Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Halkımız kandan ve gözyaşından bıktı. Hükğümet olarak bu olumsuzlukların halkımızın aydınlıkl geleceğini karartmasına izin veremeyiz.
Terörün istismar ettiği şartlarını bir bir ortadan kaldırıyoruz.
Meselenin siyasi, kültürel, sosyal boyutları olduğunu biliyoruz. Bunu Diyarbakır'a 2005'te geldiğimde söyledim.
Terörün halkımıza verdiği zararları hafifletmenin çabaları içerisinde oluyoruz.
Evini kaybeden, köyünü terk eden vatandaşlarımıza şu ana kadar 600 trilyon ödeme yaptık. Bu ödemelerimizi hız kesmeden sürdürüyoruz.
Mezralara kadar yol yapıyoruz. Diyarbakır'ın yolu suyu olmayan yeri kalmadı.
KÖYDES ve BELDES kapsamında mücadelemiz kararlı bir biçimde devam ediyor.
Sadece tarıma 1 katrilyon destek verdik.
Hani devlet buraya uzanmıyordu? İşte buyurun.
Yoksulluğu kabul etmiyoruz demiştik. Bir yandan makro ekonoiyi düzeltirken bir yandan doğrudan yatırım yaptık. Sosyal yardım gerçekleştirdik. Bu yardımları siz siyasi propoganda olarak yaptınız dediler. Bunlar üşüyen bir çocuğun elini tutmamışlar ki! "Siz milleti dilenciliğe alıştırıyorsunuz" diyorlar. Başının çaresine bak diyebilir miyiz? Neden o zaman Türkiye laik, demokratik, hukuk devleti demişler?