Başbakan Binali Yıldırım, Lübnan Başbakanı Saad Hariri'yle yaptığı görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu.
Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları:
"Bildiğiniz gibi Türkiye ve Lübnan arasında yakın ve sağlam ikili ilişkimiz mevcuttur. Bu doğrultuda yapılacak çalışmalarla ilişkilerimiz daha da ileriye taşınacak. Böyle Lübnan'la var olan ekonomik, ticari ve güvenlik ilişkimizi daha da gerçekleştireceğiz. Lübnan'la ticaret hacmimizde gerileme var son 1-2 yılda. Bunun sebebi de bölgede yaşanan krizler ve Suriye'de yaşanan iç savaş.
Suriye'de yaşanan karışıklıkların bedelini en çok ödeyen ülkeler Türkiye, Lübnan ve Ürdün'dür. Altı yıldır milyonlarca mülteciye gereken her türlü desteği veriyoruz. Bu konuda da uluslararası camiadan beklenen katkıyı da göremedik. Ayrıca ikili ilişkilerimizin yanı sıra bölgesel konularda da görüş alışverişi yaptık. Zeytin Dalı Harekatı konusunda sayın başbakanı bilgilendirme fırsatım oldu. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve sivil halk hedef değildir. Hedef ülkemize yönelik roket saldırılarını bertaraf etmek, vatandaşımızın can ve mal güvenliğini garantiye almak, Afrin'e yerleşen terör örgütlerini oradan çıkarmaktır. Bunu gerçekleştirmek üzere ÖSO'dan askerlerle birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bu operasyonu gerçekleştiriyor. Terör örgütü orada burada propaganda yapıyor siviller ölüyor diyor. Asıl zarar gören bizim vatandaşlarımızdır. Daha bugün Hatay'da bir roket saldırısı gerçekleşmiş, 17 yaşında bir vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Zarar gören bölgedeki değil, Türkiye'deki vatandaşlarımızdır. Bu operasyonun haklılığı ortaya konmuştur.
Suriye'de barışın, kardeşliğin tesis edilmesi, Suriye'de terör faaliyeti yapmamış bütün etnik yapıların temsil edileceği bir barışın tesis edilmesi için Soçi sürecinin ardından Cenevre süreci yapılacaktır. Gerilimlerin ortadan kaldırılması için diğer ilgili ülkelerle birlikte hareket ediyoruz.
Son aylarda Kudüs'te yaşananları da ele alma fırsatı bulduk. ABD Başkanı'nın kararı tüm dünyada infial oluşturmuş, cumhurbaşkanımızın olayı sahiplenmesiyle konu BM'ye taşınmıştır. BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamayla ABD ve İsrail'in girişimi reddedilmiştir. Ümit ederiz ki, ABD ve İsrail yanlış tutumlarında ısrarcı olmazlar ve bölgedeki sorunların üzerine yenisini üretme gayretine girmezler diye düşünüyorum.
Bizim için Lübnan'ın toprak bütünlüğü, siyasi birliğini çok önemsiyoruz. Türkiye'nin istikrar ve birliği neyse Lübnan'ın istikrar ve birliği de o kadar önemlidir. Gerek ikili ilişkilerin geliştirilmesi, gerekse bölgesel konuların ele alınması için görüşmelerimizi devam ettireceğiz.
(Macron'un 'işgal harekatı olmasın' sözlerine yanıt) Fransa'nın düşüncesi sakat. İşgal mantığı içinde hareket etmiyoruz. Bizim Afrin'de yapmak istediğimizin ne olduğunu anlamak için Fırat Kalkanı'ndaki Münbiç, Cerablus ve Azez hattındaki 2 bin kilometrekarelik alana bakmaları gerekir. Türkiye her türlü terör tehdidine karşın yapması gerekeni yapar. Bu faaliyetler aslında ülkemizin hududu bulunan Suriye ve Irak'taki terör koridoru oluşturulmasına engel olacak.
Üç yıldır arazinin her tarafında terör örgütü muazzam bir tahkimat yapmış, büyük büyük tüneller ve duvarlarla kendilerine göre mevziler oluşturmuş. Bu yapıyı güvenlik güçlerimiz tespit edip gereğini yapmaktadır. Operasyon planlandığı şekilde devam ediyor. Bu sabah itibariyle etkisiz hale getirilen hedef sayısı 480, terörist sayısı 712'dir.
İdlib'deki yaşanan olay Türkiye'nin ne kadar doğru bir iş yaptığını ortaya koymaktadır. Terörün nereden geldiğinin bir önemi yoktur."