İşte Mustafa Koç'un konuşmasından satırbaşları...
- Bugün yaşanan belirsizlik olağan boyutların çok ötesine geçti
- Temel kurumlar sarsıntı geçirdi.
- Belirsizlik güven bunalımına dönüştü.
- Bu güven bunalımında piyasa sürekli artan oranda müdahale etmelerine sebep oldu.
- Finansal otoritelerin tutumları ve düzenlemelerle ilgili tartışmalar da su yüzüne çıktı.
- Belki de yeni uluslararası otoriteler tesis edilecek.
- Bu tür düzenlemeler G20 ölçeğinde kurgulanan bir süreç içerisinde gerçekleştirilir.
- Rekabete dayalı piyasa ekonomisi başı bozukluk anlamına gelmez.
- Krizle ilgili tartışmalar yeni küresel düzenlemeleri ortaya çıkaracak
KRİZİN ETKİSİ REEL SEKTÖRDE GÖRÜLECEK
- Reel sektörde krizlerin etkisinin daha belirgin görülmesini bekliyoruz
- Türkiye ekonmisinde dışa açıklık oranı yüzde 65 olduğu düşünülürse, ihracat pazarlarındaki daralma bize de yansıyacak.
- Yapılması gereken, tartışmaları bastırmak değil geniş istişare mekanizması ile süreci yönetebilecek hazırlıkları gerçekleştirmektir.
- Ülke olarak rotamızı kaybetmemeye, ülke olarak elde ettiğimiz refah kazanımlarını, bağımsız Merkez Bankası, dalgalı kur ve bütçe anlayışını korumaya özen göstermeliyiz.
- Kısa dönemli tedbirlerle öncelik vermek uzun dönemi ikinci plana atmak gibi bir lüksümüz yok
- Bir kez daha altını çizmeliyiz ki en önemli faktör toplumsal güven ortamının tesis edilmesidir
- Güven eksikliğini yaratan sebeplerin ne olduğu analiz edilmeli
- Burada seçimlerden bu yana ekonominin bir türlü birinci madde haline gelmemesi önemli bir faktör
- IMF ile anlaşmanın sona ermesi, yerine neyin konulacağının belli olmaması ve AB ile ilişkilerin gündem dışına çıkması güvensizlik yaratıyor
- Polemik yaratan açıklamalar gerçek gündemin ötesine geçiyor
Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın konuşmasından satırbaşları...
- Dünya ekonomisi ABD'deki aşırı riskli borçlanma nedeniyle ciddi bir krizle karşı karşı kaldı
- Olağanüstü şartlara göre gelişmiş ülkelerde alınan önlemler 2 trilyon doları buldu
- Türkiye bu dönemde yoluna farklı bir siyasi ve bölgesel gündemle devam etti.
- Küresel krizine önlem alırken en çok zorlanılan nokta topluma güven vermek
- Devir özel sektörün ve hükümetin beraber olma devridir
- Konuşmaları bastırma, biz gerekeni yaparız diyerek özel sektörü suçlama devri değildir
- Yön değiştren bir rüzgarın tehditi altındayız. Buna karşı alınması gereken önlemler şöyle:
1- IMF ile yeni bir stand by anlaşması imzalamalıyız. Bu konuda gereksiz bir şekilde gecikildi.
2- AB ile müzakerelerin hızlandırılacağı yönünde inandırıcı bir yol haritası ortaya koyulmalı
3- Özel sektör temsilcilerini de kapsayan forumlar oluşturulmalı. Burada farklı düşünce egzersizleri ihtiyaç olduğunda hükümetin güçlü refleksler göstermesine yardımcı olacak.
- Bankacılık sektörü risklere karşı dayanıklı. Kriz bankacılık kanalı ile bize gelemez ama Türkiye ekonomisi bir süredir yavaşlıyor. Sanayide yapısal bir dönüşüm sağlamak gerekiyor. Türkiye yeni bir sanayi stratejisine ihtiyaç duyuyor.
- 50 milyar doları bulan cari açık ciddi bir sorundur. Finansman açısından bizi sıkıntıya sokabilir. Düşen petrol fiyatları sorun olmaktan çıkmasına yetmeyebilir
İHRACAT AVRUPA VE RUSYA'DAKİ YAVAŞLAMADAN ETKİLENECEK
- İhracatımız Avrupa ve Rusya'daki yavaşlamadan olumsuz etkilenecek. Ayrıca başta turizm olmak üzere hizmet sektörü gelirleri azalabilir.
- Özel sektörün 140 milyar dolarlık dış borcu da önemli bir risk faktörü. Bunun finansmanını kısıtlı iç tasarruflardan karşılamak kolay değil.
- Bunun gelir ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerini yaşayabiliriz.
- Atılması gereken adımların basit olduğunu düşünmüyoruz. Çok zorlu adımlarla karşı karşıyayız. Böyle bir ulusal birlik havasının yaratılması siyasal istikrar içinde mümkündür.
- TÜSİAD olarak siyasal istikrardan çatışma ve kutuplaşmanın olmadığı, refahın arttığı, bölgesiz dengesizliklerin asgariye indirildiği bir durumu anlıyoruz.
- Herkes benim çizgime gelsin düşüncesini, suni gündemlerle siyasetin ve bürokrasinin ulusal hedeflere kitlenmesini engellemeyi anlamıyoruz.
- Yolsuzlukların üzerine gitmek yerine uyarıları siyasal karşıtlık olarak algılamayı siyasal istikrardan uzak görüyoruz.