Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Öcalan’ın Newroz’a mesaj gönderip gönderemeyeceğine ilişkin konuştu. Canlı bağlantı olamaz mektup gönderebilir dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Dikmen Hakimevi’nde düzenlenen iftar programında basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Sürecin akamete uğramaması lazım
Abdullah Öcalan'ın çağrısında bir şart olmadığını belirten Bakan Tunç, "Silah bırakma şartı yerine getirilmezse terörle mücadele devam eder. ‘Bundan sonraki adımlar ne olabilir?’ şeklinde şimdiden bir tartışma doğru değil. Bu sürecin akamete uğramaması lazım, bu hepimiz için önemli. Eğer çağrının muhatabı olumlu cevap verirse Türkiye’de terör sonlandırılmış olur. Bundan daha önemli bir aşama söz konusu olamaz" diye konuştu.
Umut hakkı tartışmalarını da değerlendiren Tunç, mevzuata dikkat çekti.
Bakan Tunç, şunları söyledi:
"Bu çağrıda herhangi bir şart, herhangi bir koşullu salıverme veya bir umut hakkı talebi söz konusu değil. Burada muhatap devlet değil, muhatap örgüt. Dolayısıyla örgüt bunu nasıl değerlendirecek bunu hep beraber göreceğiz. Değerlendirilse terör bitmiş olur. Değerlendirilmezse de terörle mücadele devam eder. Diğer konularla ilgili henüz herhangi bir çalışma da yok. Bunu açıklıkla ifade edebiliriz"
İmralı mevzuata uygun
Bakan Tunç, İmralı’da bir tecrit olmadığını savunarak “Geçmişte de hep tecrit olduğu, sağlık durumunun kötüye gittiğini söylediler. Ama onların hiçbirisinin olmadığı, orada yanında başka mahkumların da olduğu, sağlık durumunun kötü olmadığı, bunların bir dezenformasyon olduğu ortaya çıktı. Hükümlülerin cezaevindeki şartları bellidir. Yani hükümlüye göre bir şart, bir ayrım söz konusu değil. Orada sağlık şartları, yeme, içme, barınma şartları hepsi mevzuatımıza uygun şekilde yürütülüyor" diye konuştu.
Mektup gönderebilir
Öcalan’ın Newroz’a mesaj göndereceği iddialarına ilişkin ise “Mektup gönderebilir, telefon ile görüşebilir. Bunlar mevzuatta olan hususlar. Ama bir video ile canlı bağlantı ile temas kurması söz konusu değil. Mektup gönderebilir. Hükümlüler mektup yazabilir, hükümlülere de mektup yazılabilir. Böyle bir talep yok şu anda. Talep olursa mektup ile ilgili değerlendirme yapılabilir. Nevruz’u kutlamak için bir mektup gönderecekse zaten o mektup bu çağrının ruhuna uygun olması lazım ki yoksa çağrının bir anlamı kalmaz. Çağrıyı bu sefer siz yırtıp atmış olursunuz. Dolayısıyla bunun sınırlarını aşmayan bir mesaj olabilir. O çağrının dışına taşan farklı bir şey olursa sürece zarar veren bir açıklama olur. Dolayısıyla o yola girilmez diye düşünüyorum" dedi
Bakan Tunç, İmralı'da yapılan görüşmede çekilen fotoğrafın yanında video çekilip çekilmediği sorusuna "Orada fotoğrafı da çekildi videosu da alındı. Video tamamen devletin güvenlik ve istihbaratı açısından çektiği bir video" cevabını verdi.
İmamoğlu’nun soruşturma ve yargılamaları
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının, Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik konuşmaları çok çirkin ifadeler. Bu ülkenin Cumhurbaşkanına yönelik bir belediye başkanının o şekilde ifadeler kullanması gerçekten CHP adına da kendisi adına da bir talihsizlik. Sürekli kendisine karşı bir yargı tacizi varmış algısı oluşturmaya çalışıyor. Yargılandığı konular belli. Birisi Yüksek Seçim Kurulu üyelerine söylediği ifade. İstinafta devam eden bir süreç. ‘İstinaf niye karar vermiyor? Bir an önce karar versin.’ İstinaf ne zaman karar vereceğini sana sormayacak. Hem tarafsız ve bağımsız yargı diyorsun, hem de ‘benim hakkımda kararı çabuk ver’ diyorsun. Diğeri Ordu Valisine söylediği kelime. Buradan biz söyleyemiyoruz; ama o söylüyor. Yargıtay’da o davadan ceza almıştı. Para cezasına çevrildi. En son Esenyurt Belediye Başkanı ile ilgili soruşturma sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili ve Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilgili sözleri üzerine açılan dava, bir de diplomayla ilgili dava var. Diploma ile ilgili de kimin şikayetçi olduğu ortada. Yargının yürüttüğü soruşturmaları hedef alarak, yargı mensuplarına yönelik tehditkar ifadeler, yakışıksız kelimeler kullanırsanız bu olmaz. Bunu milletimiz de tasvip etmez. Sizin savunmanız var, itiraz mekanizmaları var, kararların verildiği anda başvuracağınız başka yollar var. Burada özellikle yargının yürüttüğü soruşturmalar üzerinden bir mağduriyet algısı oluşturup, ‘beni engellemek istiyorlar’ gibi bir durumun içerisine giriyor. Hep birlikte görüyoruz; o aday adaylığı toplantılarındaki kullandığı ifadeler kabul edilebilir ifadeler değil" ifadelerini kullandı.