Erbakan'ın açıklamaları şöyle;

Biz bu faturanın ortağı olmalıyız. Bu faturayı ortaya koyanların iktidardan gitmesi için sonuna kadar mücadele ederiz. Seçimlere de gireriz. Diyelim ki ikinci turda sayın Kılıçdaroğlu ile Tayip Bey kaldı. Biz ikinci turda kalmadığımıza göre kimseye destek vermeyiz deme imkanımız yok. Öyle bir durumda Kılıçdaroğlu'nun olmasından Tayyip Bey'in olması bizim kitlemiz, tabanımız açısından daha anlaşılır olacaktır.

 '1991'DE YAPILAN İTTİFAK YÜZDE 17 OY ALMIŞTI'

91'deki Refah Partisi'nin MÇP ve İDP'nin yaptığı ittifaktan esinlenmiştik. Seçmen tabanı birbirine yakın olan partilerin bir araya gelmesinden sinerji doğabilir diye çağrıda bulunmuştuk. Hala çağrımız geçerlidir. O dönem yüzde 17 oy alınmıştı. Benzemezlerin bir araya gelmesiyle sinerji doğmuyor. 6'lı masada CHP'nin olması, özellikle AK Parti'den kopan, kopmayı düşünen kararsız seçmen için bir bariyer oluyor. CHP, DSP, HDP ile ittifak yapsa daha sinerjik olabilir.

'BİZ ÖNCE MİLLET DİYECEĞİZ'

Orada ilkeler önemli. Bizim 6'lı masayla ilgili söylediklerimiz var. Başta İstanbul Sözleşmesi var. CHP iktidar olursak İstanbul Sözleşmesi'ne geri döneceğiz diyor. CHP'nin sözcülerinden bir tanesi 5-6 yaşındaki çocukların Kur'an öğrenmesi çağdışılıktır, bunu kabul edemeyiz, demişti. Bir diğer parti sözleşmesi Ayasofya müze olarak kalmalıydı demişti. Ekonomi ile ilgili problemlerimiz var. Masada oturanlardan birisi Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanıydı. Şimdi sorduğunuzda 'düşük faizle borç bulacağım' diyor. İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili Gelecek Parti'nin de hassasiyeti var. Saadet Partisi de o masanın içinde. Borç faiz ekonomisi olmayacak, üretim, istihdam, ihracat odaklı ekonomik olacak. Paylaşımda, yönetimde adaleti sağlayacağız. Önce millet diyeceğiz, imtiyazlı holdinglere kaynak aktarmayacağız.

'EYLEMLERLE SÖYLEMLER ARASINDA ÇELİŞKİ VAR'

20 senelik günah ekonomide başlıyor. Orta vadeli ekonomik programında önümüzdeki üç sene 852 milyar lira faiz ödeyeceğiz diyor. Faize ve imtiyazlı holdinglere milyar dolarları aktarıyorsunuz. Çok ciddi ekonomik günahlar var. Geçtiğimiz haftalarda Hazine 2 milyar dolar borç aldı. Yüzde 8,62 faizle aldı. Dünya üzerinde doların yıllık faizinin 8,52 olmasına insanların inanması zor. Tabiri caizse tefeci faiziyle borçlanıyorsunuz. Merkez Bankası'nın faizini düşürdüm demekle faiz düşmedi. Dünyada yüzde 8,62 ile borç alan bir hükümet faiz lobisinin en iyi dostu olması lazım. Eylemlerle söylemlerin çelişkisi var.

 'TAVİZ VERMEYİZ'

Kamudaki israf. 3 maaşlı, 5 maaşlı bürokratlar. Birinin 310 bin lira maaş aldığı ortaya çıktı. Kamuda israflar var. Bu 75 asgari ücretlinin maaşı. 13 şehir hastanesi yaptırmışız, 57 şehir hastanesi parasına. Müteahhitlere 54,5 milyar dolar lira. Başka günahları da var. Dış politikada var. ABD'nin Irak operasyonuna destek. Büyük Orta Doğu Projesi'ne destek. Libya'da ABD'ye destek. İsrail'in OECD üyeliğine onay, NATO'da ofis açmasına onay verilmesi. AB uyum yasaları. Biz diyoruz ki, bunların hepsinden vaz geçeceksiniz. 40 yıllık Yani olur mu Yani. Onlar vazgeçmeyeceğine, biz taviz vermeyeceğimize göre.

'2. TURA KALIRSA TAYYİP BEY'E DESTEK VERİRİZ'

Biz bu faturanın ortağı olmalıyız. Bu faturayı ortaya koyanların iktidardan gitmesi için sonuna kadar mücadele ederiz. Seçimlere de gireriz. Diyelim ki ikinci turda sayın Kılıçdaroğlu ile Tayip Bey kaldı. Biz ikinci turda kalmadığımıza göre kimseye destek vermeyiz deme imkanımız yok. Öyle bir durumda Kılıçdaroğlu'nun olmasından Tayyip Bey'in olması bizim tabanımız açısından daha anlaşılır olacaktır.