Özkes, Genel Kurulu’nda, Üsküdar Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Bursa mitingindeki konuşmasında, kendisine “Müftü müsveddesi” dediğini hatırlattı.
Bu sırada AK Partili vekiller, “Öyle değil misin?” diye laf atınca Özkes, “Başbakan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken dedi ki; ‘Ben İstanbul’un imamıyım.’ Bir gün imamlığı yok adamın! Bir gün imamlığı olmadığı halde ‘Ben imamım’ diyor, ben Üsküdar’da yedi yıla yakın müftülük yaptım. Ben nasıl müsvedde olurum? Niye öyle dedi biliyor musunuz? Birisi çıktı, ‘Her cuma günü bir ayet sallıyorum, bu Bakara iyi makara’ dedi. Türkiye Cumhuriyeti hudutları içerisinde buna ses çıkaran tek bir müftü vardı, ona da ‘müsvedde’ dediniz, ‘müsvedde’. Allah sizi kahretsin ya!” diye tepki gösterdi.
Bunun üzerine AK Partili vekiller, “Meclis kürsüsünden bela okuyamazsın” diyerek tepki gösterdiler.
İktidar milletvekilleri Özkes’in üzerine yürürken muhalefet milletvekilleri de Özkes’i kürsüden uzaklaştırmaya çalıştılar
O ANLAR, TUTANAKLARA ŞÖYLE YANSIDI
İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket
Partisinin seçimlerdeki yolsuzluklarla ilgili grup önerisiyle ilgili söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, seçimler geldi gitti ama üzerindeki şaibeler, üzerindeki haksızlık, yolsuzluk, hile,
entrika, desise, her türlü kanunsuzluk hâlen konuşuluyor ve konuşulmaya da devam edilecek.
Tabii, bir söz var Nasrettin Hoca damdan düşmüş, işte "Doktor moktor…" deyince demiş
ki: "Hayır, hayır, benim gibi damdan düşeni getirin." Şimdi, seçimlerde bu yolsuzluklara,
bu şaibelere, her türlü kanunsuzluğa, hukuksuzluğa bizzat uğrayanlardan birisi de benim ve
gerçekten de Üsküdar seçimleri Türkiye'de belki üzerinde gereği kadar durulmadı ama en çok
kanunsuzluğun ve hukuksuzluğun yaşandığı bir ilçe olarak yerini almıştır.
Ben Üsküdar'la ilgili konulara geçmeden önce Üsküdar'daki ve Türkiye genelindeki
bu hukuksuzlara, kanunsuzluklara âdeta kucak açan Diyanet İşleri Başkanlığının
uygulamalarından da biraz bahsetmek istiyorum. Örneğin, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluklar
operasyonundan sonra rüşvet ve yolsuzluklarla ilgili ayetlere ve hadislere Türkiye
genelinde bir sansür konuldu, âdeta, hırsızlık, rüşvet, yolsuzlukla ilgili ayet ve hadisler rafa
kaldırıldı. Hırsızın elinin kesilmesiyle ilgili Mâide Suresi'nin 38'inci ayeti, kamu malını
yemekle ilgili Âl-i İmrân Suresi'nin 161'inci ayeti, yine Hazreti Muhammed Mustafa (AS)
Efendimizin "Hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa mutlaka cezalandırırdım." ve "Rüşveti
alan da veren de cehennemdedir, melundur." gibi hadisler rafa kalktı, bunlara sansür konuldu,
17 Aralıktan sonra bu ayet ve hadisler okunmaz oldu. Bu durum ne 12 Eylülde ne de 28
Şubatta yaşanmadı.
Şimdi, bakınız, İstanbul Müftülüğünün web sitesinde 20 Aralık 2013 Cuma günü okunacak
hutbe konusu olarak "rüşvet" belirleniyor ancak 17 Aralıkta rüşvet ve yolsuzluklar
operasyonu olunca -üç gün kala- belirlenen ve yayımlanan rüşvet konulu hutbenin
okunmaması için İstanbul müftülüğü imamlara hemen bir SMS gönderiyor, diyor ki: "O hutbe
okunmayacak, yerine 'Kur'an'ı anlamak' konulu hutbe okunacak." Bununla ilgili elimizde
belgeler var. Yani resmen, fiilen İstanbul Müftülüğü daha önceden belirlenen ve 20 Aralık
Cuma günü okunacak "rüşvet" konulu hutbeyi 17 Aralık nedeniyle tedavülden kaldırıyor.
