- CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Londra’ya gitmesi nedeniyle Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Toplantı devam ederken basına açıklamalarda bulunan Koç, yeni anayasa sürecini değerlendirdi. Sürecin ilginç bir boyutta ilerlediğini ifade eden Koç, Başbakan Erdoğan’ın “kafasının arkasındaki başkanlık rüyasını” kağıda dökülüp Anayasa Komisyonu’nun uzlaşma masasına taşıdığını belirtti. Koç, “Masa birden bire Başbakan tarafından tekmelenmeye başlıyor. Ama eş zamanlı olarak başka gelişmeler oluyor, Türkiye’de. Meşru zeminde çağdaş bir anayasa yapma özlemiyle kurulan o masa tekmeleniyor ama eş zamanlı olarak İmralı’da anayasa pazarlığı masası kuruluyor. Ve açıktan kur yapmalar başlıyor. Bir ara elinde iple dolaşan Başbakan, teröristle kucaklaşanın dokunulmazlığını kaldırırım diyen Başbakan, bunların yenildi, yutuldu, hepsi rafa kondu, şimdi karşılıklı kur yapma dönemi” diye konuştu. 

-“APO BAŞBAKAN’A MEKTUP YAZDI MI?” 

Koç, “İmralı’da neler oluyor, ne pazarlığı yapılıyor?” derken, “İmralı’da Apo, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na bir mektup yazdı mı” sorusunu yöneltti. Başbakan’a seslenen Koç, “Sağda bağırıp çağıracağına çok mertsen, gerçekten söylediğini kadar cesursan çık, ‘evet böyle bir mektup var, bu mektubun içeriği bu’ de. CHP’ye çakacağına, CHP Genel Başkanını terör örgütü üyeliğine davet edeceğine çık bunları açıkla. Mertsen, cesursan açıkla. Niye Ankara’daki masa tekmeleniyor, niye İmralı’daki masa pazarlık masası haline geliyor. Hiç unutma sen İmralı’da Apo’ya müteahhitlik yapan bir Başbakansın. Sen kafandaki başkanlık sistemini getirip başkan olabilmek için bu milletin değerlerini pazarlık konusu yapan bir başkanasın. Sen demokrasinin içini boşaltıp kafana göre Türkiye’yi yönetmek isteyen, dikta heveslisi, macera peşinde koşan bir gel-geç siyaset kimliğisin ” diye konuştu. 
Başbakan’ın ülkenin gerçek gündemini değil, masallar anlatan bir Başbakan olduğunu söyleyen Koç, Türkiye’nin demokrasi özürlü bir ülke haline getirildiğini ifade etti. 

-4. YARGI PAKETİ: “DAĞ FARE Mİ DOĞURUYOR?” 

Koç, 4. yargı paketini ise “Dağ fare mi doğuruyor?” sözleriyle değerlendirerek, pakette Terörle Mücadele Yasası’ndaki bir değişiklikle suç ve suçluyu övmenin tutukluluk ve ceza kapsamından çıkarılmasının öngörüldüğünü, ancak bu düzenlemenin KCK tutuklularıyla ilgili bir amaç taşıdığını, diğer davalardaki uzun tutukluluk sürelerine ilişkin herhangi bir açılımın olmayacağının anlaşıldığını kaydetti. Koç, 4. yargı paketinin mevcut hukuksuzlukları giderecek geniş bir kapsam sunacak gibi görünmediğini ifade ederek, “4. yargı paketi, genel beklentiler konusunda ‘Dağ fare mi doğuruyor?’ sorusunu herhalde önümüzdeki hafta daha net bir tartışma ortamına getirecek” dedi. 

