Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının seyrine ilişkin yaptığı açıklamada sokağa çıkma yasağının söz konusu olmadığını belirtirken, "Bilim Kurulu'nun bir önerisi olmadı. Maske ve mesafe pratik, son derece basit iki uygulama, bununla da sonuç aldığımızı biliyoruz" dedi. Hastane yüküne ilişkin oranları da paylaşan Koca, Türkiye geneli için yatak doluluk oranının yüzde 51,6; yoğun bakım doluluk oranının ise yüzde 66,3 olduğunu açıkladı. Koca, "Yoğun bakım yatak doluluk oranı, İzmir'de yüzde 72,5, Ankara'de yüzde 63,23, İstanbul'da ise yüzde 59,61 olarak görülüyor" açıklamasını yaptı.
Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından konuşan Bakan Koca, salgının dünyada artış eğiliminde olduğunu ifade ederken, "Başlangıçtan daha zor bir dönemdeyiz, ilk döneme kıyasla sağlık çalışanlarımızın yükü 4-5 kat artmış durumda" ifadesini kullandı. Sağlık çalışanlarına salgın süresinde destek verilmesi gerektiğine dikkat çeken Koca, "Kendinizi bir sağlık çalışanınız yerine koyun. Bu mücadelede onlara verebileceğiniz yegane destek kendinizi virüsten korumanızdır. Bu desteği vermek için elinizden geleni yapın" şeklinde konuştu.
Koca, Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan günlük Covid-19 tablosunda bir yanlışlık olmadığını savunurken, "Bunu gizleyerek siz salgını önleyebilir misiniz? Pozitif olan her vakaya, herkes bizim HES sistemimizde yer alıyor" dedi. Tabloda 'asla bir yanlışlık olmadığını' söyleyen Koca, "Ağır vaka sayımız her gün artıyor, biz istersek düşürsek nereden bileceksiniz, ağır vaka sayısının düşürülmesi vaka sayısının düşürülmesinden daha mı zor?" ifadesini kullandı.
Aşı çalışmalarına ilişkin de güncel bilgileri paylaşan Bakan Koca, bilim dünyasının yıl sonuna kadar aşı çalışmaları konusunda sonuç alınacağı konusunda hem fikir olduğu ifade etti. Koca, "Dünyada yaygın bir ilerleme söz konusu. Faz 3 çalışması devam eden 9 aşının 6'sında hastaya uygulamalar başladı. Yıl sonuna kadar dünyada birçok ülkede aşı uygulamasının başlayacağına, bizim de yıl sonuna kadar bunu başlatabileceğimize inanıyorum. Yerli aşıyı da bu yıl için değil ama gelecek yıl görebiliriz" açıklamasını yaptı.
Bakan Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bize kulak vermek üzere ekran başına geçen hanımefendi ve beyefendilere teşekkür ediyorum. Sağlık ordularımızın kahramanlarımızdan gelecek haberleri kendi oğlundan haber bekleyen gibi bekleyen anne ve babalara teşekkür ediyorum. Sahada virüsün izini süren ekiplerimizin sizlere selamlarını sunuyorum.
"Ülkemizde virüse 10 Mart'ta rastlanmıştı. 17 Mart'ta ilk kaybımızı vermiştik. O gün itibarıyla test sayısı 98'di. Salgında çok şey yaşadık. 7 bin 185 hayat son buldu. Bugün ağır hasta sayımız 1300'ün üzerinde toplam vaka sayımız yüz binlerle ifade buluyor.
"Az önce salgının dünyada tırmanışta odluğunu belirttim. DSÖ verilerine göre dünya genelinde tanı konan kişi sayısı 29 milyon 500 bini geçti. Hayatını kaybeden insan sayısıysa 1 milyona yaklaştı. Salgında Almanya 9 bin 437 kayıp verdi. Vefat sayımız Türkiye'nin kıyaslanabileceği ülkeler dikkate alındığında tedavide başarı gösterdiğimizi ortaya koymaktadır. Toplumlar bu salgını kendi başlarına gelmiş bir felaket olarak algılıyor, insanlar yaşananlara karşılık bıkkınlık, hayatın yavaşlamasına karşı öfke duyuyor. Yaşlılarda ölüm kaygısı, hatta suçluluk duygusu gelişmiş durumda. Asıl ilginç olansa salgının bize getirdiği izole edilmişlik hissi ve tüm bu olumsuzlukları bizlerin yaşadığı yanılgısıdır. Gerçekte düşünüldüğü şekilde yalnız değiliz. Sizi düşünen bir aileniz olduğu gibi, sizi düşünen güçlü bir devletiniz var. Gerektiğinde size çare arayacak bir sağlık ordumuz var. Bilmelisiniz ki Koronavirüs salgını sonu yaklaşan bir salgındır. Bunun heyecan verici açıklamasını birazdan yapacağım. Salgının yol açtığı karamsarlık, belirsizlik geçicidir. Dertler çare henüz ufukta görülmemiş olduğundan büyük görülür. Yolumuza dirayetle, bıkkınlığa düşmeden devam edersek, maske ve temizlik kuralına uyarsak, hafızalardan silinemeyecek o görüntülere bizler tanık olmayız.
