Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grubu'nda yaptığı konuşmada, yoğun ve verimli bir haftayı geride bıraktıklarını belirterek, grup toplantısından sonra MGK toplantısıyla,Türkiye'ye ve millete hizmet yolundaki mesailerine kesintisiz şekilde devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, "Hiçbir kurumda adım kullanılarak iş yapılmasına rıza gösteremem. Ben bir bakanımı veya bir bürokratı aramıyorsam babamın oğlu olsa kapıdan geri koysun" dedi. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Eskiden beri yaşanan ancak son zamanlarda giderek daha sık kulağına gelmeye başlayan, kendisini son derece rahatsız eden bir hususu bugün paylaşmak istediğini aktaran Erdoğan, "Bürokrasi başta olmak üzere, pek çok yerde, nerede işinin altından kalkamayan, nerede tembellik yapan, nerede sorumluluğunun yükünü taşımayan biri varsa, hemen şu tarz ifadelerle işin içinden sıyrılmaya çalışıyor: 'Beyefendi böyle istiyor' veya 'Cumhurbaşkanımız böyle istiyor' veya 'Külliye böyle istiyor.' Bu yöntemin basit bir bürokratik işlemden, herhangi bir yatırımın detaylarıyla ilgili tercihlere, ömrümde hiç görmediğim, tanışmadığım insanların taltifi veya tasfiyesine kadar her konuda kullanıldığı anlaşılıyor. " diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer ben birisine bir şey söyleyeceksem, bir konuda tavır koyacaksam, bir irade beyan edeceksem, kimseyi aracı kılmaya ihtiyacım yok, bunu bizzat kendim yaparım. Bırakınız Türkiye'yi, dünyada bu konuda açık yürekli, kararlı liderleri az görürsünüz. Bu kadar net." dedi.
"Benim gözümde başarısız kişidir"
Şimdi birilerinin çıkıp bu tarz ifadelerle millet ile aralarına girmelerine izin veremeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana göre bu tavır, yani; 'beyefendi, Cumhurbaşkanı böyle istiyor' sözü, adeta bürokratik oligarşinin yeni bir şifresi haline dönüşmüştür. Sorun çözme makamında oturduğu halde, kim olursa olsun, sürekli şikayet eden, suçu başkalarına atan, özellikle de bizi bahane ederek, kendini kurtarmaya, temize çıkarmaya çalışan herkes benim gözümde başarısız kişidir.
Biz milletimize hizmet için gece gündüz demeden, şevkle, azimle, coşkuyla çalışıyoruz. Herkesten de bu şekilde hizmet ortaya koymasını bekliyoruz. Bakan bakanlığını tıkayacak, bürokrat kurumunu tıkayacak, siyasetçi teşkilatını tıkayacak, belediye başkanı belediyesini tıkayacak, ondan sonra da suçu bizim üzerimize atacak. Yok öyle yağma, herkes görevini yapacak."
"Babamın oğlu olsa"
Cumhurbaşkanı olarak her zaman, işini yapan herkesin, değil önünü kapatmayı, daima en büyük yardımcısı, en büyük destekçisi olduğunu belirten Erdoğan, önüne getirilen tüm konularda, kararını muhataplarına olumlu veya olumsuz olarak açıkça ifade ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, işi sürüncemede bırakmanın, herkesin yüzüne duymak istediğini söyleyip, arkadan başka işler çevirmenin asla tarzı olmadığını aktararak, şunları kaydetti:
"Bizim tarzımız; doğruya doğru, yanlışa yanlış demektir. Bunu birlikte çalıştığımız, mesai sarf ettiğimiz herkes çok iyi bilir. Biz yıllarca bürokratik oligarşiyle mücadele ettik ama şimdi şahsım üzerinden yeni bir bürokratik oligarşi inşa etmeye çalışmaları asla kabul edilebilir bir durum değildir. Hiçbir bakanlıkta, hiçbir kurumda, hiçbir teşkilatımızda şahsımın adı kullanılarak, herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar, kaideler dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Bu benim en yakınım da olsa, lütfen, bizzat ben bir bakanımı, bir bürokratı aramıyorsam, babamın oğlu olsa kapıdan geri koysun.
