Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
35,9677
EURO
37,1790
IMKB
9.952,000
ALTIN
3.308,250
 
Hava Durumu ANKARA
-4 / 4 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"HERKES BAŞBAKAN'IN TAVRINI DESTEKLEMEK ZORUNDA MI"?
 HERKES BAŞBAKAN IN TAVRINI DESTEKLEMEK ZORUNDA MI ?
 
Hürriyet Gazetesi Genel Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Davos’ta Başbakan Erdoğan’ın tepkisi doğru bulduğunu ancak bu konuda eleştiri getiren gazetecilere tepki gösterilmesinin vahim olduğunu söyledi.
 
3.2.2009 - 06:10
Özkök “Bir ülkede, böyle bir olayda bütün gazeteciler, bütün yazarlar, Başbakan’ın tavrını desteklemek zorunda mı? Benim de hoşuma gitti, gururumu okşadı o tavır ama benim de eleştirilerim var.” dedi. Türkiye’de son dönemde Yahudi aleyhtarlığı ile ilgili endişeler taşıdığını belirten Ertuğrul Özkök “Gazze’de İsrail hükümetinin yaptıklarına karşı tepkilerin bazı çevreler tarafından çok bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde Türkiye’de Yahudi cemaatine karşı bir tepkiye dönüştürüldüğü izlenimleri var” diye konuştu.Ertuğrul Özkök, NTV’nin Yazı İşleri programında Mirgün Cabas ve Ruşen çakır’ın sorularını yanıtladı. Ertuğrul Özkök şöyle konuştu: “Ben oturumu canlı izlemedim. Aynı gün yapılan öğleden sonraki oturumu yani İran Dışişleri Bakanı ve Ermenistan Dışişleri Bakanı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile beraber yaptığı oturumu izledim. Ama daha oradaki oturumda başbakanın böyle bir çıkış yapacağı izlenimler vardı. Ben o oturum yapılırken Davos’ta başka bir yerdeydim. Bize ilk gelen izlenimler; felaket, skandal, ‘başbakan terk etti’ yönündeydi. Yani hep tepkili izlenimler geldi. Bir süre sonra Türkiye’den telefonlar almaya başladım. Davos’tan gelen mesajların tam aksi mesajlar Türkiye’den gelmeye başladı bana.

AYDIN BEY ONAYLADI

O gece Aydın Beyle 3-4 kez konuştuk. ‘Ben başbakanın bu yaptığını olumlu buldum, yapması gereken bir şeydi. Hoşuma gitti’ dedi. Yakınlarımdan CHP’ye oy vermiş akrabalarımdan benzer yönde görüşler geldi. Zaman geçtikçe konuştuğum yabancılardan aldığım izlenimler daha dengeliydi. Yani bir bölümü bu tepkiyi biraz ölçüsüz buluyordu ama konuştuğum insanların çoğu İsrail cumhurbaşkanının konuşmasını çok sert bulmuşlardı. Moderatörü çok eleştiriyorlardı. Sonra ben de banttan izledim. Doğrusu bence de Başbakan’a karşı yapılan hoş olmayan bir durum var. Tepki göstermek gerekiyordu ama o tepki nereye kadar gitmeliydi, tartışılabilir. Ama bence başbakanın tepki göstermesi orada normal olmuştur.

GAZETELERİN FARKLI TEPKİLERİ

Aydın Doğan medyası diye bir medya yok. Gazeteler var. Bu gazetelerin genel yayın yönetmenleri var, yazı işleri var. Elbette gazetelerin genel politikalarının belirlenmesinde Aydın Bey’in söyleyeceği sözler var. Aydın Bey bize yaptığımız yayınlarda Türkiye Cumhuriyeti anayasasının temel ilkelerine sadık kalmamız yönünde devamlı telkinlerde bulunuyor. Ama Aydın Bey’in gazetelere oturup, manşeti şu yapacaksın, bu yapacaksın, bu bunu yazacak gibi hiç bir etkisi olmadı.

