Kışanak, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Gezi Parkı odaklı gelişmeler ve çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gezi Parkı protestosuyla başlayan toplumsal muhalefetin güçlü bir demokrasi hareketi olarak devam edeceğinin görüldüğünü ifade eden Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haklı demokratik hak araıaşını şiddetle özdeş gösterme arayışı içinde olduğunu savundu. Hükümetin otoriter, baskıcı, 'benim projelerime biat edeceksiniz' yaklaşımına gösterilen tepkiye karşı devlet şiddetinin durmadığını öne süren Kışanak, "Böyle bir ortamda şiddet karşıtı söylemin kıymeti olabilir mi? Başbakan, söylemiyle harekete geçen şiddet ortadayken, hangi şiddetin eleştirisini yapıyor? Hükmederek, devletin gücünü, imkanlarını kullanarak, güvenlik kuvvetlerini şiddete teşvik ederek bu saltanatı sürdürebileceklerini zannediyorlar" diye konuştu.
Ankara'daki gösterilerde Ethem Sarısülük'ün ölümüne neden olan polisin serbest bırakıldığını belirten Kışanak, olayı "cinayet" olarak niteledi. Kışanak, olayın görüntüleri ve delilleriyle ortada olduğunu ifade ederek, cinayetin örtbas edilmeye çalışıldığını iddia etti.
Başbakan Erdoğan'ın dün polisi kutlayarak, kahramanlık destanı yazdıklarını söylediğini anlatan Kışanak, "Arkasından tahliye kararı geldi. Yargının bağımsız olmadığını bir kez daha kanıtladılar" diye konuştu.
Kışanak, Başbakan Erdoğan'ın bugünkü AK Parti grup toplantısında "Ayaklar ne zaman baş oldu" dediğini anımsatarak, şunları söyledi:
"Demokraside böyle bir cümle kullanılabilir mi? Kim ayak, kim baş? Bu ülkede saltanat mı var, padişahlık mı var? Hani kayıtsız şartsız hakimiyet milletindi? Güya milli iradeye saygı mitingi yapıyor? Milli irade rakamla ölçülebilecek bir şey değildir. Senin aldığın oy milli irade de, alamadığın oy ayak takımı mı? Ülkenin yarısını yok sayacaksın, yarısının özgürlük talebini, demokrasi, adalet arayışını gayriresmi ilan edeceksin, milletin üzerinde iktidar yetkini sınırsız kullanacaksın. Sayın Başbakan'a tavsiye ediyoruz, yanına iki siyaset bilimi danışmanı alsın, iki kitap okusun, demokrasi nedir, yönetim yetkisi nasıl kullanılır, çoğunluk nedir, çoğulculuk nedir, çoğunluk olmayanların hakları nasıl korunacak, bunları öğrensin. Bu memlekette ayak falan yok, hepimiz başız, hepimiz iktidar olacağız. Hepimiz haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Sen muktedir, biz senin kulların değiliz, sen sultan geriye kalan teban değil. Artık hakkının, hukukunun ne olduğunu bilen insanlar var."
-"Darbe artık tarihe karıştı"-
Gültan Kışanak, iktidarın, sokak gösterilerini darbe girişimi şeklinde adlandırdığını ifade ederek, "Bu ülkede kim darbe yapmak isterse, Başbakan'ın çapulcu dediği insanlar onun da karşısına çıkar. Bu ülkede darbe artık tarihe karıştı. Ne postmoderni, ne askeri darbesi, ne sokak darbesi olamaz. Bu ülkede insanlar demokrasi, özgürlük, adalet arıyor. Bunun arkasına sığınarak, kendi ayıplarını, yanlışlarını örtmeye çalışıyor" diye konuştu.
İktidarın uygulamalarına karşı itiraz etmenin, hükümeti protesto etmenin demokratik hak olduğunu belirten Kışanak, her iktidara karşı bu yolun kullanılabileceğini söyledi. Kışanak, "Siz iktidardayken itiraz etmek gayrimeşru, siz iktidarda olmazsanız meşru. Biz bekleyelim, AKP iktidardan düşsün, o zaman demokrasiyi anlasın" dedi.
Demokrasiyi anlamak için mağdur olmak gerekmediğini dile getiren Kışanak, "12 yıldır iktidarda canının istediğini yapıyor, hala mağduriyet edebiyatıyla meşru mücadelenin karşısında kendisini korumaya çalışıyor" diye konuştu.
Halkın yönetime katılabileceği, demokratik muhalefeti güçlendirecek önerilerini TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na sunduklarını anlatan Kışanak, halkın yönetime katılmasını içeren demokratik özerkliğin de çözümlerden biri olduğunu söyledi.
Kışanak, halkoylamasının da demokrasinin vazgeçilmezleri arasında olduğunu ifade ederek, "Bu kadar olay yaşandıktan sonra, 'otobüs durağını da halka soracağım' diye geçiştirilecek tarafı yok. Anayasaya koyacaksın, yönetim yetkim sınırsız değil diyeceksin. Galataport'u, Haydarpaşa'yı da halka soracak mısın? Böyle popülizmle geçiştirilecek durum değil" dedi.
-"Gezi olayları çözüm süreci karşıtı değil"-
Başbakan Erdoğan ve çevresindeki bazı kişilerin, Gezi Parkı olaylarını çözüm süreci karşıtı olarak göstermeye çalıştığını savunan Kışanak, "Bu boş bir çabadır. Bütün kışkırtmalara rağmen sokaktakilerin ağzından çözüm süreci karşıtı tek bir söz çıkmadı, çıkmaz da. Özgürlükler bir bütündür. Biz de bunun farkındayız. Kürt'e demokrasi, Türk'e sopa olmaz. Türk'e demokrasi, Kürt'e sopa olmaz" diye konuştu.
Çözüm sürecini büük fedakarlıklarla ilerletmeye çalıştıklarını belirten Kışanak, dün yeni bir heyetin İmralı'ya gittiğini anımsattı. Gayretlerinin görülmesi ve artık hükümetin ve devletin de adım atması gerektiğini dile getiren Kışanak, ülkenin seçim atmosferine girmeden önümüzdeki birkaç ayın değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kışanak, "Parlamentoda çoğunluk iktidarın elinde. İktidardan başka hiçbir engel yok. İktidar ikinci aşamayı başarıyla ilerletmek istiyorsa parlamento bu yaz çalışmalıdır. Çalışma saatleri düzenlenebilir" dedi.
Hükümete rağmen süreci ilerletmek arzusunda olduklarını dile getiren Kışanak, "Gönül istiyor ki zorlu ve zahmetli olmasın. Bu kadar adımlar atılmışken, özveride bulunulmuşken süreç sorunsuz ilerlesin" diye konuştu.
Kışanak, Bingöl'de 14 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz eden uzman çavuşların serbest olmasını da eleştirdi.