Tüm bakan arkadaşlarıma, şu 15 yıllık süre içinde her zaman bunu söylemişimdir: Adımı kullanarak sizlere kim geliyorsa, lütfen eğer benden bir telefon almıyorsanız bana sorun ve bunu teyit etmiyorsam bu insanları lütfen gönderin. Ne demek adımı kullanmak. Bu bir defa bizim adabımıza, edebimize, siyaset etme anlayışımıza temeliyle terstir. Onlar kolaycılıktır. Bunu yapanlar; hepsi sahtekardır, dolandırıcıdır. Bunlara yol vermeyin. İsmimi, unvanımı, kendi yanlışına, kendi basiretsizliğine alet etmeye kalkan hiç kimseyi affedemem. Bu tarz davranışlarla karşılaşanlardan durumu Meclisteki, partideki, Cumhurbaşkanlığındaki özel kalem görevlilerimle lütfen şahsıma iletmelerini rica ediyorum."
"Görüşmenin devamını önümüzdeki günlerde yapacağız"
Cuma günü ise ABD Başkanı Donald Trump ile önemli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu, uzun zamandır ilk defa ABD-Türkiye ilişkilerinde ortak frekans yakalayabildiğimiz bir görüşme oldu. Bu da tabii PYD/YPG meselesinden FETÖ'ye, ülkemiz aleyhine devam eden davalardan savunma sanayi iş birliğine kadar pek çok hususu enine boyuna konuştuğumuz bu görüşmenin devamını inşallah önümüzdeki günlerde tekrar yapacağız." dedi.
"Saçmalığın dik alası"
Toplantıda kadınlara yönelik şiddet karşısındaki güçlü duruşu ifade etmenin yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisi ve ailesi ile kadınlara ilişkin iftiralarına cevap verme fırsatı bulduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kendisine ya iddialarını ispat etmesi ya da özür dilemesi çağrısını yaptım. Bununla da kalmadım, iddialarını ispat ederse siyaseti bırakacağımı ve Cumhurbaşkanlığından ayrılacağımı, ispatlayamazsa da kendisinden siyaseti bırakmasını beklediğimi ifade ettim. Biraz sonra grup toplantısında güya belge açıklayacakmış. Geçmişte defalarca iddia ettiği yalan ve yanlışlığı, bizimle ilgisi olmadığı defalarca ispatlanmış konuları ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirecektir. Biliyorsunuz müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış. Şimdi yine aynı şekilde bakıyorsunuz yine kendine bir yerlerden bir şeyler gönderiliyor. Onlarla uğraşıyor. Benim çağrım açık, benim yurt dışında milyonlarca dolarlık paralar gönderdiğimi söylüyor. Belgesi var mı? Yok. Meselenin dünürlere kadar götürülmesi zaten saçmalığın dik alası. Bu çağrılarımın beyhude bir uğraş olduğunun farkındayım ama müfterilere meydanı bırakmamak gerektiğini biliyorum."
"Alevi kardeşlerimiz birinci sınıf vatandaşlarımızdır"
Milleti ister köken, ister mezhep, ister meşrep farklılıklarını bahane ederek bölmeye çalışanların, kim olursa olsun Türkiye'nin düşmanı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim PKK, PYD, YPG gibi terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadeleyi, Kürt kardeşlerimize karşı bir mücadele gibi takdim eden kişi olsa olsa bu ülkenin Lawrence'sı olur. Parası olan herkesin kullandığı bir kiralık katiller ordusu haline dönüşmüş olan bölücü terör örgütünü, Kürt kardeşlerimizle ilişkili hale getirmek Kürk kardeşlerimize yapılacak en büyük hakarettir. PKK'nın, YPG, PYD'nin bugüne kadar Kürt kardeşlerimize zerre kadar faydası dokunmuş mu? Tam tersine bu örgütlerin en çok saldırdığı, en çok kan döktüğü kişiler yine Kürt kardeşlerimizdir. Aynı şekilde son günlerde yeniden gündeme getirilmeye çalışılan, Alevi kardeşlerimize yönelik provokasyonları yapanlar da olsa olsa Lawrence misyonlu kişiler olur. Herkes gibi Alevi kardeşlerimiz de bu ülkenin asli sahipleridir, birinci sınıf vatandaşlarımızdır, her türlü hakka ve imkana sahip bireylerdir."
