CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun hedefinde Erdoğan ve yargı paketi vardı. Erdoğan'a "Terör önemli değil onun için! Efendim neymiş ben başkan olacağım! Hayır, seni başkan yapmayacağız!" diye seslendi.
Erdoğian'la birlikte çay toplamaya giden yüksek yargı başkanlarına sert cümleler kuran Kılıçdaroğlu, "Peki kardeşim sen neden çay toplamaya gittin! Bir liseli öğrenci kadar yüreğin yok senin" diye seslendi.
ABD Tipi başkanlık tartışmasına ilişkin ise Başbakan Binali Yıldırım'a 3 soru daha yöneltti.
Kılıçdaroğlu sözlerini "Türkiye bir dikta yönetimine teslim olmamalı!" diyerek bitirdi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satırbaşları şöyle:
3 AYDIN HAPSE ATILDI
"Dün 3 aydın tutuklandı, hapse atıldı. Niçin 'terör örgütüne yardım yataklık yapmaktan'. Ben o savcıya soruyorum, terör örgütüne yardım ve yataklık yapan arıyorsan hepsi Ankara'da oturuyor. Bu aydınlar, ellerine bomba alıp eylem yaptılarsa hapse atın, valilere telafon açıp bunlar dokunmayın dedilerse bunları alın içeriye. Siz Türkiye'nin dünyada bozulan imajına katkı yapıyorsunuz.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez esnaf turist duasına çıktı. Şaka değil. Esnafın durumu çok kötü ben biliyorum. Ama seni bu hale getiren kim? Bu soruyu önce kendine, vicdanına sor bir. 14 yıldır iktidardalar. Eskiden turist geliyordu, ne oldu da bu turistler bıçak gibi kesildi? Esnaf kardeşim bu soruyu kendine soracaksın. Duana saygım var, senin de çoluk çocuğun var. Seni bu noktaya getiren, bu siyaset anlayışına senin de dur demen lazım. Türkiye bu manzaralarla ilk kez karşı karşıya. Bunu yaratan yanlış dış polikata değil mi? Esnaf, turizmci, çiftçi çekiyor mu çekiyor. Bu yanlış dış politika dışarıdakileri vurdu. Ankara'dakilerin bir eli yağda, bir eli balda.
NE OLDU İSRAİL'E MUHTAÇ HALE GELDİK
Bunlar değil miydi atıp tutanlar, İsrail dölü diyenler. 2 Ocak 2016, dönemin başbakanı, 'İsrail'e muhtacız' diyor. 78 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Türkiye ne oldu da bir anda İsrail'e muhtaç hale geldi? Asalrız, keseriz diyorlardı ne oldu da bu hale geldik? Şu andaki hükümet Türkiye'nin çıkarlarını korumaktan uzaktır, en zayıf dönemindedir, Türkiye'nin çıkarlarını kendi geleceği için pazarlayabilecek durumdır.
REFORM DEDİKLERİ BU
Bu hükümet sabah, öğlen, akşam her seferinde reform paketi açıklıyor. Vatandaş ne elde etti? Komik. 13 Haziran 2016, 'Türkiye yurt dışında verimli tarım arazisi kiralayacak' diyor Hükümet Sözcüsü. Sayın Nurettin Canikli bunu söyledi. Çiftçilere söylüyorum, siz bütün tarlalarınızı ektiniz, ürün yetmedi mi? Kimsenin aklına böyle bir şey gelmezdi. Bunların reform dedikleri bu. Sen 10 yılda iki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor. Çünkü çiftçi zarar ediyor. Siz Türkiye'yi bırakmışsınız, başka ülkelere bir şeyler yapıyorsunuz. Amaçları şu, malı götürecekler de kılıf hazırlıyorlar. Fakir fukaranın cebinden parayı nasıl götüreceğiz, bunun yolunu hazırlıyorlar. Her şeyimiz var, ekilmiyor, ithal ediyoruz, kendimiz ekeceğiz diyorlar.
