"HER ŞEY GÜZEL OLACAK"
Her şey güzel olacak Ekrem Abi diyen çocuk daha 13 yaşındaydı. Öyle milyonlarca çocuk var bu şehirde. Tüm güzel duygularla insanlara mesaj vermeye çalışıyorsam inanın o çocukların, gençlerin sevgisinden. Biz tekrar insanlara, bu yapılan bu usulsüzlükler, hak gasbını anlatacağız. Biz zaten projelerimizi anlatmışız, gelir gelmez başlamışız.
Biz yok saymayı sevmiyoruz. Elimizi uzatacağız. Elimizi sıkmayacaklar biz kucaklayacağız. Bazıları 'sevgi pıtırcığı' diyor. Diyorum, "Siz de olun"
"KONUŞMA VAKTİ" ÇAĞRISI
Ben çocuklarıma hissettiğim sorumluluk üzerinden konuşuyorum. Ben evden çıktığım an, bu sürece girdiğim an itibariyle sürece adamış birisiyim. Çocuklarım hayatlarına bakacak. Sağolsun eşim yükümü büyük oranda üzerimden almış. Ben mücadele veriyorum.
Hayat için demokrasi bir oksijen. Biz bunu yaşayamazsak hissedemezsek olmaz. Biz özgürlüğüne düşkün bir milletiz. Tam bağımsız cumhuriyet, tam bağımsız Türkiye diyeli 90 küsur yıl oldu.
Bağımsızlığın ne olduğunu kimse hissedemiyor. Algı süreci. Ben kimseyi ayırmıyorum. Konuşacaklar. Ülkenin ekonomisi çok kötüye gidiyor.