"Salgının başından bu yana pozitif tanı konmuş her hastamız gerekli sağlık hizmetini muntazam şekilde almıştır, almaya devam etmektedir. Pozitif tanı konmuş her kişinin temaslı tanısı yapılmıştır. Virüsün iz sürücüleri olan filyasyon ekiplerimizin sayısı 11 bine çıkmıştır. Salgına karşı verdiğimiz savaşta görevli bu öncü birliklerin dünyada örneği olmadığını yabancı televizyonların yaptığı programlardan biliyorsunuz. Filyasyon ekipleriyle bildiğimiz hastadan, bilmediğimiz hastaya ulaşıyoruz. Salgınla mücadelede uyguladığımız tespit stratejisi sağlık sistemimize sorumluluk yüklüyor. Her gün ortalama 100 bin test yapılıyor. Artan yeni hasta ve ağır hasta sayısı ise bugüne kadar kimsenin tedavi almasına mani olmamıştır. Bilmenizi isterim ki ilk döneme kıyasla sağlık çalışanlarımızın yükü 4-5 kat artmış durumda. Kendinizi bir sağlık çalışanınız yerine koyun. Bu mücadelede onlara verebileceğiniz yegane destek kendinizi virüsten korumanızdır. Bu desteği vermek için elinizden geleni yapın. Hastanelerimize hastalığa yakalanmayarak güç verin. Eşi benzeri olmayan fedakarlıkların sonu artık ölüm olmasın. Size sağlık personelimizden hep iyi haberler verebilmemiz için bize tedbirlere uyarak yardım edin.
"Virüs her gün çok sayıda insana bulaşmaya devam ediyor. Virüsün hareket kabiliyeti olmadığına göre, çok sayıda insanımız tedbir almayarak her gün kendini virüse maruz bırakmaktadır. Virüsü taşıyan herkesin tespiti ve taşıyıcıların izole edilmesi söz konusu olmamaktadır. Herkese taşıyıcı gözüyle bakmak, tedbirin temel mantığıdır. Eğer öyle yaparsanız, büyümekte olan sorunu çözmekte yardımcı olursunuz. Artan tehdide karşı bakanlığımız sizlere ilgili tüm kurumlarla işbirliği içinde kolaylaştırıcı bazı hizmetler sunuyor. Bunlardan biri HES Mobil uygulamasıdır. Bundan yararlanmanızı talep ediyorum. Ücretsiz indireceğiniz bu uygulama tüm taşıyıcıları, temaslıları, hastaları içerecek şekilde size bölgesel risk haritalarını sunuyor. HES uygulaması sizin risk yönetim rehberinizdir. İzolasyonda olması gerektiği halde dışarı çıkmaya teşebbüs eden yaklaşık 140 bin kişi bu uygulamayla engellenmiştir. Bir diğer önlem akıllı benzer bileklik uygulamaları olacaktır.
"Bir salgınla mücadele herhangi bir hastalığa karşı verilen mücadele gibi değildir. Salgın hastalık, toplum olarak yaşıyoruz. Bu çapta sorunlar devletlerin stratejilerini mecburi kılar. Devletimizin, bakanlığımızın hastalığı tespit ve tedavisinde gayret içinde olduğunu hepimiz biliyoruz. İnsanın zatından ötürü değer gördüğü bir toplum ve devlet olduğumuzu salgın döneminde daha iyi anlıyoruz. Salgın herkes tarafından aynı şekilde önemsenmiyor. her vakada hastalık tablosunun görülmediği hepimizin malumudur. Kendisi hasta olmayan taşıyıcılardan virüs başkalarına bulaştığında bazen ağır sonuçlarla karşılaşıyoruz. Tedbir bir sağlık kuralı ve bir ahlak kuralıdır.