-“HEPİMİZİN BARIŞA, HUZURA İHTİYACI VAR” 

Tarihin bazen milletleri bir sınavdan geçirdiğini, bunun acımasız ve bütünlemesi olmayan bir sınav olduğunu ifade eden Koç, “Şu anda Türkiye iç ve dış politika alanında tarih tarafından tekrardan sınavdan geçirilen bir millet, bir toplum olma noktasında. CHP adına herkesi bir kere daha uyarıyoruz; dikkatli olmak zorundayız. Paris’te suikastlar, Ankara’da ABD Büyükelçiliği’nde patlatılan bomba, daha sonra Cilvegözü Sınır Kapısı'nda patlatılan bomba. Türkiye birileri tarafından bir operasyon alanı haline getiriliyor” dedi. 
Türkiye’nin korunaklı, temeli, ilkeleri olan, dış politika zeminden kaydırıldığını belirten Koç, “Yurtta Barış, Cihanda Barış’, içi boş bir slogan değildir. Bunun içi boşaltıldı” diye konuştu. İkinci olarak Türkiye’de ciddi bir istihbarat zaafı yaşandığını kaydeden Koç, üçüncü olarak ise toplumsal psikolojinin her gün bozularak toplumun her açıdan kutuplaştırıldığını ifade ederek, “Hazırlanan bu toplumsal zemin provokasyona da hazır hale getiriliyor. Onun için de Türkiye çok ciddi bir operasyon alanı haline geliyor. Hepimizin barışa, huzura ihtiyacı var. Bölgesel çatışmalar, yabancı güçlere kendi planları ve çıkarları doğrultusunda Türkiye’de hareket etme alanı sağlıyor. Bu plan ve eylemlerin sonucu Türkiye’yi kendi toprakları üzerinde kutuplaştırılmış, keskinleştirilmiş toplum kesimlerinin marifetiyle iç kargaşaya çekmek amacı taşıyor” dedi. 
“Egosu şişmiş Başbakan’ı bir kere daha uyarıyoruz” diyen Koç, Türkiye’nin içeride ve dışarıda beklentisinin huzur ve barış olduğunu, yanlış politika ve söylemlerden bir an önce geri dönülmesi gerektiğini belirtti. Koç, “Bugün bu yanlış politika çerçevesinde Suriye’de rüzgar ekenler yarın Türkiye’de fırtına biçebilirler” diye konuştu. 

-“MEHMET HABERAL AYNI İNSANİ DAVRANIŞINI HAK ETMİYOR MU?” 

Koç, gazetecilerin sorusu üzerine Başbakan’ın Emekli Orgeneral Ergin Saygun’u ziyaretine ilişkin, “Başbakan, bunu bir vicdani görev olarak kabul ediyor. O zaman Başbakan’a şunu hatırlatalım, senin idari görevlerin var. Senin yürütmenin başı olarak yapman gereken hukuki görevlerin var. İnsani görevi yap ama bu sürecin bu şekilde yaşanmasının temel sorumlularının başında olduğunu da bil. Sayın Fatih Hilmioğlu, Mehmet Haberal aynı insani davranışını hak etmiyor mu? Sayın Başbakan’ın yapamadığı insani görevlerinin tümünü yapabilmesi için çok zaman ihtiyacı var” dedi. 

-“BAYKAL SON DERECE BÜTÜNLEŞTİRİCİ BİR DEĞERLENDİRME YAPTI” 

Koç, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın dün CHP’nin kapalı grup toplantısında yaptığı konuşmaya ilişkin MYK’da bir değerlendirme olup olmadığının sorulması üzerine, “Bir önceki Sayın Genel Başkanımız son derece yapıcı, bütünleştirici, dünü ve bugünü birlikte yorumlayan bir değerlendirme yaptı. Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nun da bilgisi var, kendisi zaten görüşmüş. Daha önce siyasette önemli noktalarda sorumluluk taşımış insanların hem parti içinde, hem parti dışında Türkiye siyasetinde tecrübelerini aktarmaları, görüşlerini ifade etmeleri gayet doğaldır” dedi. 
Koç, söz konusu konuşmanın video kayıtlarının bir milletvekili tarafından basına servis edilmesiyle ilgili bir soru üzerine de, kapalı grup toplantısının kuralları olduğunu, bu sorunun yanıtının CHP Grup Başkanvekilliği tarafından yanıtlanması gerektiğini belirtti. (ANKA)