Yargıtay, öfkenin suç kastını kaldıran bir etkisinin bulunmadığı, bir tehlike suçu olan tehdidin, bu suçla korunan hukuki yararı ihlal etmeye objektif olarak elverişli (ciddi) olmasının yeterli olduğuna ve mağdur üzerinde korkutucu etki yaratmasının aranması gerektiğine karar verdi.
Emsal kararda, “Tehdit edici sözün, gerçekleşme olasılığı ve mağdurun iradesini etkileme derecesi ölçüleri içinde tartışılıp değerlendirilerek, sonuca varılması yerine, salt kavga sırasında öfkeyle söylenen sözlerin ciddilik (korkutuculuk) özelliği bulunamayacağı biçimindeki önceden varsayımsal bir kabule dayanılarak yasal temelden yoksun gerekçeyle beraat hükmü kurulması, bozmayı gerektirmiştir” dendi.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi, tehdit suçunun nasıl oluşacağını tanımladığı bir karara imza attı. Susurluk Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı bozan Yargıtay 2. Ceza Dairesi, “Daha önce seni bıçaklamıştım ucuz kurtuldun, bu kere seni öldüreceğim” diyen sanığın ‘tehdit' suçunu işlediğine karar verdi.
Susurluk Sulh Ceza Mahkemesi, silahla müessir fiile teşebbüs ve ölümle tehdit suçlarından sanık Mustafa K.'nın yapılan yargılaması sonucunda beraatine karar verdi. Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu.
YARGITAY, TEHDİT SUÇUNU TANIMLADI
Sanığın yaralama suçunu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle verilen beraat kararını onayan Yargıtay, sanık hakkında tehdit suçundan verilen beraat kararının ise bozulmasına hükmetti. Gerekçeli kararda şu görüşlere yer verildi:
“Sanığın ‘Dana önce seni bıçaklamış idim ucuz kurtuldun, bu kere seni öldüreceğim' biçimindeki sözleriyle mağduru tehdit ettiği kabul edildiği halde, öfkenin suç kastını kaldıran bir etkisinin bulunmadığı, bir tehlike suçu olan tehdidin, bu suçla korunan hukuki yararı ihlal etmeye objektif olarak elverişli (ciddi) olmasının yeterli olduğu, ayrıca mağdur üzerinde korkutucu etki yaratmasının aranmadığı gözetilerek, tehdit suçunda olgusal bir sorun olan tehdidin ciddi olup olmadığı, eylemin işlendiği ortama, olaya özgü koşullara, tarafların bedensel ve ruhsal durumlarına göre, tehdit edici sözün, gerçekleşme olasılığı ve mağdurun iradesini etkileme derecesi ölçüleri içinde tartışılıp değerlendirilerek, sonuca varılması yerine, salt kavga sırasında öfkeyle söylenen sözlerin ciddilik (korkutuculuk) özelliği bulunamayacağı biçimindeki önceden varsayımsal bir kabule dayanılarak yasal temelden yoksun gerekçeyle beraat hükmü kurulması, yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bu nedenle bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.”