"Her taşıyıcı, her hasta ve sonuç olarak her vaka, vefatlarda olduğu gibi toplum olarak gücümüzden, moralimizden bir şey eksiltiyor. Salgının toplumu zayıf düşürmesine izin vermeyelim. Tedavilerimizi yapan sağlık personelinin ailelerinin yanına döndüğünde yorgunluktan onlara ayıracak vakitleri kalmadığını unutmayalım. Sağlık çalışanlarımızın en büyük motivasyonu hasta sayısının azaldığını görmektir.
"Durumun salgının kontrolden çıktığı şeklinde algılanması yanlış bir algı olacaktır. Hastane yükümüzün arttığı, yoğunluğun da etkisiyle sağlık yatırımlarını öne çektiğimiz illerimizde yatak kapasitesini ayrıca artırdığımız doğrudur. Sorunu krize dönüşmeden çözebiliyor olmamız, kontrol altında olduğunun ispatıdır.
"Bizler bu savaşta herkesin bizlerle aynı kararlılıkta olduğuna inanıyoruz. Tek tek hastaların tedavisiyle ilgilenen, arayıp durumlarını takip eden sağlık çalışanlarımıza herkesin minnet duyduğunu düşünüyorum. Bu yükü azaltmak için tedbir seferberliği başlatmak konusunda kararlı olalım. Maskesiz adım atmayalım, sosyal mesafe kuralına uyalım.
"Başarılı günlerimiz ve başarısızlıklarımız var. Kısıt günleri bize kalkan oldu, normalleşme sürecinde bir bocalama yaşadık ve bunu aştık. Görünen o ki, bayramlar, düğünler, taziyeler, salgın sınavında başarısızlığa yol açan zamanlar oldu. Sonbahara girerken tüm dünyayı tehdit edecek bir riske yaklaşıyoruz. Grip vakaları salgın açısından çok sakıncalıdır. Zamanımız kapalı mekanlarda geçeceği için, grip hastalığın yayılmasını kolaylaştıracak. Bir insanın gribe ne kadar kolay yakalanabileceğini hepimiz biliyoruz. Tedbirlere uymazsam hastalık tıpkı grip gibi önü açık şekilde yayılabilir.
Bugüne kadar duymayı en çok arzu ettiğiniz şeyi söylemenin vakti geldi. Tarih sonu gelmemiş bir salgın kaydetmemiştir. Bitmemiş savaş, bitmemiş salgın yoktur. İnsan aklı, Koronavirüs karşısındaki galibiyetini ilan edebilecektir. bilim dünyası, yılın sonuna kadar sonuç alınacağı konusunda hemfikirdir diyebiliriz. Şu anda hazırlık çalışmaları Faz 3 aşamasında olan aşı çalışmaları var. Biz de Türkiye olarak kendi aşı çalışmasını sürdürürken, en erken uygulama için tedarik işlemlerimizi başlattık. Çin aşısının ilk uygulamasına bugün 3 gönüllü sağlık çalışanında başlandı. Sonu görünen salgında son kritik ayları yaşıyor olabiliriz. Aşıyı beklerken, daha dikkatli olalım. Salgın çaresi, yeni bulaşmaların bahanesi olmasın.
"Ciddi ilerlemeler kaydeden aşı çalışmasının sonunu beklemek hepimiz için moral ve güç kaynağıdır. Sağlık ordumuz adına sizden istediğim, o güne kadar tedbirlere sarılmanız ve direnmenizdir. Bu yaşadığınız hayat böyle kalmayacak, gerçek normalimize döneceğiz. Bana ve sağlık ordumuza bize destek vermenizi istiyorum.
"Bugün toplam hasta sayımız 1771. Test sayımız 112 bin 645. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı ise 63. Zatürre oranımız son bir haftanın ortalaması yüzde 7,1. Ağır hasta sayımız artmaya devam ediyor. Özellikle tabloda ağır hasta ve vefat sayılarının son derece önemli olduğunu belirtmek istiyorum, bugün 1351'e kadar çıkmış durumda.
"Yatak doluluk oranımız bütün Türkiye için yüzde 51,6. Yoğun bakım doluluk oranı yüzde 66,3. Dolu ventilatör oranımız yüzde 33,6.
