Kılıçdaroğlu, izleyicilerin sosyal medya üzerinden yönelttiği sorulara da yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “CHP iktidarda olsaydı, Öcalan’la görüşülür müydü?” sorusuna, “Biz sorunu daha farklı bir yöntemle çözerdik. Parlamentoda bir uzlaşma komisyonu kurardık ve bu sorunun çözümünü sağlamaya çalışırdık” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Genelkurmay Başkanı’nı hedef alan sözleriniz ordunun yıpratılması anlamına gelmiyor mu?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Devletin bütün kurumları saygındır. Devletin kurumlarıyla ilgili söz söylerken dikkatli davranmak gerekiyor. Özellikle siyasetçilerin bürokratları doğrudan hedef almasını da doğru bulmuyorum; çünkü bizim muhatabımız siyasal iktidardır ama siz özel bir konuda rapor yazıyorsanız, raporla ilgili belli bilgilere, bulgulara ulaşmışsanız bunları raporlaştırır ve kamuoyuyla paylaşırsınız. Elde edilen bilgiler çerçevede elde edilmiş ve kamuoyuyla paylaşılmıştır.”
-“BENİ DİNLİYORDUN, SEN ORTAYA ÇIKTIN”-
“Erdoğan’ın beni dinlettiğini çok iyi biliyorum. Bir ülkenin Başbakanlık koltuğunda oturan kişi, ana muhalefet partisini hangi gerekçeyle dinler? ‘Ey Kılıçdaroğlu, senin nefes alışını bile takip ediyoruz’ dedi. Ne olacak yani? Ben çocuğuma telefon edip ‘Oğlum paraları sıfırla’ mı diyeceğim? Benim, çocuklarımızın boğazından haram lokma geçmemiştir. Asıl senin düşünmen lazım” diyen Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
“Beni dinliyordun, sen ortaya çıktın. Olay budur. Telefonlarımızı dinliyorsun. Dinlesen ne olur, dinlemesen ne olur? Bir ülkenin Başbakanı yasa dışı dinlemelerden medet ummamalıdır, istihbarat örgütlerinden gelen bilgilerle ülkeyi yönetmemelidir. Bir başbakan devleti, hukukun üstünlüğü çerçevesinde yönetir. Tabi ki istihbarat bilgisi gelir ama o bilgileri yüzde 100 doğru kabul edip politika oluşturmaz. Düşülen en büyük hata budur.
Ben bu kadar kirli işlerin içine girmiş bir kişinin bu ülkede Cumhurbaşkanı seçileceğine inanmıyorum. Eğer bu ülkenin vicdanı varsa, öyle birinin Cumhurbaşkanı olma şansı yok, mümkün değil. Bir insanda yüz olur, ben nasıl Cumhurbaşkanı adayı olacağım? Ben seçileceğine inanmıyorum. Daha doğrusu aday olacağına da inanmıyorum. Bir insanda vicdan olur. Nasıl aday olacak?
Türkiye’de muhalefet boşluğu yok. Türkiye’de medya ve sendika boşluğu var. Muhalefet, kendi sesini duyurmakla güçlü olur. Ses çıkıyor, dillendiriyoruz. Yeteri kadar duyulmuyor. Ülkenin Başbakan’ı ‘Alo Fatih, şunu kes’ diye telefon ediyorsa ve o da aynı dakika kesiyorsa siz nasıl muhalefeti suçlayacaksınız? Eksiğimiz,yanlışımız olabilir ama kimse, ‘Sizin muhalefetiniz yok’ diyemez.” (ANKA