Şimdi, bu durumu gerçekten de Türkiye'de üzerinde çok durulması gereken bir konu olarak
belirtiyorum.
Yine 8 Ocak 2014'te bir televizyon programında Hüseyin Çelik şunları söylüyor: "Biz hep
beraber bir gemide seyahat ediyoruz. Recep Tayyip Erdoğan süvari kaptan, mürettebat var,
bir taraftan da yolcular. Bunun çaresi gidip geminin dibini delmek değil. Gemi su aldığı
zaman hep birlikte helak olursunuz." Bunu ne zaman söylüyor Hüseyin Çelik? 8 Ocakta bir
televizyon programında söylüyor.
Gelelim 30 Mart seçimlerinden önce 28 Mart Cuma günü okunan hutbeye. Hutbe, gemi
hutbesi. "Aman Bilal'in gemilerini deldirmeyin." hutbesi gibi âdeta. Şimdi, bakınız, hutbe
çok garip. Ben emekli bir müftüyüm. Hutbede bir ayet yazılır, bir hadis yazılır başa, o ayetin
ve hadisin de Türkçe meali yazılır alta. Ondan sonra da hutbede neler anlatılacaksa onlar
anlatılır ancak 28 Mart Cuma günü okunan hutbede Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa
hadisin Türkçesi yazılmıyor yani metin zaten yok, metnin altında olması gereken Türkçe de
yok. Ne var? Tamamen hadisi çarpıtan, zorlamayla yapılan yorumlar var. Ben hadis mastırı
yapmış bir kişiyim, hadis uzmanıyım yani. Şimdi, hadisi incelediğiniz zaman bakıyorsunuz
ki Hazreti Muhammed orada şunu anlatıyor, diyor ki: "Cenab-ı Allah -işte- hırsızlığı haram
kılmıştır, rüşveti haram kılmıştır, zinayı haram kılmıştır, şunu haram kılmıştır, bunu haram
kılmıştır." Bu nedir? Allah'ın hudududur. Bu Arapça bir tabirdir, dinî terminolojide vardır;
hadler vardır, hudutlar vardır, Allah'ın çizdiği sınırlar vardır. "Siz ne yapın yapın bu sınırları
delmeyin, bu hududu delmeyin, bu haddi aşmayın."ı anlatıyor Hazreti Muhammed (AS),
örnek olarak da gemiyi veriyor, diyor ki: "Gemiyi delerseniz nasıl gemi batarsa Allah'ın
koymuş olduğu, Peygamberin koymuş olduğu kanunları da delerseniz İslam batar." Hadisin
anlamı bu ama Diyanet İşleri Başkanlığı öyle bir hadis hazırlıyor ki ne yapın yapın bu AKP
gemisini batırmayın. Yani Allah'ın gemisiyle, İslam gemisiyle hiç alakası olmayan ve İslam'a
ters olan AKP gemisi eşleştiriliyor ve AKP gemisiyle ilgili hadis okunuyor.
Şimdi, bununla bitmiyor tabii. Benim de Üsküdar'da tespit ettiğim konular var ama… Şuna
bakınız Allah aşkına: Bu, Van'da Sayın Bakanın cami avlusunda yaptığı bir siyaset, hatta
caminin balkonunda. Bakın şuna, caminin balkonunda. Ne yapıyor Allah aşkına bu adam! Bir
bakan bu ya! Allah'ın evi ama AKP'nin siyasi bürosu olmuş, seçim propaganda yeri olmuş.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Bakanlar Kurulu da orada toplanacak artık.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Bunun gibi yüzlerce ama yüzlerce örnek var. Ya, hiç sizde Allah
korkusu yok mu Allah aşkına ya! Allah sizi çarpacak arkadaşlar, çarptı zaten de.
