Erdoğan, şöyle dedi:
“Her ülkenin terörle mücadeledeki stratejisi, taktikleri farklıdır ve birileri kalkıp bizleri tahrik etmeye yöneliyor. Birileri kalkıp şahsıma yönelik farklı bir şekilde ‘Genelkurmayın Başbakanı’ gibi yakışıksız, çirkin ifadeler ortaya koyuyor.
Biz bir devletiz. Biz şu kurumun bu kurumun tekilci bir yaklaşımla değil, biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı milletin başbakanıyız. Bu görevi böyle üstlendik. Bu tür yaklaşımı gösteren medyaya da sesleniyorum. Kusura bakmayın Siz kimin medyasısınız bunu da sormak bizim de hakkımızdır"
Başbakan Erdoğan, AKP Genel Merkezi’nde yapılan Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada terörle ve terörle mücadelede yaşanan tartışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“Güven ve istikrarın" iki sihirli kelime olduğunu söyleyen Erdoğan, güven ev istikrarın olmadığı ülkeye girişimcinin ve turistin gelmeyeceğini söyledi. Erdoğan, terörizmle bütün kurumlarla birlikte etkin bir mücadelenin içinde olduklarını belirterek, teröristi ne yapıp edip tecrit etmeyi hedeflediklerini ve bu mücadeleyi en az zararla kararlı bir şekilde sürdürmenin gayreti içinde olduklarını kaydetti.
Bu mücadeleyi istisnasız bütün kurumlarla işbirliği içinde başaracağız belirten Erdoğan, “Herkes bilsin ki hükümetimiz bu konuda her zamankinden güçlü bir iradeye sahiptir. Hükümetimizin milleten aldığı yetkiyle bu iradeyi doğru kullanacağından herkesin emin olmasını istiyorum" dedi.
“O KADAR MAHİRDİN DE NİYE KÖKÜNÜ KAZIMADIN?"
Başbakan Erdoğan, terörün esas amacı bütün gayrı meşru araçları kullanarak moral tahribat meydana getirmek olduğuna işaret ederek şöyle konuştu:
“Terörün amacı propaganda olduğuna göre siyasetçilerin, güvelik güçlerinin, medyanın topluma karşı sorumluluğu olan herkesin, toplumla konuşan herkesin ama herkesin yapabileceği şeyler var. Şimdi bakıyorsunuz ki, herkesin yapması gereken şeylerde ciddi bir aksama var. Bunlar söylendiği zaman rahatsız olanlar var. Şu anda Hükümetimiz, Silahlı Kuvvetlerimizle birlikte yoğun bir çalışma içinde. Bunu nasıl minimize ederiz, bu konuda neler yapmamız lazım, yeniden yapılanma içine mi girmemiz lazım yoksa bölgede çok daha farklı kurumlar mı oluşturmamız lazım? Sınırda diplomatik olarak, sosyo-ekonomik olarak neler yapmamız lazım? Bütün bunların hepsinin A’dan Z’ye müzakere edilerek, akademisyenleriyle, medya mensuplarıyla konuşulduğu bir ortamda bakıyorsunuz herkes kendine göre bir şeyler atıp tutuyor. Terör uzmanı altında birileri çıkıp televizyonlarda ahkam kesiyor.
Bakıyorsunuz emekli askerlerden bazıları çıkıp ahkam kesiyor. Bilerek, bilmeyerek. 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl önce bölgede olanla bugün bölgede olan çok şeyler değişti. Ama bunların hiçbirisi değerlendirilmeden ahkam kesiliyor. Bazıları kendi hayat hikayelerini anlatıyor. Bu kadar mahirdin de niçin bu işin kökünü o zaman kazıyamadınız? Bu işi yapardın, kökünü kazırdın. Hayır, terörün dünyada kökünü kazıyan hiçbir ülke yok. Varsa gider onun de reçetelerini alırız."
“SİZ KİMİN MEDYASISINIZ?"
Her ülkenin terörle mücadeledeki stratejisi ve taktiklerinin farklı olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Birileri kalkıp bizleri tahrik etmeye yöneliyor, birileri kalkıp şahsıma yönelik farklı bir şekilde ‘Genelkurmayın Başbakanı’ gibi yakışıksız, çirkin ifadeler ortaya koyuyor. Biz bir devletiz. Ama biz şu kurumun, bu kurumun tekilci bir yaklaşımla değil, biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı milletin Başbakanıyız. Bu görevi böyle üstlendik" dedi.
Başbakan Erdoğan, “Bu tür yaklaşımı gösteren medyaya da sesleniyorum" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Basın özgürdür o ayrı mesele. Ama bu meselede ortak akıl yürütülmesi lazım. Bir ortak akla hizmet etmek gerekir. Biz mücadelemize kararlı bir şekilde devam ediyoruz devam edeceğiz. Silahlı Kuvvetlerimiz, Emniyet Güçlerimiz el ele, omuz omuza? Bizimle beraber olan akademisyenlerimizle, medya mensuplarımızla ve milletimizle bu yolda kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Ve bunu demokrasi içinde yapacağız. Demokrasi dışında bir yol bir çözüm aramıyoruz, böyle bir şey söz konusu değildir. Zaten terörün hedefi bu."