NEREDEYSE ADAMLARI LİNÇ EDECEKLERDİ

O gece Aydın Doğan bana açıkça ‘Ben bu tavrı çok beğendim’ dedi. Ama gördüğünüz gibi grubun gazeteleri çok farklı manşetlerle çıktı. Yani Posta çok açık bir destek verdi. Radikal eleştirel bir tavra girdi. Hürriyet daha serin kanlı, olayı aktaran ama olayı başbakanın lehine ve haksızlığa uğradığını gösteren biçimde verdi. Ve Milliyet daha tepkili verdi. Buna karşılık Doğan grubu içindeki bir çok yazar arasında eleştirenler de vardı eleştirmeyenler de. Ama bunlar normal. Ben bunların niye eleştirildiğini anlamak istiyorum. Bir ülkede böyle bir olayda bütün gazeteciler, bütün yazarlar başbakanın tavrını desteklemek zorunda mı? Benim de hoşuma gitti, gururumu okşadı o tavır ama benim de eleştirilerim var. Burada ertesi gün Türk basınında gördüğün durum asıl vahim olandı. Yani 4 tane yazar, Oktay Ekşi, Ruşen, Okay bir de Kadri Gürsel. Neredeyse adamları linç edeceklerdi. Demokratik bir ülkeyse; burada başbakanın yaptığı bir davranış çok rahatlıkla eleştirilebilmeli. Şimdi burada hepimiz bir mutabakattan söz ediyoruz ama acaba kaçımız gerçek fikirlerimizi açıklıyoruz.

GAZETELER FARKLI FARKLI DÜŞÜNEBİLİR

Geriye dönelim 1990’lı yılların sonuna... Abdullah Öcalan’ın yakalandığı günlere... O günlerdeki Hürriyet gazetesini incelerseniz göreceksiniz ki Emin Çölaşan dahil Hürriyet neredeyse ‘Abdullah Öcalan asılmasın’ diye bir kampanya yaptı. Çünkü biz o görüşün Türkiye’nin lehine olduğunu düşünüyorduk. Peki o günlerde Türkiye’de esen hava neydi? Halka bıraksaydınız yüzde 80-90’ı o sırada Abdullah Öcalan’ın hemen asılmasından yana bir tavır sergileyebilirdi. Yani gazeteler her gün her konuda halkın gittiği doğrultuda yayın yapacak diye bir şey yok. Burada ben başbakanın oradaki tepkisiyle ilgili ‘yapılması gerekirdi’ diye düşünüyorum. Ama bu nereye kadar yapılmalıydı derseniz orada benim de itirazlarım var. Ben olsam masadan kalkıp gitmezdim ama bu benim görüşüm. Ama tepkisini göstermekte haklıdır diye düşünüyorum. Orada modoratörün çok müdahaleleri vardı. Amerikan toplumunda yadırganmayacak ama bizimki gibi toplumlarda çok yadırganacak müdahaleleri, elle kolla müdahaleleri vardı. Dolayısıyla başbakanında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bunu yapması doğaldı.

YAHUDİ ALEYHTARLIĞI

Ben Yahudi cemaatinin Türkiye’de çok rahat olduğunu düşünmüyorum. Tanıdığım bazı dostlarımdan aldığım hava, çocuklarından gelen korku duyguları, hakikatten ciddi boyutlarda...Türkiye’nin başta başbakanın bu konuda çok daha ikna edici, çok daha rahatlatıcı ve güven verici bir söylevi benimsemesi gerekir. Türkiye’de nereden bakarsak bakalım bugün Gazze’de İsrail hükümetinin yaptıklarına karşı tepkilerin bütün Türkiye değil elbette ama bazı çevreler tarafından çok bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde Türkiye’de Yahudi cemaatine karşı bir tepkiye dönüştürüldüğü izlenimleri var.

AKLIMA KÖTÜ ÖRNEKLER GELİYOR

Böyle durumlarda biraz abartılarak gelir düşünceler. Yani benim kulağıma Türkiye’de Yahudilere yapılan uygulamalarla ilgili çok kötü bir takım örnekler geliyor. Ama bunların bir kısmının ben abartılmış olduğunu düşünüyorum. Çünkü böyle durumlar dünyanın her yerinde böyle bir takım dedikoduların yayılmasına yol açar. Mesela ben Fransa’da öğrenciyken Orlean dedikoduları diye bir kitap çıkmıştı. Bilimsel bir kitap. Fransa’nın Orlean şehrinde genç kızlar ortadan kayboluyormuş Yahudilerin yoğun oturduğu bir şehirde. Ve bu genç kızların Yahudiler tarafından iğneli fıçılara konulup öldürüldüğü yolunda dedikodular çıkmış. Daha sonra anlaşıldı ki bu kızların çoğu hemen hemen hepsi Paris’e gitmişler orada kendi başlarına sevgilileriyle filan kendilerine hayat kurmuşlar. Ama bu dedikodular yüzünden o şehirdeki Fransız Yahudileri büyük zorluklar güçlükler çekmişlerdi ve saldırılara uğramışlardı o dönemde. Ve bununla ilgili de Fransa’da çok ciddi bir sosyolojik çalışma yapılmıştı.