"En ok vaka olan iller kıyaslamasında son hafta günlük ortalama vaka sayısının, son ay günlük ortalama vaka sayısına göre değerlendirildiğinde en yüksek artış Kayseri. Bu ilimizi Ankara, Mersin takip ediyor. Son üç günün son haftayla karşılaştırılması dikkate alındığındaysa artış yaşanan ilimizin olmamasıysa son derece umut vericidir. Hasta sayısında azalış olan illerimize baktığımızda Artvin'de, Bartın'da Ardahan'da ciddi düşüşler olduğunu görmüş oluyoruz.
"Ankara'ya baktığımızda yatak doluluk oranı yüzde 52,9. Yoğun bakım doluluk oranı yüzde 64,8. Ventilatör doluluk oranıysa yüzde 28,1. Son ay günlük ortalama zatürre vaka oranı ise yüzde 6,02. Son hafta zatürre oranı yüzde 3,02. Son üç güne geldiğimizdeyse bu oranın yüzde 2,39'a indiğini görmüş oluyoruz.
"Temaslardaki filyasyon oranımız yüzde 99,6. Bu kişilere ortalama 15 saatte ulaşabildiğimizi görüyoruz. Biz zaten filyasyonu günübirlik yapma hedefiyle çalışıyoruz. Bu zamana kadar filyasyon yapılan kişi sayısı 439 binin üzerinde.
"Aşıyla ilgili geçen toplantıda da bahsetmiştim, dünyada yaygın bir ilerleme söz konusu. Faz 3 çalışması devam eden 9 aşının 6'sında hastaya uygulamalar başladı. Bunlardan bir tanesi Çin'den gelen bir aşı, bugün Hacettepe'de 3 sağlık çalışanı ile başlamış oldu. ağırlıklı sağlık çalışanları gönüllü olarak katıldı, 1200 kişiye yapılmış olacak, devamında 10 bin kişi daha ilave olmuş olacak. İki aşı yapılıyor, 15. günde ikinci aşı olmak üzere, ay sonunda da antikor gelişimi görülmüş olacak. Bir diğer aşı Pfizer'in aşısı, izin verilmiş oldu. Ayrıca Rusya'da geliştirilen bir aşıyla ilgili müracaat oldu, bir iki eksiği söz konusuydu. Yapılan çalışmaların uygun olduğunu, olumlu sonuçlar aldığını dosyadan anlıyoruz, Faz 3 için eksik tamamlandığında haftaya izin verilebilir. Yerli aşılarımızla ilgili 13 tane çalışmamız var, bunlardan iki tanesi hayvan çalışmalarını bitirme noktasına gelmiş oldu, daha Faz 1 çalışması başlayan olmamış oldu. Zannediyorum bu yıl için değil ama gelecek yıl için yerli aşımızı da üretme noktasında oldukça yol alacağımız kanaatindeyim.
"Sokağa çıkma yasağı gibi benzer kısıtlamaların tercih edilmediğini biliyoruz. Türkiye için de sokağa çıkma gibi bir yasağın şu an söz konusu olmadığını, Bilim Kurulu'nun da öyle bir önerisi olmadığını söyleyebilirim. Maske ve mesafe pratik, son derece basit iki uygulama, bununla da sonuç aldığımızı biliyoruz. Daha çok hareketliliği azaltan durumlarla ilgili il kurullarımız bazı kararlar alıyor, bunları da destekliyoruz. İl kurullarının kamu değil, özel için de kararlar alabileceğini söylemek istiyorum.
"Gençlerde giderek hayatını kaybedenlerin sayısının aynı olmadığını, düşük olduğunu, hiç olmadığı anlamında söylemiyorum. Ama genç yaşta kaybettiklerimizin genelde ağırlıklı altta yatan bir kronik rahatsızlığı söz konusu idi. En son hayatını kaybeden öğrencimiz de primer immün yetmezliği olan bir öğrencimizdi. 42 gün gibi bir zaman diliminde epey yoğun bir çaba içinde oldular, maalesef hayatını kaybetmiş oldu. Gençlerin bulaştırıcılığının yüksek olduğunu, özellikle kronik rahatsızlığı olan yaşlı büyüklerimize bulaştırma noktasında çok ciddi sorun oluşturduğunu, herkesin virüs taşıyormuş gibi maske ve mesafe kuralına uymaları gerektiğini söylüyoruz.