SONER AKSOY (Kütahya) - Seni de çarpmış.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Ya, seni çarpış, onu düşün be! Seni çarpmış.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - İnanın buna, Allah size öyle bir sille indirecek ki ne
yapacağınızı, ne edeceğinizi şaşıracaksınız.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Ne dediğini bilmiyorsun be! Seni çarpmış.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Şimdi, gelelim Üsküdar seçimlerine. Üsküdar seçimlerinde
tam bir kanunsuzluk… Ya, ne var Allah aşkına! Üsküdar sizin karargahınız olabilir, Tayyip
Erdoğan'ın kalesi olabilir, oturduğu yer olabilir. Elhamdülillah, ben de Müslümanım, ben
de bu memleketin evladıyım, Üsküdar'da yedi yıl müftülük yapmışım. Yani benim seçilme
hakkım yok mu ya! Benim seçilme hakkımı aldınız elimden, benim seçilme hakkımı aldınız
elimden.
Şimdi, bakın, Başbakan…
SONER AKSOY (Kütahya) - Seni Üsküdarlı seçmedi, seçmedi.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Seçti, seçti, Üsküdarlı seçti. Üsküdar'a buradan teşekkür
ediyorum, Allah razı olsun hepsinden. Beni seçti ama onların oylarını çaldınız, çaldınız.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - İftira yapma, iftira yapma.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Onu, o hırsızlığın bedelini ahirette ödeyeceksiniz inşallah.
Hakkım haram olsun, Allah yedirtmesin size! (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Senin demenle olmaz. İyi yolda ilerliyorsun, yakında
uçarsın, uçarsın.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Şimdi, bakınız, ben Üsküdar'da belediye başkanı adayıyım;
Tayyip Erdoğan çıkıyor, Bursa mitinginde beni hedef alıyor. Ya, Bursa ile Üsküdar'ın
arasında yüzlerce kilometre var. Aklı fikri Üsküdar, aklı fikri müftüde kalmış. Bana diyor
ki: "Müftü müsveddesi."
ZEKİ AYGÜN (Kocaeli) - Aynen öyle!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Şimdi, sevgili kardeşlerim, bakın, ben…
ENGİN ALTAY (Sinop) - Kim o milletvekili müsveddesi? Terbiyesiz!
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Bir dakika… Ben yirmi altı buçuk yıl üzerinden müftülük
yaparak, imamlık yaparak, Kur'an kursu öğretmenliği yaparak, vaizlik yaparak emekli
olmuş bir kişiyim. Yedi yıla yakın Üsküdar'da müftülük yapmışım. Sayın Başbakan…
Ağzımdan "sayın" çıktı, kusura bakmayın. Başbakan bana diyor ki: "Müsvedde." Ya, ben yedi
yıla yakın Üsküdar'da müftülük yapmışım. Ben nasıl müsvedde oluyorum ya?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Şimdi, bir ara, Başbakan, İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanıyken dedi ki: "Ben İstanbul'un imamıyım." E bir gün imamlığı yok ya adamın! Bir
gün imamlığı olmadığı hâlde "Ben imamım." diyor da…
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Git işine ya!
İHSAN ÖZKES (Devamla) - …ben Üsküdar'da yedi yıla yakın…
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - "Peygamber" diyenler oldu.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Sen var ya, uçmuşsun, uçmuşsun. Uçmuşsun sen.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - …müftülük yaptım, ben nasıl müsvedde olurum?
Şimdi, bakın…
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) -Uçmuşsun sen, yakında yukarıdan inersin!
BAŞKAN - Sayın Özkes, teşekkür ediyorum.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Niye öyle dedi, biliyor musunuz? Birisi çıktı, dedi ki: "Her
cuma günü bir ayet sallıyorum."
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Git işine ya! Böyle bir şey olabilir mi ya?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Üsküdar kurtardı seni.
ALTAN TAN (Diyarbakır) - O da bakan müsveddesi!
İHSAN ÖZKES (Devamla) - "Bu Bakara iyi makara." dedi. Türkiye Cumhuriyeti hudutları
içerisinde buna ses çıkaran tek bir müftü vardı, ona da "müsvedde" dediniz, "müsvedde".
Allah sizi kahretsin ya! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Seni kahretsin, seni! Ne olduğun belli oluyor işte,
konuştuğuna bak!
