Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül'den sonra yeni bir siyasi yolculuğun daha başladığını ifade eden Övür, "Geçen yıl 'Parti kuruyor' diye haberleri çıkan eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kızı Prof. Dr. Aslı Baykal artık sahaya iniyor. Aslı Baykal'ın bu noktaya gelişinde kuşkusuz Kılıçdaroğlu yönetiminin son dönemde giderek netleşen yerli ve küresel 'dostlar' siyasetinin katkısı büyük" dedi. Övür, şöyle devam etti:
"Bu konuda hassasiyetiyle tanınan eski bakan, eski CHP Genel Sekreteri Mehmet Sevigen'in başını çektiği bir grup, ısrarla Deniz Baykal ismi etrafında CHP'nin değişen rotasına itiraz ediyor ve bir çıkış yolu arıyordu. Sevigen ve arkadaşlarına göre Baykal, CHP'nin kuruluş felsefesiyle örtüşen 'milli' bir isimdi ve hem Türkiye'nin hem de CHP'nin yaşadığı derin küresel kuşatma ancak bu isimle aşılabilirdi.
Sevigen uzun bir süre bu düşüncesinde ısrar edince konu siyaset kulislerinde konuşulmaya başladı, hatta o günlerde basına da 'Baykal'ın kızı parti kuruyor' diye yansıdı. Ancak babasının rahatsızlığı döneminde yanından hiç ayrılmayan Aslı Baykal, ilk başlarda bu yaklaşıma sıcak bakmıyor, yapılan baskıları 'Bir bölen' olmamak için reddediyordu."
'Aslı Baykal'la birlikte Anadolu'yu dolaşacağız'
Son birkaç gündür tam tersi haberlerin geldiğini anlatan Övür, CHP'liler arasında bir telefon ve mesaj trafiği yaşandığını söyledi. Herkesin birbirine "Aslı Baykal siyasete giriyor" mesajı attığını ileri süren Övür, Sevigen'in konuyla ilgili "Evet, böyle bir hazırlığımız var ve Aslı Baykal'la birlikte Anadolu'yu dolaşacağız" dediğini aktardı.
Övür, yazısını şöyle noktaladı:
"Bir anlamda, öncelikle pandemiye ve ekonomik sıkıntılara rağmen oyunu artıramayan, halka umut veremeyen, sürekli 'kendi öz evlatlarını bertaraf eden' CHP yönetiminin halkta, daha doğrusu gerçek CHP'liler nezdinde nasıl bir algısı olduğu ölçülecek. Sevigen'e göre bu sadece 'halkla muhabbet' yolculuğu ama şunu da ekliyor: 'Atatürk'ün partisini kimselere de yem etmeyeceğiz, CHP sahipsiz değil.'