"Okulların açılmasıyla ilgili genel bir karar alınmıştı, hazırlık ve 1. sınıflarla ilgili 21'inde açılması şeklinde. Bir çalışma yapıldı, bu dönemde özellikle 2+5 gün şeklinde bir uygulamaya geçilecek, hazırlık ve 1. sınıflarla ilgili. Salgının çok yoğun olduğu illerdeyse gerektiğinde il kurulları bu anlamda başlatmama noktasında karar alabilir. 3 hafta sonrası için de salgının seyri, bölgesel durumu tekrar değerlendirilecek.
"Aşıyla ilgili biliyorsunuz pnömokok aşısı piyasaya verilmiş durumda. Hangi hasta grubuna yapılması gerektiğiyle ilgili herhangi bir sorunumuz söz konusu değil. Çocuklarla ilgili de herhangi bir sorun söz konusu değil. Grip aşısı daha Türkiye'ye gelmiş değil, dünyada da uygulamaya başlanmadı. Dünyada arzı yüzde 20'yi değişmedi, sanki Korona aşısıymış gibi bir algı oluşuyor. Herkes bu aşıyı mutlak yaptırmalı gibi bir durum söz konusu. Bu doğru değil. Biz geçen yıla göre daha fazla aşıyı tedarik etme noktasında adım attık. Bunun için gayret içindeyiz. Grip aşısını zorunlu yapmamız gereken kişilere özellikle yapılmasını istiyoruz. Bilim Kurulu, bununla ilgili kimlere yapılmalı konusunu tekrar gündemine almış durumda. Kimlere yapılması gerektiği tespit edildiğinde de aşılarımızı yapmış olacağız.
"Biz özellikle bu salgın döneminde vatandaşımız sağlık kuruluşuna müracat ettiğinde erken dönemde test yapılarak tanısının konmasını, tanısının pozitif olan kişi için aracıyla evine bırakılmasını organize ediyoruz. Biz pozitif olan vakanın evine araçla bırakılmasını organize ediyoruz. Evine giden, gönderilen kişinin filyasyonunu aynı gün yapmak istiyoruz, onun için 15 saate kadar indi. Temaslılarını tespit ettiğimiz semptomu olanlardan numune alıyoruz. Özellikle temaslı olup semptomu olmayan kişilerle ilgili numune almıyorduk biliyorsunuz. 6 ve 7. gün olmak üzere numuneyi belirti vermeyen, semptomu olmayan temaslıdan almayı önerdi Bilim Kurulu. Bundan sonraki süreçte bunu uygulayacağız. Dünyanın hiçbir ülkesinde 11 bini geçen filyasyon ekibi sahada değil. Dünyanın hiçbir ülkesinde evde izole edilen kişiler takip edilmiyor, hiçbir ülkede erken dönemde ilaç başlamıyor.
"Vatandaşımız şundan emin olsun, biz bu dönemde dikkat ederseniz sahada pozitif olan her kimse, yani vaka anlamında söylüyorum, herkese salgın döneminde filyasyon yapıyoruz. Kaç kişiyse, bu kişilerin temaslılarını tespit ederek izole ediyoruz. Bunu gizleyerek siz salgını önleyebilir misiniz? Pozitif olan her vakaya, herkes bizim HES sistemimizde yer alıyor. Yani güvenlikli alan veya güvenli alanla ilgili herkes pozitif olan, HES sisteminin içinde yer alıyor. Önümüzdeki dönemde asıl üzerinde durulması gereken şu olmalı, burada taşıyıcıların 8 değil 188 olmadıkça bir farkı yok, önemli olan o birim, hastane ortamında tedavi edilmesi gereken, sağlık kuruluşuna yük olan hastayı bizim sürdürülebilir kılmamız gerekiyor. Bizim daha çok hastane yükünü gündemimize almamız gerekiyor. Ağır vaka sayımız her gün artıyor, biz istersek düşürsek nereden bileceksiniz, ağır vaka sayısının düşürülmesi vaka sayısının düşürülmesinden daha mı zor? Verdiğimiz tabloda asla bir yanlışlık söz konusu değil, biz günlük hasta sayımızı her gün veriyoruz. Taşıyıcılarla değil, bizim hastane yüküyle uğraşıyor olmamız gerekiyor, odaklandığımız yer orası, vatandaşımız da bu konuda müsterih olsun. Her vatandaşımıza antiviral ilacı veriyoruz, bir paketinin 14 dolar olduğunu söylemek istiyorum."