GAZZE OLAYI TÜRKİYE’NİN KİMYASINI BOZDU

Şimdi ben Türkiye’de Yahudilerle ilgilide böyle bir havanın esmekte olduğunu görüyorum. Yani bu Türkiye’ye yakışan bir tavır değil. Yani Türkiye’de 30 bine yakın bir Yahudi cemaati var ve dünyanın hiç bir yerinde olmadığı kadar bu insanlar Türk toplumuna bağlı, Türk toplumu içinde kendisini hisseden insanlar. Ve Türkiye’nin zor dönemlerinde Türkiye’ye çok büyük katkıları olmuş insanlar bunlar. Ve Türk toplumunda çok saygın yerlere gelmiş insanlar var. Yani bunlara devlet ödülü verdik biz. Üstelikte bu insanlar öyle bir azınlık duygusu içinde yaşamak istemiyorlar. Bugün mülakatta söylenen bence en önemli laf o. ‘Ben hoşgörü filan talep etmiyorum, ben demokratik hakkımı talep ediyorum, ben bu ülkenin vatandaşıyım’ diyor. Biz buradaki duyguyu çok iyi okumak zorundayız. Yani bana utanç veriyor bu Türkiye’den dışarıya böyle bir hava yansıması, ızdırap veriyor ve kendimi de bu duyguların yayılmasında çok sorumlu hissediyorum. O bakımdan yani bu Gazze olayı Türkiye’nin kimyasını bence çok fazla bozdu diye düşünüyorum.”


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


SABAH ÇALIŞANLARINA ZAM

ERDOĞAN, ÇETİN ALTAN'A ÖDÜL VERDİ

RADİKAL'DEKİ TEK RADİKAL'DE GİTTİ
»  TRT 6'DA KÜRTÇE REKLAM BAŞLIYOR
»  O TARAF, TAM KADRO ADLİYELİK OLDU
»  CHP’NİN SUÇ DUYURUSUNA TRT GENEL MÜDÜRÜ ŞAHİN’DEN CEVAP
»  BAŞBAKAN ERDOĞAN , YENİÇAĞ'DAN TAZMİNAT KAZANDI
»  32.GÜN'DE BOMBA GERİLİMİ
»  ALİ KIRCA'DAN SHOV TV YÖNETİMİNE REST
»  SABAH'IN PATRONU HÜRRİYET'TEN KİMİ İSTİYOR?
»  SPK'DAN CUMHURİYET'E SUÇ DUYURUSU
»  HÜRRİYET "TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR" SÖZÜNÜ KALDIRACAK MI?
»  EMEKLİ OLMADAN NASIL KIDEM TAZMİNATI ALINIR?
»  BASIN KARTI SAHİPLERİNE YURT DIŞINDA DİL EĞİTİMİ
»  "BEN O TRT'Yİ CAMDAN AŞAĞI ATARIM"
»  ATİLLA OLGAÇ, LEMAN'DA KAPAK
»  TOPTAN'DAN ÖZGÜR BASINA DESTEK
»  UĞUR DÜNDAR, KİMLERE ÇATTI!
»  HINCAL ULUÇ'U ÇILDIRTAN SANSÜR
»  REUTERS'İN ACI GÜNÜ
»  ÇGD, 2008 YILININ BAŞARILI GAZETECİLERİNİ BELİRLEDİ
»  GAZETECİ-YAZAR ORHAN DURU VEFAT ETTİ
»  PARLEMENTO MUHABİRLERİ YÖNETİM KURULU BELLİ OLDU
»  TRT'DEN KÜRTLERİ KAHKAHAYA BOĞAN DİZİ
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.