BAŞKAN - Sayın Özkes, lütfen ama…
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Ne biçim insansınız ya! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Özkes…
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti'nde Allah'ın ayetlerine "Bakara makara"
diyen…
(Kürsü önünde toplanmalar)
BAŞKAN - Birleşime beş dakika ara veriyorum.
CEVAP HAKKI SONRASI YAPILAN KONUŞMA:
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkes.
İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Sayın Başkan, konuşmacı konuşmasının çok yerinde bizzat
ismimi söyleyerek beni eleştiren ve çarpıtma yapan konuşmalar yaptı, müsaade ederseniz…
BAŞKAN - Mesela ne söyledi Sayın Özkes?
İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Ne söyledi. "Hutbenin bir şartı da bu değil… (x) ayeti
yasaklandı." diye söyledi. Halbuki öyle değilmiş, onu anlattı.
Yine…
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkes, iki dakika sataşma nedeniyle söz veriyorum. Lütfen yeni
sataşmalara mahal vermeyin.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Yeni sataşma olmasın ama.
İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Teşekkür ederim. Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bakınız ben bir kitap yazdım "AKP'nin Gerçek Yüzü" diye. Bu kitapta o hutbe konusu
işleniyor. Belgeleriyle cuma hutbelerinde okunması âdet olan "…"(x) ayetinin yasaklandığını
ben bu kitapta anlatıyorum. Şimdi, o konuya girersem iki dakika ona yetmez bile.
Şimdi "Hutbenin bir şartı değil hutbenin Türkçesinin verilmesi." diyor Şimdi yani hutbede…
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Niye beddua ediyorsun!
İHSAN ÖZKES (Devamla) - …Allah'ın ayetinin anlamı Hazreti Muhammed'in (AS)
hadisinin Türkçesi verilmeyecek de Allah aşkına Tayyip Erdoğan'ın sözlerini mi vereceksiniz
hutbede ya! Allah'tan korkun artık ya! Bu kadar da olmaz ya!
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Niye beddua ediyorsun!
BAŞKAN - Sayın Bak, lütfen… Sayın Bak…
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Gerçekten bu kadar da olmaz.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Osman, döv adamı! Çıldırtma beni ya! Yapma ya!
BAŞKAN - Sayın Altay…
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Beddua konusuna gelince: Ya kardeşim adam çıkıyor diyor ki,
iddia bu "Her cuma günü bir ayet sallıyorum." diyor, "Bu Bakara iyi makara." diyor. Ben de
diyorum ki…
RECEP ÖZEL (Isparta) - Yanlış yanlışla şey olmaz.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - …bunu söyleyen kişi eğer söylediği kesinse bunu söyleyen kâfir
olur.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Evet.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Bunu söyleyen kişi kesinlikle tövbe etmelidir ve Müslümanların
oylarıyla gelip Müslümanların inancına, ayetine, kitabına dil uzatamaz diyorum. Siz bunu
savunmaya çalışıyorsunuz. Ben de bu zihniyeti Allah kahretsin diyorum. Benim kahretsin
dediğim bu zihniyettir. Şimdi, bunun…
GÜLAY DALYAN (İstanbul) - Özgür irade var, özgür irade!
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Hırsızlık haramdır. Hırsızlığı savunanı Allah kahretsin diyorum
ya!
RECEP ÖZEL (Isparta) - Allah Allah, sen mi savunuyorsun?
GÜLAY DALYAN (İstanbul) - Demokrasi var, özgürlük var; sen nasıl düşünüyorsan biz de
onu düşünüyoruz.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Şimdi, benim bunu söylememde ne beis var Allah aşkına?
Şimdi, ben kendi şahsım için bir şey istemiyorum ki. Allah'ın dinini savunuyorum,
savunurken bana hücum ediyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Ben de diyorum ki: Allah'tan korkun, Tayyip'ten değil. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET ERSOY (Sinop) - Sana mı kaldı? Sana mı kaldı be?
BAŞKAN - Sayın Özkes, teşekkür ediyorum.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Allah'tan korkun, Tayyip'ten değil diyorum ya.
BAŞKAN - Sayın Özkes…