VİCDANINA SOR KARDEŞİM
 Bu hükümet senin çıkarlarını savunan bir hükümet değildir. 14 yıldır Türkiye'yi yönetenler çiftçinin çıkarlarını savunanlar değildir. Türkiye'nin Tarım Bakanı Fransa tarımına yaptığı katkılar nedeniyle şovalye unvanı aldı. Bunu öğren kardeşim. Sandığa giderken düşün kardeşim, vicdanına sor kardeşim.
Çiftçi ürün ekiyor, teşvik-prim veriliyor. Devlet bankaya yatırıyor. Banka komisyonunu kesiyor. Devletten alacağın için komisyon kesiliyor. 'Elektrik borcun yoktur diye yazı getirirsen' ödeyeceğim. Devlet, hükümet bunu yapabilir mi? Sen çiftçinin mi, elektrik şirketlerinin mi hakkını koruyacaksın?
CHP İKTİDARINDA SANA YÜZDE 1 VERECEĞİZ
Toprak Mahsulleri Ofisi fiyat açıklamış değil. Üreticinin fiyatı çok düşmeyecek, tüketici de çok pahalıya almayacak. Ekinler ekildi, niye fiyat belirlenmiyor. CHP iktidarında sana prim verildiğinde banka komisyon kesmeyecek. Prim alacağını bloke ettirmeyeceğiz. Tarım Kanunu diyor ki, senin bu hükümetlerden 50 milyar lira alacağın var. Biz sana yüzde 1'i her yıl vereceğiz. Her köyde mutlaka bir ziraatçı veya veteriner olacak. Hem ziraatçılara iş bulacağız, hem de hayvan besicilere destek sağlamış olacağız. Hangi ürün için ne kadar prim ödeneceğini bir yıl önceden açıklayacağız.
"HAVUZUN KOORDİNATÖRÜ BİNALİ"
6 milyon işsizimiz var. Turizm sektörü nedeniyle, 500 bin gencimi işsiz kalacak. 17 milyon fakirimiz var. Terör azdı, her gün şehitlerimiz geliyor.
Havuz medyası var, koordinatörü Binali. Bir gazete '14 ile silah gömüldü' diyor. '287 terörist keşif için Türkiye'ye gönderildi' diyor. 14 ile silah gömülürken bu ülkede yönetici, vali, kaymakam, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı kimdi? Terör örgütüyle masaya oturan kimdi? Valilere 'aman bunlara dokunmayın' diyen kimdi? Valiye talimat verdin, 'Sakın bunlara dokunmayın' dedin. 200 ton bombayı şehirlere yerleştirdiler. Kimin iktidarında? Şimdi gerekçe arıyorlar, kime yıkarız diye.
"BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ KARDEŞİM"
Birisi de illaha ben 'başkan olacağım' diyor. Kardeşim seni başkan yapmayacağız, yapmayacağız. Sen çark etme.
3 SORU DAHA SORACAĞIM
ABD Başkanlık Sistemini getireceksen 3 soru daha soracağım. Orada milletvekilleri için süre kısıtlaması olmadan konuşur. ABD'de yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı var. Başkan, yüksek mahkemeye yargıç atarken, senato kararı olmadan atama yapamaz. Büyükelçileri atarken, senatoların onayı olmadan büyükelçi atayamıyor. ABD'de Başkan, Beyaz Saray'da oturur. Yemeğinin, masrafların, misafirin giderlerini öder. Binali Bey'e soruyorum. Sen bu modeli getirecek misin, getirmeyecek misin? Bin yüz küsur odalı sarayın kirası çok fazladır, bir gün kalmaz.
BİRİLERİ OTURDUĞU SARAYIN HESABINI VEREMİYOR
2002'de ekonomik kriz olduğu dönemde, vatandaşın kredi kartı borcu 6 milyar liraydı. Haziran 2016 tarihinde ise, 396 milyar lira. Vatandaş niye siyasetle fazla ilgilenmiyor, akşam eve nasıl gideceğini, sofraya nasıl oturacağını bilmiyordu. Faize karşılar ya, ödenen faiz 2008'den 2016'ya 239 milyar lira. Seni bu cenderenin içine kim aldı? Havuz medyasının haberlerini okuyorsun, ülke güllük gülistanlık. 239 milyar lira faizi kim ödedi?
