Parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Cevat Ayhan, hükümetin açıkladığı fındık fiyatlarını sert şekilde eleştirerek, üreticiye destek verdi. Geçen yıl 9 Temmuz da 5,15 YTL olarak açıklanan fındık fiyatı bu yıl 31 Ağustos’ta 4 YTL olarak açıklandığını belirten Ayhan, “Hükümetin açıklamasını bekleyemeyen borçlu üretici 2.6 YTL’den fındığını sattı. Son bir yılda tüketici fiyatlarında artış yüzde 11, temel gıda maddelerindeki artış ise yüzde 20’nin üzerinde. Bu insaf ve adalete sığar bir iş değil” dedi.
Fiyatlar artıp, geçim zorlaşırken hükümet üretici fiyatlarını neden düşürdüğünü soran Cevat Ayhan, “Hangi gerekçelerle fiyatı indirdiniz. Bunu nasıl izah ediyorsunuz? Hükümet fındık fiyatını düşürerek üreticiyi cezalandırmıştır. Verilen fiyat fındık üreticisi Hasan’ı üzdü, Hamburg’daki fındık tüccarı Hans’ı sevindirdi”dedi.Hükümetin bu hatalı kararı neticesinde fındık ihracat gelirinin de azalacağını belirten Ayhan, “Hükümet adına fındıkta ürün borsası kurulacağı üreticinin fındığını buraya makbuz karşılığı teslim edeceğini, ürününü piyasanın en iyi şartlarından satacağı ifade ediliyor. Dünyada böyledir ama Türkiye’de bunu uygulamak mümkün değildir. Kendimizi aldatmayalım, Türkiye şartlarında çiftçilerimizin çok büyük bir kısmı bundan faydalanamaz, çünkü;Çiftçilerimiz, gelir seviyesi en düşük topluluktur” diye konuştu. Öncelikle çiftçinin işletme sermayesi olmadığını, borçla tarlasını ekip evinin ihtiyaçlarını karşıladığını belirten Ayhan, “ Hasat zamanı borç baskısı altında derhal ürününü satıp borcunu ödeme durumundadır. Destekleme politikaları ile maliyetleri, rakip ülkelerin desteklerini dikkate alan makul fiyat ve peşin alım uygulaması ile piyasada istikrar sağlanır ve üretici korunmuş olur” dedi.
Tarım üretiminde üreticiyi koruyacak, kaliteyi ve verimliliği arttıracak politikalar uygulanmasını isteyen Ayhan, “Bu politikalar umut ve şevkle üretimin devamını sağlamalıdır. Aksi halde üretim geriler ve tarımda dışa bağımlı hale geliriz. Nitekim REFAHYOL Hükümeti’nden sonraki uygulamalarla tarım ürünlerinde ithalatçı hale geldik.
Tarımda gelişmiş ülkeler, yıllardır tarım destek politikalarını başarılı şekilde uygulamaktadırlar. Bunun en güzel örneği Avrupa Birliği’nde uygulanan tarım politikasıdır” dedi.
REFAHYOL Hükümeti’nden sonra uygulanan politikalar tarımı tahrip ettiğini ve üreticiyi hüsrana uğrattığını ifade eden Ayhan, “DSP-MHP-ANAP Hükümetinin bu uygulamaları maalesef AKP hükümeti’nde de devam etmiştir. Altı yıldır tek başına iktidar olan AKP hükümeti tarımın meselelerini anlamamış ve yönetememiştir. Yakında çiftçilerin tarlalarının banka borçları için icra ile satıldığını göreceğiz” diye konuştu.
Çiftçinin REFAHYOL hükümetinin uyguladığı tarım destek politikasını bugün takdirle hatırladığını belirten Ayhan, “İnşallah Saadet Partisi olarak tekrar iktidar olacağız ve tarımın, çiftçilerimizin meselelerini halledeceğiz” dedi.
RUSYA KRİZİNDE TAŞERON OLMAYALIM
Bir basın mensubunun Rusya ile ilgili krizi nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine konuşan Cevat Ayhan, “Rusya, komşumuzdur. Büyük ticaret ortağımızdır. Bu yılsonunda 40 milyar dolara ulaşacak bir ticaret hacmi bulunmaktadır. Ancak ticaret hacmi dengeli değildir” dedi.
Rusya’dan başta doğalgaz ve petrol olmak üzere sanayi hammaddesi ithal eden Türkiye’nin tekstil ve gıda gibi mamulleri ihraç ettiğini dile getiren Cevat Ayhan, Rusya ile yaşanan krizin Kafkaslardaki gerginlik sebebiyle olmaması temennisinde bulundu.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Türkiye ziyaretinde bu sorunun aşılacağına inandığını belirten Ayhan, daha önce Rus gümrüklerinde tarımda çıkarılan engelin şimdi ticari alanda yaşandığını hatırlatarak, bununda kısa sürede aşılabileceğini dile getirdi.
Ayhan, şöyle konuştu:
“Biz Rusya ile ilişkilerimizi en iyi seviyede muhafaza etmemiz gerekir. Hem ticari ortaklık, hem komşuluk, hem bölgenin güvenlik ve huzuru bakımından bütün komşularımızla olduğunu gibi Rusya ile de iyi münasebetleri korumamız lazım. Türkiye’nin bölgede batılı ülkelerle yürüttüğü projeler var. NATO içinde görevi var. Ama şu zaman bölgede batılıların taşeronu gibi davranamaz, olamaz. Biz, batı ile olan bir takım ittifaklarımızı, savunma ve ticari alanlardaki beraberliğimizi, komşularımızın zararına kullanılmasına vasıta olamayız. Aksine bunu önlemeye çalışırız”