SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, AKP İl Danışma Meclisi toplantısına katılmak üzere geldiği Kayseri'de Ankara'daki bebek ölümlerine değinirken soruşturmanın salı günü sonuçlanacağını söyledi. Türkiye’deki doktor ve hemşire yetersizliğinden yakınan Bakan Akdağ, “Türkiye'de her 100 bin kişiye 131 hemşire düşüyor. Bu oran AB ülkelerinde Türkiye'nin 5 katı” dedi.
Bakan Recep Akdağ, AKP İl Danışma Meclisi ile Siyaset Akademisi 2'nci Dönem sertifika töreninin yapılacağı Kayseri Şehir Tiyatrosu girişinde, gazetecilerin Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki bebek ölümleri ile ilgili soruları yanıtladı. Bakan Akdağ, kısa süre önce Ankara'da bebek ölümleri görüldüğünü, bunun üzerine 5 kişilik bilimsel komisyon oluşturduğunu belirterek şöyle dedi:
“Kendilerine görev verdiğimiz üniversitelerden ve eğitim hastanelerinden arkadaşlar meseleyi inceledi ve kamuoyunu bilgilendirdi. O ön bilgilendirmeydi, raporlarını yazıyorlar. Müsteşarımla görüştüm, salı gününe kadar raporlarını hazırlayıp bize verecekler, durum bundan ibaret. Bir de aynı hastanede talihsiz bir başka olay daha olmuştu. Bir bebeğimizi kutunun içinde ailelerine teslim ettiler. Onun soruşturmasını ayrı yürüttük. O işle ilgili sorumlu gördüğümüz personele gerekli idari yaptırım ve ceza uygulandı. Bunu da kamuoyumuzla paylaştık. Bütün hastalarımızın bu arada çocuklarımızın, yavrularımızın sağlıkları için en güzelini yapmaya devam edeceğiz. Bebek ölümleriyle ilgili gelecek rapor sonuçlarına göre hareket edeceğim. Doğrudan orada çalışan insanları, yöneticileri suçlamak da hakkımız değil. Ancak, incelemeler sonunda karar verebiliriz.”
Türkiye’de hemşire sayısının yetersiz olduğunu anlatan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, birkaç yıl önce Türkiye'deki doktor sayısının yetersizliğini, son 30 yılda dile dile getiren ilk bakan olduğunu başlangıçta kendisine karşı çıkarlar çıktığını belirtirken şöyle devam etti:
“Ana muhalefet ve diğer muhalefet partilerinden meslek birliklerinden karşı çıkanlar oldu. Ama bugün artık Türkiye doktor sayısının yetersizliğinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. 2 senedir bunu da konuşuyoruz. Ama arzuladığımız kadar bunu gündeme getirememiştik. Şimdi gündemde hemşire yetersizliği var. AB ülkeleriyle Türkiye'deki bebek ölümlerini kıyaslayan bazı siyasetçiler var. Bu yanlış bir kıyaslama. Türkiye'nin kıyaslamasını kendi gelir grubumuzdaki ülkelerle yapmamız lazım. Gelir grubumuz; ülkeler arasında kıyaslama yaptığımız zaman anne ölümleri 100 binde 90'lardadır. Türkiye'de ise yüzde 20’nin altına çekebildik. Aradaki farkı bütün vatandaşlarımız çok iyi görecektir. Yine o grup ülkelerde binde 24 oranında bebek ölümü var. Türkiye'de bebek ölümlerini binde 20’in çekebildik. Bu kolay olmadı. AB ülkelerinde her 100 bin kişiye 740'ün üzerinde hemşire düşmektedir. Türkiye'de ise maalesef yüzbin kişiye 131 hemşire düşürüyor. Geçtiğimİz yıllarda ‘Türkiye'de hemşire sayısı' fazla diyenlere artık ne demek lazım siz düşünün.”
Personel sayısında yetersizlik olması halinde bunu bütün Türkiye'ye dengeli olarak dağıtmak gerektiğini, AB ülkelerinde hemşire sayısının Türkiye'den 5 kat fazla olduğunu anlatırken, “İnatla ‘Türkiye'de hemşire sayısı fazladır, yeterlidir, doktor sayısı fazladır, yeterlidir’ diyenler bu saçma inatlarından, doktorumuzu da hemşiremizi de sıkıntıya sokan bu inatlarından vazgeçecekler” dedi.
Bakan Recep Akdağ, hemşire sayısını sorununu daha önce YÖK'e anlatamadıklarını belirtirken, yeni yönetimin bu sıkıntıyı anladığını, bunu gidermek için gerekeni yapacağına inandığını vurgularken şöyle devam etti:
“Şunu herkes bilmelidir ki ben çocuk sağlığı hastalıkları profesörüyüm. Hayatım çocuklara hizmet etmekle geçti. Bakan olmadan önce de ben bu yavrularımızın aileleriyle beraber çok gözyaşı dökmüş insanım. Hassasiyetim en üst düzeydedir. Hükümetimiz ve başbakanımızın bu konudaki hassasiyetini herkes biliyor. Bu çeşit olaylardan Türkiye'nin gerçeklerini unutarak siyasi bir takım sonuçlar çıkarmaya, siyasi rant sağlamaya çalışanlar en azından topluma ayıp ediyor. Bir takım şehirlerimizde hamile annelerimizin ihtiyaç duyulduğu zaman kızaklarla, vatandaşın hayvanları çektiği kızaklarla şehirlere ulaşmaya çalıştığı günümüzden bugün 75'den fazla kar üstü paletli aracın ve kar üstü diğer ağır araçların kullanıldığı bir Türkiye'ye geldik. Hamilelerimizin kışın çok ağır geçtiği köylerden şehir merkezlerine 15 gün önce misafir edildiği ve orada doğurtulduğu günlere geldik. Bir takım insafsızca eleştri yapanlar aslında bebek cenazelerin hastane morglarında rehin tutulduğu günleri unutmuş olabilir. Ama biz unutmadık.”