Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Kırıkkale Şubesi Başkanı Rıfat Öcal ve beraberindekileri kabul eden Tarhan, son zamanlarda şehit annelerinden çok sayıda telefon aldığını, en çok yakınmanın 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü’nde bir kadının şehitleri kastederek, ”Türk askerleri boşuna öldü” sözüne olduğunu söyledi.
Tarhan, ”Söz, bir tür silahtır; iyiliğe de yarar, kötülüğe de yarar. Bu açıklamanın bir kadın tarafından yapılması ve annelere söylenmiş olması bir tür kötülüktür. Masum şehit annelerine, ’oğullarınız boşu boşuna öldü’ demek vicdansızlıktır” diye konuştu.
Milleti her gün tehdit edenlere gücü yetmeyenlerin sadece şehit aileleri ve gazilere gücünün yettiğini ileri süren Tarhan, şunları söyledi:
”Başbakan’ın bu süreçte şehit annelerinin yüzüne bakmaya yüzü kalmamıştır. Sürecin muhatapları açısından da tencere yuvarlanmış kapağını bulmuştur. Çünkü Erdoğan-Öcalan söylemleri birebir örtüşmektedir. Döneminin başında bitmiş olan terörü 11 yılda tırmandırmış ve Başbakan bugün teröre teslim olmuştur. Düne kadar muhataplarının elini bile sıkmaktan imtina eden, onları Meclis’ten cezaevine göndermeye düşünen, hatta Öcalan’ı darağacına göndermeyi
düşündüğünü söyleyen, böylece toplum mühendisliği yapmaya çalışan Başbakan’ın bugün çark etmesi iyi niyetli değil. İnisiyatifin kendisinde değil, bölgesel ve uluslararası dinamiklerin eline geçmiş olması nedeniyle bu süreç işlemektedir.
Kontrolün terör örgütüne verilerek PKK’nın Kürtlerin tek emsilcisi olarak kabul edilmesi aslında Kürtlere yapılmış bir haksızlıktır. Başbakan’a kalsa, idare edip zaman kazanacaktı. Daha önce yaptığı gibi geçici bir seçim ittifakı kurmayı düşünecekti, bu arada olabilirse de başkanlığı kotarmaya çalışacaktı. Ama dış dinamikler anlaşılan bu coğrafyada yeni bir haritada ve İsrail-Türkiye paktının kurulmasında ısrarlı gözüküyor. Sürecin şifrelerini bu şekilde görmekte fayda vardır. Başbakan’ın bu dinamiklerden ürktüğü de anlaşılıyor. Sık sık ortadan
kaybolup hastalanması, kaçamak tavırları ve tedirginliği de bunu ortaya koyuyor. Öcalan’ın tutanakta yer alan ’benimle oynamaya kalkmasınlar’ tehdidi de aslında bunu sezmesindendir.
Bu tehdit ve sponsorlarının desteğiyle Başbakan’ın verdikçe
vermeye hazır hale geldiği anlaşılmaktadır.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkenin kaynaklarını satmayı veya bir terör örgütüyle bir anayasanın nasıl yapılacağı için masaya oturduğunu ileri süren Tarhan, ”Bir teröriste her istediğini vererek, gerektiğinde toprak vererek terörü bitirmek gibi parlak bir fikir, dünyada hiç kimsenin aklına gelmemişti. Başbakan’ın aklına geldi” dedi.
Erdoğan’ın ağzındaki baklayı çıkararak eyalet isteminden söz ettiğini savunan Tarhan, İmralı seferleriyle bugün gücün terör örgütüne geçtiğini iddia etti. ”Ancak bir ipte iki cambaz oynamaz. Erdoğan o ipin üzerinde duramıyor,
tökezliyor” diyen Tarhan, bu sırada İsrail’den Erdoğan’a ”hayat öpücüğü” geldiğini belirtti.
Tarhan, geçmişte bir Bakan’ın ”Başbakan He-Man değil” dediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
”Evet He-Man olmadığı ve bu süreçte rolü kime kaptırdığı
anlaşılmaktadır. Hesap büyük... Ortadoğu’da çok büyük kaynayan bir kazan var. Ülkesini Ortadoğu’da kanlı bir maceraya sokmaya hazırlanıyor. Bunun hazırlıkları
içinde. Sadece kendi ülkesini değil, komşu ülkelerin gençlerinin hayatlarını feda etmeye hazırlanıyor. Korkudan binlerce korumayla dolaşan bu adam... Hani sık sık
yaptığı kefen edebiyatı var ya... Muhtemelen onun kefeni de zırhlı tasarlanmıştır diye düşünüyorum. Bu adam sadece kendini koruyup kollamayı biliyor. Halkını ve ulusal çıkarlarımızı değil. İçeceğini söylediği o baldıran zehirinin panzehiri de stratejik ortakları tarafından kendisine verilmiştir. Bu süreçte yaratılan beklentiler ve somut gerçeklik uyuşmadığı takdirde, toplumun yaşayacağı
sıkıntılar hesaplanmalı. İlk somut gerçeklik; ’Ne mutlu Türküm diyene’ sözünün silinmesi oldu. Bu ülkede Türk milliyetine aidiyet hissi duyanları yok sayamaz ve
küçümseyemez. Kürt gençlerini ölmeye ve öldürmeye programlayan, şiddeti yöntem edinmiş, millet sözcüğünü görmeye tahammülü olmayan, terör örgütüyle baş başa
verip siyasi ikbali için Anayasa yapamaz. Çözümü ’ver kurtul ve vur kurtul’ seçeneklerine indirgeyemez. Başkanlık karşılığı eyalet anayasası yapılmasına Türk milleti izin vermez. Biz Türk milletine yardımcı oluruz. Bu konuda hukuk içinde, göze göz, dişe diş bir mücadeleyi göze alıyorsa buyursun denesin. Başkanlık karşılığı ne verecekse cebinden mi verecek? Eğer çocuklarımızın, Mehmetlerimizin aziz hatırasını bedel olarak vermeyi düşünüyorsa, biz onu vermeyeceğiz ve şehit annelerinin başını da öne eğdirmeyeceğiz.”