Çorum Şeker Fabrikası ihalesi 8 teklifle başladı. İhaleye Tutgu, MBM Enerji, Albayrak Turizm, Kayseri şeker, Fernas İnşaat, Safi Katı Yakıt, Ekmekçi oğulları Metal ve Doğuş yiyecek içecek katıldı.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nda yapılan ihaleyi, Safi Katı Yakıt 528 milyon lira bedelle kazandı.
YOZGAT ŞEKER FABRİKASI DA SATILDI
Yozgat fabrikası için Albayrak Turizm, Erser Grup, Doğuş Gıda, İş- Kaya, Bergiz ve MBM Enerji olurken ihale Doğuş Gıda ve Erser Gıda teklif verdi.
En yüksek teklifi 275 milyon TL ile Doğuş Yiyecek ve İçecek Üretim Sanayi Ticaret AŞ verdi ve Yozgat Şeker Fabrikası'nı satın aldı.
Geçtiğimiz cuma günü Niğde-Bor ve Kırşehir şeker fabrikaları için nihai pazarlık süreci gerçekleştirilmişti. Niğde-Bor'u Doğuş Yiyecek İçecek, Kırşehir'i Tutgu Gıda kazanmıştı.
CHP'Lİ VEKİLLERDEN TEPKİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve beraberindeki Milletvekilleri ile Parti Meclisi üyelerinden oluşan CHP Şeker Komisyonu, Çorum ve Yozgat Şeker Fabrikalarının satışının gerçekleştirildiği Özelleştirme İdaresi önüne giderek bir bildiri okudu.
Özelleştirme İdaresi önüne giden Milletvekilleri Veli Ağbaba, Kadim Durmaz, Tufan Köse, Şenal Sarıhan, Hüseyin Çamak ve Parti Meclisi üyesi Yıldırım Kaya'dan oluşan heyet güvenlik görevlilerince engellenmek istendi. İdare'nin dış kapılarının açılmaması üzerine Ağbaba'nın demir kapıya tırmanması sonrası güvenlik görevlileri kapıyı açtı.
Ağbaba olaya tepki göstererek "Burayı kimse babasının çiftliği gibi yönetemez, ihaleyi bizlerden gizleyemezsiniz." dedi. İhale salonuna girmeyeceklerini ifade eden Ağbaba, "Bu kepazeliğe seyirci kalmamak için salona girmeyeceğiz. Bu satışı izlemeyeceğiz. çünkü çok uluslu sularda alınmış ve taşeronları tarafından uygulanan bir karar var. Bu nedenle salona girmiyoruz, kendi suçları ve kendi rezillikleriyle onları baş başa bırakıyoruz" ifadelerini kullandı.
CHP'li Ağbaba'nın açıklaması:
Veli Ağbaba'nın Özelleştirme İdaresi önünde okuduğu bildiri şu şekilde;
"Bu salondaki satıcılar ve alıcılar,
Kulaklarınızı açın ve bizleri dinleyin;
Şeker Fabrikaları için satış kararı alınmasından bu yana, CHP olarak 45 gündür yollardayız. Anadolu ve Trakya’yı karış karış dolaşarak 24 Şeker Fabrikasına gittik.
Gittiğimiz yerlerde yalnız olmadığımızı bilin. Satanlar dışındaki tüm siyasi partiler, her siyasi görüşten yurttaşlar, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, ticaret odaları bu satışa karşı bir araya gelmiştir. Ülkemizin dört bir yanında eylemler, gösteriler, imza kampanyaları gerçekleştirilmiştir. Fabrikaların satışına karşı Türkiye topyekün ayaktadır ve ülke sathında bir Şeker İttifakı gerçekleşmiştir.
Bu fabrikaların satış talebi, işçilerden, çiftçilerden ve vatandaşlardan gelmemiştir. Bu fabrikaların satış talebi, ülkemizi sömürmek isteyen küresel güçlerden gelmiştir.
Bizler bugün burada siyasi bir muhalefet için bulunmuyoruz. Biz bugün, tarihe not düşmek için buradayız.
Bizler, vatanımızın sömürgeleştirilmesine karşı ayağa kalkanlarız.
Bizler, “Her fabrika bir kale” diyen kurucularımızın izinden, kaleleri korumak için ant içmiş olanlarız.
Bizler sömürgecilere karşı topla tüfekle direnenlerin torunları olarak, paralarıyla gelen yeni sömürgecilere karşı cesaretle mücadeleye atılanlarız.
Şeker tüm dünyada stratejik bir üründür. Her evde olan, gıda bağımsızlığı için büyük önemi olan bir üründür.
Bu nedenle Şeker Fabrikalarının satışı, basit bir özelleştirme olarak görülemez.
Bağımsızlık yalnızca vatan topraklarına sahip olmakla sağlanmaz. Bağımsızlık, Mustafa Kemal Atatürk’ün de gösterdiği üzere, ekonomik olarak sağlanmadıkça yok hükmündedir.
Bizler, ulusumuzun bağımsızlığı için bu fabrikaların satışına karşı çıkıyoruz.
SATICILAR size sesleniyoruz;
Bu fabrikalar kimsenin tapulu malı değildir. Hele ki, bugüne kadar tek bir fabrika kurmamış olanların, çakılı çivisi olmayanların hiç değildir.
Bu fabrikalar atalarımızdan miras, çocuklarımıza ise emanetimizdir.
Türkiye’nin bağımsızlık sembolleri olan kalelerini satmak haddiniz de değildir, hakkınız da değildir.
ALICILAR size sesleniyoruz;
Bugün bu fabrikaları kimileriniz kendisi için, kimileriniz de yabancılara satmak için paravan olarak alıyor.
Bu fabrikalar, Saray düzeni yıkıldığında ve HALKIN İKTİDARI kurulduğunda, gerçek sahipleri olan halka iade edilecektir.
Halkımıza taahhüdümüz, sizlere ise uyarımızdır, bu fabrikaları 2019’dan sonra KAMULAŞTIRACAĞIZ!
Saraylarında keyif çatanlar ve bu salonda oturanlar,
Sizleri SUÇLUYORUZ!
Bu ihale, bir özelleştirme değil, peşkeş satışıdır.
Burayı satanlar da, alanlar da, tarih önünde ve halkımızın vicdanında suçlu durumundadır.
Bu lekeyi yıkamayla, süslü reklamlarla, ağdalı sözlerle çıkaramazsınız.
Suç işliyorsunuz ve suçlu kalacaksınız.
Bizlere ihaleye fesat karıştırıyorsunuz diyenler, sözümüz sizedir.
Şeker Fabrikalarını satarak bu ülkeye fesatı siz soktunuz. Fesatın başı sizlersiniz!
Şekeri satmak, vatanı satmaktır. Sizler bugün sadece iki fabrikayı satmıyorsunuz, sizler VATANI satıyorsunuz.
Bir kez daha haykırıyoruz;
ŞEKER VATANDIR VATAN SATILMAZ!
Bizler, 3 temel talebimiz yerine getirilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
1- Şeker Fabrikaları özelinde tüm özelleştirmeler derhal durdurulacak. Halkın olan halkta kalacak.
2- Nişasta bazlı şeker kotası %0’a inecek. Üretimi de ithalatı da yasaklanacak.
3- Şeker Fabrikalarında çalışan taşeron işçiler ve tüm kapsam dışı bırakılan işçilere hakları olan kadro verilecek.
Satanları uyarıyor, alanları da vicdanları ile baş başa bırakıyoruz!"