"CHP'nin tek politikası AK Parti'nin yaptığının tam tersini yapmak"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını eleştiren Erdoğan, şu açıklamaları yaptı:
"Amerika ile Rusya ile İran ile Irak ile Suriye ile dünyadaki 196 ülkenin herhangi biri ile sorun yaşarız, bu zatı yine karşı tarafın borazanlığını yaparken görürüz. Son günlerde yıl dönümleri vesilesiyle, Cumhuriyetimizi, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü sıkça andığımız için CHP'den her an Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı açıklamalar yapılmasını bekler hale geldik. Çünkü bunların kendilerine mahsus bir duruşu yok. Tek bir politikaları var, o da bizim ve AK Parti'nin yaptığının tam tersini yapmak, söylediğinin tam zıddını söylemek. CHP, bu zat eliyle hızla, maalesef ana muhalefet partisi olmaktan çıkıp 'ana hıyanet partisi' konumuna doğru sürüklenmektedir."
"Ortada seviye kalmadı"
Meseleleri siyasetin sınırları içerisinde konuşmayı sevdiklerini, kaliteli siyasetin ülkenin büyüme ve gelişmesine katkı sağlamakla birlikte bununla meşgul insanların da haz duymasını sağladığını belirten Erdoğan, Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile de tartıştıklarını, atıştıklarını ama polemiklerinin bir seviyesinin bulunduğunu kaydetti.
"Bugün ortada seviye filan kalmadı." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yok sayıp cevap vermesek, terbiyesizliklerini siyaset yapmak sanıyorlar. Muhatap alıp ağızlarının payını versek, bu defa biz kendimizi onların seviyesine düşürmüş oluyoruz. Açıkçası ne yapacağımızı biz de şaşırdık. Her sıkıntımız gibi bu konuda da milletimizi hakem tayin ediyoruz. İşte 2019 seçimleri hızla yaklaşıyor. Milletimizin önüne çıkacağız. Biz, yaptıklarımızı, yapacaklarımızı, geleceğimiz için kurduğumuz hayalleri, geliştirdiğimiz projeleri anlatacak, sandıkta destek isteyeceğiz. Ana muhalefet de çıkacak herhalde heybesinde ne kadar iftira, ne kadar yalan dolan, ne kadar hakaret, ne kadar zehir varsa onları ortaya dökecek."
"ABD Başkanı Trump, aramazsa ben arayacağım"
Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Erdoğan, bir gazetecinin, "Bugün saydınız tek tek, sözleriniz bürokratik yapıya mıydı? Benim adıma özellikle bakanlar dediniz..." sözlerine"Hepsine, hepsine. Tepeden tırnağa tepeden tırnağa, istisnası yok. Kendi ailem de dahil." diye yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Size spesifik şikayetler mi geldi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Tabii canım hepsi geliyor. Kimse de bizi affedersiniz kullanma yoluna gidemez. 'Beyefendi böyle dedi, Cumhurbaşkanı böyle dedi'. Geliyor karşıma, kardeşim kim söyledi? Filanca söyledi, ne söyledi? 'Beyefendi böyle dedi'. Ver ismini. Ama... Ne aması? Ver işte. Şikayet ediyorsan ver ismini, ben de hakkından geleyim. Görevden almaksa görevden alırım. Olanları görüyorsunuz. Biz, artık bu makamı kullandırtmayacağız. Ne gerekiyorsa onu yapacağız. Çünkü bu makamlar öyle sahtekarların, dolandırıcıların kullanacağı makamlar değil."
Recep Tayyip Erdoğan, "ABD Başkanı Trump'la ne zaman görüşeceksiniz?" sorusuna yanıt verirken de "Kendisi 'Önümüzdeki hafta içinde arayabilirim' dedi, bu hafta içinde. Ararsa o, aramazsa ben arayacağım." ifadelerini kullandı.