Biz, CHP iktidarında, ilk çıkaracağımız kanun siyasi ahlak kanunudur. Ahlakı getireceğiz ki harcadığımız her kuruşun hesabını millete verelim. Biz halkımız, çocuklarımız, vatanımız, bayrağımız için çalışacağız. Her kuruşun hesabını vereceğiz. Birileri oturduğu sarayın hesabını veremiyor. İhanettir bu. Oturduğu sarayın maliyetini gizliyor. Her kuruşun hesabını vereceğiz.
HİTLER'İN YAPTIĞI GİBİ
Biz kul hakkı yemeyiz ama bunlar yerler. Haramzadelerde ahlak yoktur. Ahlaklı insan hiç kimsenin yaşam tarzıyla, inancıyla oynamaz. Adalet güçlendikçe ahlak da beğeni kazanır, kökleşir.
Şimdi adalet sisteminin temeline dinamit koymaya başladılar. Dediler ki HSYK bir şeye yaramıyor, değiştireceğiz. Dedik ki yanlış yapıyorsunuz! Haayır dediler ki biz üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Tarihe baksınlar, Hitler nerede tarihte, Mussolini nerede! Aynı akıbetle anılacaklar, tarihin çöp sepetine gidecekler! Ahlak erozyona uğradı! Her türlü ahlaksızlığı görebilirsiniz: Yalan, iftira, malı götürme; oysa bizim dinimiz ahlak üzerinde büyüyen bir dindir! Bir gecede 160 kişiyi yargıtaya tain ettiler. Yargıya militanlarınızı yerleştiriyorsunuz dedik. Hayır dediler, siz bilmiyorsunuz dediler! Ve devlette liyakatı öldürdüler.
BİR LİSELİ KADAR YÜREĞİN YOK SENİN!
Yeni yargı paketi geldi; komisyonda görüşüldü! Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez deyip düzenlemeyi hayata geçirmek istiyorlar. Ne diyordu çay toplayan vatandaş: Adalete güven yüzde 30'a indi! Peki kardeşim sen neden çay toplamaya gittin! Bir liseli öğrenci kadar yüreğin yok senin!
 Hitler'in bir danışmanı vardır Doktor Frank; hakimlere şöyle diyor: Vereceğiniz her kararda önce kendinize şunu sorun: Benim yerimde Führer olsa nasıl karar verir. Führer'in düşüncesi gibi karar vereceksiniz diyor. Diktatör bozuntusunun kim olduğunu ben de siz de iyi biliyorsunuz! Yargıda aksaklık varsa o kendi iç mekanizmaları aracılığıyla giderilir! Herkesi sıfırlayacak yeniden seçecek; kabak gibi seçeceğim diyor!
Ve dünya şöyle diyor: Türkiye'de diktar rejimi var! Yapılan düzenleme hukuki değil siyasi bri düzenleme! Biz hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz! Buradan Anayasa Mahkemesi'ne sesleniyorum! Nasıl ki YSK diye bir şey yok dediler ise yarın da Anayasa Mahkemesi diye bir şey yoktur diyebilirler. Hukukun kötüye kullanılmasına karşı çıkmazsanız yarın bumerang gibi gelir sizi bulur!
2015 yılında 69 milyar dolarlık yatırım kaçtı!
Yabancı sermaye stoğu 30 milyar dolar azaldı!
44 milyar dolarlık portföy yatırımı kaçtı!
Ülkeni seviyorsan, terörden muzdaripsen çiftçi kardeşim; ektiği ürünün karşılığını alamıyorsa, sevgili anneler çocuklarınızın eğitim sisteminden şikayetçiyseniz hepimizin oturup vicdan sorgulaması yapması lazım! Türkiye bir dikta yönetimine teslim olmamalı